Dünyada yeni bir dönem planlanıyor. Özellikle karşılıksız basılan kâğıt para ile şu anda patlamak üzere olana bir balon dönemi yaşanıyor.
Yani normal olarak piyasada dolaşımda olan kâğıt para kadar karşılığında altın olması gerekiyor. Şu anda dünyada en büyük rezerv para olan doların (rezerv para miktarı %65’lerden %55’lere kadar indi) piyasada karşılığı yok. Hatta bu oranın 1’e 30’a kadar çıktığı ifade ediliyor.
Yani bir birim altın varsa karşılığında bir birim dolar olması gerekirken 30 birim dolar var.
Kısaca karşılıksız basılan paralarla devletler, ülkeler teslim alınıyor, iflas ettiriliyor. ABD bu şekilde kendi iflasını erteliyor. Askeri ve teknolojik üstünlüğü ile rezerv para gücünü devam ettirmeye çalışıyor. Bu sebeple gözünü kırmadan dünyanın her yerinde savaş çıkarabilir. Rusya ve Çin gerginliğine bu gözle de bakabiliriz.
Devletlere pandemi savaş gibi hadiselerle daha fazla maliyetler yükleniyor. Altından kalkılmaz maliyetler sebebi ile ya stratejik satışlar yapılıyor, y ada borç para alınıyor. Her türlü devletler makasa alınıyor.
Niçin yapılıyor?
Doların son gücü kullanılıyor. Rezerv para devri sona etmeden ülkeler teslim alınmaya çalışılıyor.
Bundan sonra ne olur?
Öncelikle kısa bir tespit yapalım.
• Asgari ücret 2000 yılında 93.600.000 tl idi. Altı sıfır atalım. 93,6 tl
• Bir gr altın 4.880.000 tl idi. Altı sıfır atalım 4,88 tl
• Kısaca bir asgari ücret ile 19,18 gr altın alınabiliyordu. Bugün ise ancak 5 gr altın alabilir.
Bu tablo bize neyi gösteriyor?
Kâğıt paranın altın karşısında ne kadar eridiğini gösteriyor. Bu noktaya dikkat. Alım gücünün düşmesi demiyorum. Kâğıt paranın altın karşısında erimesini ifade etmeye çalışıyorum. O zaman bu tabloya göre şunu söyleyebiliriz. Bu balon patlayacak ve 2000 yılına geri dönülecek. O zaman kâğıt paranın değeri 4 kat daha düşecek.
Mümkün mü?
Evet dünyada böyle bir tehlike ihtimali her zamankinden fazla var. Bir sabah uyandığımızda kâğıt paranın kâğıttan ibaret olduğunu görebiliriz. İşte bu iflası ötelemek için ya da başka bir geçiş için kripto gibi paralar devreye alınmaya çalışılıyor.
O zaman ne yapalım?
Evet, kritik soru burada. Böyle bir kâbusu yaşamamak için gerçek rezervlere sahip olmak gerekiyor.
Gerçek rezerv başta para olarak altındır. Sonra gıda, havan üretim kapasitemizdir. Sonra milli enerjiye, milli yazılım ve milli harp sanayiine sahip olabilme kapasitemizdir. Hepsinden önemlisi yetişmiş, milli şuura sahip insan kaynağımızdır. Yer altı ve yer üstü kaynaklarımızdır. Toprağımızdır, arsalarımızdır. Önümüzdeki dönemde bu değerler zirve yapacak.
Bu dönemi dünyaya yaşatacaklar ve gerçek rezervlere sahip devletler en az hasar ile süreci atlatacaklar.
İşte bu sebeple Çin-Rusya gibi birçok ülke altın ve gıda stoklamasında son yıllarda her zamankinden daha agresif davranıyor.
Değerlerimize sahip çıkalım. Özellikle önemli değerlerimizin satışla elimizden yabancı kaynaklara aktarılmasına çok dikkat edelim.
