Salı, 04 Ekim 2022 12:38

ASDER 2022 Kızılcahamam Buluşmalarının Ardından…

“Cihan şumûl ADALET, İnsanlığa Borcumuzdur!...”

En son 2019 yılında Kütahya’daki buluşma sonrası araya giren pandemi nedeniyle üç yıl gecikmeli olarak bu yıl yeniden içtima ettiğimiz 2022 ASDER buluşmaları, 30 Eylül- 2 Ekim tarihlerinde Kızılcahamam’ın doğal güzellikleri eşliğinde yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Üç gün süren ASDER 2022 Kızılcahamam buluşmaları verimli istişare ve bilgilendirmelerle dolu güzel bir programın ardından her güzel ânın kaçınılmaz âkıbeti gibi nihayet buldu.

En son 2019 yılında Kütahya’da gerçekleştirilen geleneksel buluşmalar, pandemi nedeniyle kesintiye uğramış, iki yıl üst üste yapılamamıştı. Bu vesileyle zamanın ne kadar hızlı aktığını ve akarken de bizlerden neler alıp götürdüğünü bir kez daha ibretle müşahede ettik. Zira geçen zaman zarfında çoğumuzun artık altmışına merdiven dayamış, yaşça kemale ermiş, aramızdan kimileri imtihanı tamamlamış ve dünya sürgünlerini bitirerek dar-ı bekâya irtihal etmişlerdi. Rabb’im kalanlara sağlık ve afiyet, göçenlere rahmet ve mağfiret eylesin.

Neredeyse çeyrek asırdır devam eden bir mücadelenin mücahit kahramanları, artık her biri kemale ermiş yaşta birer ibretler abidesi gibiydi. Fakat vesayet ve darbeler karşısındaki inançlı ve kararlı duruşları, mücadeledeki ciddiyet, disiplin ve heyecanları ALLAH’ın izniyle hâlâ ilk günkü gibi genç ve diri görünüyordu… Onurlu ve vakarlı duruşlarıyla âdeta şöyle haykırıyorlardı;

“Ey 28 Şubat’ın Batı uşağı darbeci hainleri!.. Bizlerin ömürlerini ve emeklerini çalmış, bizleri Hz. Yusuf misali kuyulara atmış olsanız bile, bizler hâlâ inanç ve yaşantımızdan taviz vermemiş olmanın vakar ve izzeti ile dimdik ayaktayız. O gün bedel ödeme pahasına, inanç ve yaşam tarzımıza tasallut etmenize nasıl izin vermedikse, bugün de aynı inanç ve kararlılıkla sizlerin darbe heveslerini kursağına tıkabilecek inanç ve kararlılıkla dimdik ayaktayız. Bilmiş olun ki, bizler yaşadığımız sürece ve dahi arkamızdan gelen neslimiz yaşadığı sürece, size bu ülkede bir daha darbe yapma fırsatı verilmeyecek. Ve bilmiş olun ki, bundan sonra darbe yapmaya kalkacaksanız bizleri hesaba katmak zorundasınız. Bunun ne anlama geldiğini 15 Temmuz hain darbe girişiminde hepiniz gördünüz.”

“Ve ey bugün özgürce inancını yaşamanın dayanılmaz rahatlığıyla geçmişe bakıp âdeta bıyık altından gülen halkım!.. Unutmayınız ki, Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu özgürlük ortamına kavuşmasında 28 Şubat’ın zulmüne karşı dimdik ayakta duran binlerce isimsiz kahramanın büyük rolü vardır. Zira onlar, darbecilerin kışla ve karargâhlarında onların gözlerinin içine baka baka inanç ve kararlılıkla direndiler, dik durdular ve bedel ödediler. Yetmedi… TSK’dan ihraç edilmeyi sine-i millete dönmek addederek, o sinede gece gündüz çalışıp darbe ve vesayete karşı sivil direnişin mayası oldular. Ve ALLAH’ın izniyle bu maya 2002 yılında ilk mahsulünü verdi. Türkiye yeni bir değişim sürecine girdi. O günden itibaren bu değişim sürecini her fırsatta sabote etmeye çalışan, vesayet artığı bir takım iç ve dış unsurlar her zaman var oldu. Bu teşebbüs ve girişimler karşısında daima Hakk’ın ve adaletin yanında duranlar yine bizler, yani 28 Şubat darbesinin mazlum ve mağdurlarıydı.

Hâsılı, Yeni Türkiye’yi inşa sürecinin arkasında 28 Şubat mazlum ve mağdurlarının emek ve gözyaşlarının; fiili ve kavli dualarının bulunduğunu unutmayınız!..”

 “Fakat ne yazık ki, aradan 25 yıl geçmesine rağmen hâlâ meş’um 28 Şubat darbesinin enkazı altında kalmış, haklılıkları ve mağduriyetleri tescil edilmiş olmasına karşın bazı kesimlerce mevcudiyetleri yer yer unutulmuş, geniş bir mağdur kesim var. Ve bu kesim 25 yıldır sabırla, vakarlı ve edepli bir duruşla dertlerini kamuoyuna,  bürokrasiye ve siyasete anlatmaya çalışıyorlar.”

“Peki Ne İstiyorlar?..

O meş’um süreçte Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararlarıyla zûlmen TSK’dan ihraç edilen askerler, uzun gayretler sonucu 2011 yılında çıkarılan 6191 sayılı kanunla sivil memuriyete dönmüşler fakat hâlen geriye dönük kaybedilmiş hakları konusunda bir sonuca erişememişlerdir.

Yine o yılların zulüm aracı olarak darbecilerce kullanılan sözde yargıya açık 3’lü kararnamelerle TSK’ dan re’sen emekli edilen binlerce askerin, Askeri İdare Mahkemeleri’nin düzmece iddialara dayalı hukuksuz işlemleriyle tescil edilmiş mağduriyetleri maalesef halen devam etmektedir.

Aynı şekilde Askerî Lise ve Okullar’dan inançları gerekçe gösterilerek atılmış birçok askerî öğrenci mağdur mevcut. Yıllar geçtikçe acıları katlanarak artan geniş bir mazlumlar ordusu... Kimi davasını ve haklarını ilahi adalete tevdii ederek ahirete göçmüş, kimi herkese ve her şeye küsmüş mazlum bir kitle…

Yeni Türkiye’nin inşa sürecinde sivil direnişin mayası olmuş, bu uğurda bedel ödemeyi göze almış bu isimsiz kahramanların mağduriyetleri, bugün giderilemeyecekse ne zaman giderilecek!..

Neyi bekliyoruz? Tek tek ömürlerimizin tükenmesini mi?.. “

28 Şubat mazlumlarının mağduriyetlerinin giderilmesi konusundaki umutların bir takım pragmatist siyasi mülahazalarla istismar ediliyor olma ihtimalini düşünmek dahi istemiyoruz. Daha açık bir ifadeyle, zımnen “cepte keklik” misali görülerek ihmal edildiklerini, buna mukabil farklı kesimlerin cömertçe ihya edildiğini düşünmek dahi istemiyoruz.

O halde Bizler Ne Yapmalıyız?..

28 Şubat’ın mazlum ve mağdurları artık tevazu ve teslimiyeti bir kenara bırakarak, Yeni Türkiye’nin inşa sürecinin temelinde bulunan emek, ter ve gözyaşının unutulmasını önleyecek, daha aktivist bir ruhla, yeni stratejilerle harekete geçmek durumundadırlar. Sosyal medya, yazılı ve görsel basın başta olmak üzere yeni nesil tüm iletişim araçları kullanılarak 28 Şubat’ı ve yaşanılan mağduriyetleri unutanlara ve unutturmak isteyenlere daha güçlü mesajlarla hatırlatılmalı, sesimizin ve taleplerimizin en üst mercilere kadar duyurulması için yeni savunuculuk plan ve yöntemleri ile harekete geçilmelidir.

Her biri bir filme ve romana konu olabilecek yaşanmış binlerce trajik hikâyemiz, bir o kadar da kahramanımız var. Yapılacak kısa film, belgesel ve röportajlara konu olabilecek yaşanmışlıklarımız var. Neden bu araçları etkin bir şekilde kullanmıyoruz?!...

Diğer taraftan, mağduriyetlerin giderilmesi konusunda faaliyet gösteren tüm sivil toplum kuruluşları ortak bir platform çatısı altında çözüm alternatiflerini şeffaf bir şekilde değerlendirip karar alıcılar ve kamuoyu nezdinde dile getirmeli; uygulanabilir, gerçekçi, adil ve kapsayıcı çözüm önerilerini net bir şekilde ortaya koymalıdırlar.

Sonuç olarak, Devletimiz Vizyon 2023’e giden yolda en kısa zamanda, Yeni Türkiye’nin inşa sürecinde darbelere karşı dik durmuş ve bu uğurda bedel ödemiş 28 Şubat mazlumlarının devam eden mağduriyetlerini adil, tam ve kapsayıcı bir şekilde gidermelidir. Devletimizin bugünkü güç ve iradesi bu mağduriyetleri giderebilecek imkânlara sahiptir.

Yazıma Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın 11 Kasım 2017’de yapmış olduğu bir konuşmada geçen şu ifadeleri ile son veriyorum;

“UNUTMAYIN!... SİZ HAKKINIZI ARAMAZSANIZ, KİMSE SİZE VERMEYECEKTİR. BUNU BİLİN…”

Gayret bizden Tevfik ALLAH’tandır. Ve-s Selam…

 

Hakan ŞİMŞEK

Adaleti Savunanlar Derneği - ASDER &

Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi - ASSAM 

Antalya Temsilciliği

Antalya- 03 Ekim 2022

+90 (554) 341 42 98
Hakan ŞİMŞEK

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...