Son dönemde hem askeri vesayetten kurtulma anlamında hem de TSK'nın şeffaflaşması ve iç yapısının sağlamlaşması noktasında çok güzel işler yapılıyor... Benim de babamın Kıbrıs Gazisi olmasından ötürü küçükken çok gittiği askeri tesislerdeki sınıf ayrımına son verilmesi, askeri tesislere girişlerin saçmasapan yasaklarla engellenmemesi gibi şeyler güzel...
Tabii bunlar tam hayata geçerse...
Öte yandan bu köşede sık değindiğim bir konu aynen duruyor... O da hem 28 Şubat darbe hem Ergenekon, Sarıkız, Ayışığı, Eldiven, Balyoz gibi süreçlerde mağdur edilmiş adeta ordumuzdan kovulmuş yani re'sen emekli edilmiş askerlerimiz... Çoğunlukla yok yere, tamamen kimliksel sebeplerden mağdur edilmiş askerler bunlar. Çoğunlukla annesi yada eşi başörtülü olduğundan yada bazen teyzesinin oğlunun kaldığı "Işık Evi" yüzünden, dayısının kızının İslami bir dernekte üye olduğundan, kendisi ya da bir yakını gümüş yüzük takıyor diye gibi sebeplerden bu askerlerimiz mağdur edildi...
Evet, inanın bütün bu saydıklarımı ordumuzun kimi mensuplarına yaşattılar, bunlar kayıtlara, istihbarat raporlarına geçti... O yüzden re'sen emekli ettirilmiş ve ortada bırakılmış askerlerimizi dinlemek gerekiyor... Başkanları Servet Kahramaner'in İsmet Yılmaz'a yazdığı mektubu aynen köşeme alıyorum... Öncü ve reformist işleri yapma amacıyla o koltuğa oturan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'a da sesleniyorum. Bu sese kulak verin İsmet Bey... Sizin inisiyatif sahibi bir adam olduğunuzu düşünüyorum... Re'sen emekli arkadaşlar da İsmet Bey'e karşı daha sabırlı ve anlayışlı olsun, diyalog içinde meselelerin halledilmesi gerekir...
22 Mart 2011 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren; 6191 sayılı yasanın geçici 32. maddesi ile TSK'den ilişiği kesilenlere bazı özlük hakları verilmiş, ancak söz konusu yasanın tüm mağdurları kapsamadığı anlaşılmıştır.
Yasa kapsamına alınmayan Bakan Onayı veya Kararnameler ile TSK'den Re'sen Emekli edilen mağdurlar, aylardır mağduriyetlerine çözüm bulacak muhattab bulamıyorlar. Özellikle bu konunun direk muhatabı olan Milli Savunma Bakanı İsmet YILMAZ'ın, bugüne kadar mağduriyetlerle ilgili bir açıklama yapmaması ise oldukça düşündürücü.
Re'sen Emekliler Derneği Başkanı Servet Kahramaner; Bakan İsmet Yılmaz'ın hala bürokrat kimliğinden sıyrılamadığını ve savunma bakanlığı koltuğunda oturduğunun farkına varamadığını belirterek şöyle konuştu. "Sayın İsmet Yılmaz, mağduriyetlerimizi görmezden gelerek bizleri yok saymaya çalışmakta. Aylardır kendisi ile görüşme taleplerimize bir cevap verilmemekte. Bizler Türk Silahlı Kuvvetlerine ve ülkemize yıllarca namusu ve şerefiyle hizmet etmiş askerleriz. Özellikle olağanüstü ve vesayetin yoğun olarak yaşandığı dönemlerde, uydurma belgeler ve yargı kararı olmadan sistem dışına itildik.
Sözde yargı yolu açık olarak ilişiğimizin kesildiği söylemleri ise oldukçakomik ve çocukların bile inanamayacağı söylemlerdir.
Şunu açıkça ifade etmeliyim ki, Sayın Yılmaz çıkıp bunu derhal açıklamalıdır. Hangi ilişik kesme belgesinde "Yargı yolu açık bir işlemle ilişik kesildiği ve hangi kanun yollarının kullanılacağı yazmaktadır." (Bkz.Anayasa Madde 40/2) Ayrıca ilişik kesilme işlemlerinin dayanağı olan disiplin cezalarının yargı denetimine tabi olmadığını Sayın Bakan bilmiyor mu? (Bkz.Anayasa Madde 129) İdare, yıllarca yaptığı hukuksuzluklara kılıf aramayı bıraksın ve Sayın Yılmaz da bir icra makamı koltuğunda oturduğunu hatırlasın. Sayın Bakan bunları bizlerden dinlemek istemiyorsa, zahmet edip Anayasa Komisyonu Bşk. Sayın Burhan Kuzu'ya kadar gitsin. Eminiz ki sayın Kuzu, kendisine oldukça doyurucu açıklamalarda bulunacaktır.
Anayasa mahkemesi, re'sen emeklilik kararlarının, hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığını ve Anayasaya aykırılıktan yok hükmünde olduğunu karara bağlamışken, Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağına dair and içmiş siyasilere söyleyecek fazla sözümüz olmasa gerek. Bugün AK Parti iktidarının hedef koyduğu 2023'e giderken, yeni kabineye ve ustalık dönemine yakışmayan en zayıf halka da bürokrat kimliğinden sıyrılamamış Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'dır.
