Çarşamba, 02 Mart 2022 15:36

Bölgesel değil, küresel bir kriz

Dünya genelinde yüksek seviyede alarm var. Putin, nükleer alarm durumuna geçilmesi emrini verince perde arkası gizlenen konuşmalar neydi? Olayın buralara evirileceği elbette belliydi! Putin’in çılgınlık yapacağı kestirilmedi mi? Putin, Suriye iç savaşından beri bir Rus İmparatorluğu, Çar Rusya’sı, Eski Sovyetler Birliği’ni canlı tutmak adına büyük bir oyun içindedir. Rusya, çarlık hayali için Ukrayna’yı ilhak etmek adına üçüncü dünya savaşına prova yapmaktadır. 

Ukrayna ve Rusya… İki ülke arasındaki krizin dönüm noktası Mart 2014’te Kırım’ın ilhakıydı. 2014’ten bu yana Rusya yanlısı ayrılıkçılar ile Ukrayna ordusu arasındaki çatışmalarda yaklaşık 15 bin kişi öldü. Bugün ise Rusya, Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesi başta olmak üzere ülke geneline işgal planını başlattı. Kırım ve Belarus hattından saldırmaya başlayan Rusya, işgale devam ediyor. 

Belarus, diğer BDT (Bağımsız Devletler Topluluğu) ülkelerinin yanında, Rusya hükûmetine en yakın müttefiki konumundadır. Rusya ile Birlik Devleti adında devletler üstü bir oluşum kurulmuştur.

Kırım, Karadeniz’in kuzeyinde Azak Denizi’nin güneyinde bir yarımadadır. Eskiden, Ukrayna topraklarına Perekop yarımadası ile bağlanmakta olup yapılan kanalla Ukrayna ile fiziki bir bağlantısı kalmamıştır.

Ukrayna’nın, bağımsızlık sonrası benimsemiş olduğu dış politik tutumu bu süreçten ayrı tutulamaz. Ukrayna’nın dış politikasını belirleyen en önemli aktör olan Rusya Federasyonu ile olan ilişkilerinin tarihsel bağları vardır, her iki ülkenin kimlik inşasını oluşturan tarihsel mirasın ortaya çıkarmış olduğu resim ile daha anlaşılır olmaktadır. Nihayetinde, genel olarak, denge politikasını benimsediğini gördüğümüz Ukrayna, dış politikasının merkezinde ekonomik çıkarların belirleyici olduğu bir çekirdek olmakla birlikte, bu ekonomik bir yumuşak karın, zaaf olarak değerlendirilebilir. 

Sovyet sonrası dönemde, kimi zaman bağımsız bir ülke olma yolunda benimsemiş olduğu ülkü, zaafı yüzünden gerçekleşememiştir. Ayrıca, ülkenin hem tarihte hem de SSCB içerisindeki süreçte sahip olduğu kritik stratejik konumu ve önemi, günümüze kadar ulaşan süreçte, bu bölge üzerinde birçok rekabetin gözlemlendiği coğrafya olması sonucunu doğurmuştur. Bu çerçevede, geçmişten günümüze ulaşan, ancak özellikle 1990’lar ile yeni bir boyut alan, Batı ve Avrasya’cı yaklaşımların da bu ülkenin dış politikasında belirleyici iç ve dış baskı unsurları olduğu görülmüştür. 

 

Bu düşünce akımlarının uygulayıcısı olan Rusya Federasyonu’nun bu kapsamda bölgesinde inşa etmeye çalıştığı ekonomik ve siyasi projeler (BDT, Avrasya Birliği, KGAÖ), Ukrayna’da bir tercih yapma ihtiyacı yaratması açısından siyasi kampların belirlenmesinde etkili olmuştur. Hem Batının Soğuk Savaş sonrası siyasi ve ekonomik yayılma alanı içerisinde önemli bir yeri teşkil eden hem de Rusya’nın yakın çevresi üzerinde benimsediği ekonomik, politik vizyon içerisinde kilit bir konuma sahip olan Ukrayna, küresel ve bölgesel güçlerin çıkarlarının kesiştiği bir bölgedir.

Batı merkezli bir ittifak parçası yapılmaya çalışılan, Ukrayna geleneksel Sovyet akımına ters düşmektedir. Slav ırkın akrabalık bağlarını, bakiye olarak gören Rusya, tarihsel bağlarını ve bakiye alanlarını batıya teslimi konusunda sert bir direnç olarak sahaya sunmaktadır, Rusya açısından savaş kısmen test bariyeridir ve can alıcı konumdadır. 

Sonuç olarak, mevcut şartlar altında Ukrayna’nın içerisinde bulunduğu siyasi ve ekonomik kriz, ülkenin sahip olduğu nüfusun yapısı itibariyle de iç ve dış politikasını belirleme açısından onu zor bir durumda bırakmıştır. Tam olarak benzemese de ancak şekil itibariyle bölgesel ve küresel çatışan düşünceler açısından, 2008 yılında Rusya’nın Gürcistan’ı işgal ve tehdidi örneğini Ukrayna üzerinde uyguladığını görmekteyiz. 

Gürcistan-Rusya çatışması örneği ve sonrasında yaşanılanlar göz önüne alındığında Kiev yönetiminin belli bir dönem etkisizleştirileceği, yapılan iç ve dış fiili müdahaleler ile yeni statükonun, hayat sahalarının oluşturulacağı düşünülebilir. Böylece, kısa ve orta vadede, mevcut ülkesel ve siyasi yayılım alanlarının, Rusya açısından önemle çizilmektedir. 

 

İki ülke açısından hem yapılacak müzakerelerdeki avantajın hem de bölgedeki alansal nüfuzun da korunması için önemli olacaktır. Devam eden bir süreç olmakla birlikte, bütün bunlar ışığında Ukrayna dış politikasının gelecekteki görünümü ve şekillenmesi süreci, iç politik denklem ve Ukrayna merkezli olmaktan çok batı merkezli amaç doğrultusunda ABD ve AB arasında paylaşım aparatı olmaya devam edecektir. 

Vesselam.

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...