Cuma, 05 Ocak 2024 20:11

Ordumuzda darbeci kalkışma dalga dalga yayılıyor

Silahlı Kuvvetlerdeki devrimci-darbeci kalkışma süreci dalga dalga ve silsile şeklinde bütün kışlalara doğru hızla devam etmektedir.

3 Teğmenin dövülmesi olayında disiplinsizliğin failleri olan onlarca subaya anında ceza verilmemesi askeri darbe kışkırtıcısı faşistlere büyük bir güç vermiştir.

Ali Koç'un önderlik ettiği Arap ve İslam düşmanlığı gayretleri, darbe kışkırtıcılığını beslemiş medyada ve eğitim kurumlarında faşistler hızlı bir şekilde güçlenerek yollarına devam etmektedirler.

Süper Kupa Futbol maçı kalkışma için diğer bir motivasyon kaynağı olmuş halkımız kutuplaştırılmaya çalışılarak iç savaş çıkarılması gayreti son aşamaya getirilmiştir.

Erdoğan ve hükûmeti, darbeci kalkışmaya şiddetle karşılık vermek yerine darbelerin en önemli kaynağı olan Atatürkçülük konusunda ateşe körükle gitmektedir.

Kamâl Atatürk,  halifelik ve saltanatın kaldırılması esnasında Meclis Kürsüsüne çıkarak kendi isteğinin gerçekleşmemesi durumunda "İhtimaldir ki bazı kelleler kesilecektir" diyerek devrimci kalkışmanın en önemli başlangıcını ve adımını atmıştır.

Sonraki yıllarda benzer konuşmalar ve özellikle Bursa nutkunda darbeci kalkışma için taşlı sopalı eylemler bizzat CHP Genel Başkanı tarafından dile getirilmiştir.

Özellikle sol parti ve sivil toplum örgütleri bu ve benzeri darbeci kalkışmalara karşı çıkmak yerine tam tersine darbecileri destekleyen tavır içine girmiştir.

Her 10 yılda bir ABD'nin kışkırtıcılığı ile ve yerli Sabetaycı işbirlikçilerin gayreti ile askeri darbeler planlanmakta ve kanlı askeri darbe kalkışmaları yapılmaktadır. Nitekim 15 Temmuz da Feto örgütünün kalkışması 250 şehit ve binlerce yaralı pahasına önlenmiştir. Fakat ordu içinde devrimci ve darbeci çok büyük bir kitle hala hazır olarak darbe kalkışmasını beklemektedir.

Millî İstihbarat Teşkilâtı önceki bütün askeri darbe kalkışmalarında olduğu gibi darbenin önlenmesi için ciddi bir çaba içine girmemektedir.

Milli Savunma Bakanı Yasar Güler ve bürokratları ise askeri darbe kışkırtıcılığının en büyük destekleyicisi olarak görevlerine pervasızca devam etmektedirler.

Örneğin darbenin önlenmesinde en önemli birim olan Millî Savunma Bakanlığı Personel Başkanlığı sivillerden alınarak yeniden asker bürokratlara verilmiştir.

"Halka rağmen halk için" anlayışına sahip devrimci, jakoben ve faşist anlayış; ülkemizi bölmeye parçalamaya ve Batı dünyası karşısında geri bırakmaya yeminlidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 yıl önce 15 Temmuz 2016 da yapılan askeri darbeden hiç ders almamış bir şekilde görevine devam etmektedir.

Ne yazık ki; kamu kurumları, üniversiteler, yargı ve silahlı kuvvetlerin başına daima devrimci-darbeci ve hürriyet karşıtı atamalar yapılmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın anlaşılamaz tutumu ve bu kalkışmalardaki ihmalkâr tavrı çok büyük vebal getirmektedir.

Tuzla Piyade Okulunda 70-80 subayın kalkıştığı ve 3 Subayın darp edilmesi sonucunu veren olay durumun ciddiyetini ortaya koymaktadır. Aradan iki ay geçmesine rağmen bir tek kişinin dahi hapse atılmaması bu darbeci kalkışmanın ne derece güçlü olduğunun bir kanıtı olarak önümüzde durmaktadır.

Bir gösteride Tevhid sancağını taşıyan bir kişiye yumruk atan genç tutuklandı ve hapse atıldı. Fakat subayları darp eden darbeci askerler ortalıkta paşa paşa gezmekte ve görevlerine devam etmektedirler.

Bir de utanmadan Türk Silahlı Kuvvetlerinin dünyanın en disiplinli ordusu olduğunu söyleyecek kadar darbe kışkırtıcılığı yapan zavallı insanlar ortaya çıkmıştır. Bunların sesi medyada çok güçlü bir şekilde çıkmaktadır.

Allah’tan korkmaz ve kuldan utanmaz bu kişilerin sayısı her geçen gün daha da çok artmaktadır.

Ne yazık ki; bu askeri kalkışma süreci hızla ve güçlü şekilde artarken Erdoğan, kendisinden beklenen tepkileri vermemektedir. Tam tersine olayların üstünü örtmeye çalışmaktadır ve âdeta darbeci kalkışmayı destekleyen açıklamalar yapmaya devam etmektedir.

Hükûmet sözcüleri darbeci kalkışmanın en önemli dayanağı olan Atatürkçülüğü her defasında savunarak hürriyet ve özgürlüklerin boğulması için ellerinden geleni yapmaktadırlar.

Acı bir sonu hatırlatarak yazıma son vereyim:

Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidara geldiğinde sayısı yaklaşık 5 bini bulan ve sırf esi başörtülü olduğu için orduda görev yapmasına müsaade edilmeyen subay ve astsubayları re'sen emekliye ayırdı. Halkın tepkisini önlemek için "şerh koyma" adı verilen bir uygulama ile silahlı kuvvetleri Fetocu ve darbeci askerlerin eline bıraktı.

Yine halkın tepkisini önlemek için ordudan emekli edilen sadece 1200 subay ve astsubaya bazı özlük haklarını vermek suretiyle insanlarımızı kandırdı. Sayıları binlerce olan dindar kıyımına maruz kalmış askerlerin haklarını gasp etmeye devam etti. Halen bu zulüm ve haksızlık emeklilik haklarının verilmeyişi ile devam etmektedir.

28 Şubat 1997'de ve sonrasında devam eden darbecilerin emellerine hizmet eden Erdoğan'ın bu haksız tutumu hiç sorgulanmamaktadır. Çünkü sivil toplum örgütleri başta olmak üzere medyada büyük bir baskı ve sindirme çabası vardır.

Fakat Allah her şeyi görür ve bilir. Erdoğan ve hükûmetlerinin dindar askerlerin haklarını gasp etmesinin cezasını da elbet verecektir.

Bu dünyada en azından şimdilik bir ceza verilmedi. Cahil bırakılan halkımız da gereken tepkiyi göstermedi. Fakat hiç şüphe duymamak gerekir ki; ruzi mahşerde bunun karşılığı verilecek 28 Şubat mağdurlarının gasp edilen hakları kendilerine ödetilecektir. Zira Allah, hâlimdir. Suçluların cezasını hemen vermez. Onlara kendilerini düzeltmesi için bir mühlet verir.

Umulur ki; bu ikazlarım vatanperver ve hamiyetli insanlar tarafından ciddiye alınır ve içinde yaşadığımız darbeci kalkışma süreci sonsuza kadar bir daha hortlamayacak şekilde son bulur, vesselam...

...

 

Dr.Vehbi KARA

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...