Namaz ile ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yaptığımız süre içinde hepimizin hatıraları çoktur. Çoğunlukla sıkışık zamanlar hep olduğu için cep seccademiz yanımızdan eksik olmazdı. Bir hatıra var ki aklıma geldikçe tebessüm ederim…

1994 yılında Vize/Kırklareli’nde Yüzbaşı rütbesinde idim. Birliğimiz İspanya’da yapılacak olan NATO tatbikatında Milli Destek Birliği olarak seçilmişti. Ben de bu birliğin komutanı idim. İki defa İspanya/Zaragoza şehrinde ön keşif toplantılarına katıldık. Bizden katılan Türk NATO subay heyeti beş kişi idi. Bnb. Bayram SUBAŞI ve ben beş vakit namaz kılan iki Türk Subayı idik. Tüm ülkelerin NATO Lojistik heyetine İngiliz Yb. Tetlow emir komuta ediyordu. İngilizleri bilirsiniz, her zamanki mağrur, kibirli halleri meşhurdur. Bugün İslam âlemi içinde oynanan her oyunda mutlaka bir yerlerden parmağı bulaşmıştır. Diğer NATO ülkeleri heyetine de üsten bakan tavrı ayan beyan görünüyordu. Tabi ki Türk heyetine de fazlası ile.

Bir gün arazi keşfindeyiz. Öğle namazı sıkıştı. Cep seccadelerimiz cebimizde. Vakit sıkışık, ama arazi gezisi devam ediyor. Biz Bayram Bnb. abimiz ile ‘yapacak bir şey yok namazı kılacağız’ dedik ve bir fırsat kolladık. 25-30 kişilik NATO heyeti bir tarafa doğru giderken bizce hemen geri dönmeleri mümkün olmayan bir meskûn mahal arasında namazı kılmaya karar verdik.  O heyetin hemen geri dönmesine bize göre imkân yoktu. Ama kaderin muradı başka idi. O hemen dönmez dediğimiz NATO heyetinin tamamı nasıl oldu ise bizim namaz kıldığımız yere geri döndü ve bütün heyet bizi çimenlerin üzerinde öğle namazı kılarken gördü. Daha doğrusu Cenab-ı Hak tarafından farz olan namaz sanki heyete gösterildi.

Sonra o mağrur ve kibirli bildiğimiz (gene mutlaka öyleydi) Yb. Tetlow bize karşı 180 derece değişti. Mütevazi, güleryüzlü bambaşka bir Yb. Tetlow karşımızda idi. Hatta bir keresinde otobüsle arazi keşfinde iken bir mola verildi. Bütün NATO heyeti atıştırmalık için indi ve tabi domuz etinin olduğu bir mekândı. Biz girmedik. Beş dakika sonra Yb. Tetlow elinde iki sandviç ile ‘bunun içinde domuz eti yok, rahatlıkla yiyebilirsiniz’ diye bize hizmet etti.

Elbette kader Tetlow'u namazın hatırına bize hizmet ettirdi. Biz de kendisine teşekkürlerimizi sunduk.

Kaderin işareti de buradan anlaşılıyor ki bizim en büyük gücümüz dinimizdir, imanımızdır.