Çarşamba, 31 Mart 2010 15:22

CERN, Darwin'i ve metaryalizmi sarstı mı

CERN, Darwin'i ve metaryalizmi sarstı mı

“Evren bizim anlayacağımız kadar basit olsaydı, bu basite inanç, evreni anlayamayacak kadar akılsız olduğumuzu gösterirdi” diyor bir bilim felsefecisi.

31 Mart 2010 tarihinde ilginç iki bilimsel haber bir arada  basına yansıdı.İkiside dış kaynaklı, ciddi ve önemli bilimsel çalışmalar.

Birincisi Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) deneyi ile varoluşun sırlarını anlamaya çalışmak, ikincisi beyine manyetik müdahale ile ‘ahlak’ değişiminin sağlanması.

Bu iki deney fizikle biyoloji displinlerinin din ve felsefe disiplinine ne kadar yakın olduklarını bize gösterdi.

Evren şu andaki bilgilerimize göre sınırsız ve mutlaktır. Paralel evrenlerin varlığı önemli bir araştırma alanıdır. İnsan beyni ise şu andaki bilgilerimize göre uzay ve zaman ilişkisinde bilinçli belleğe mekan bulamamaktadır.

Bilim dünyasında her yeni ve farklı şeye direnç gösterildiği gibi Kuantum elektrodinamiğine de direnç gösterilmiştir.

Bütün karşı durmalara rağmen insan beyninin hologram gibi çalıştığını savunanlar haklılık kazanmaktadırlar. Her bilginin ve anlam dosyasının bir salınım ve titreşim şeklinde evrende seyahat etmesi artık çok akla yakın oldu.

Klasik fizikte parçaların toplamından fazla olan bütünlük anlaşılamamaktadır. Evrenin bilinen ile bilinmeyen arasında tek bağlantı aracı olan beyin dönüşüm merkezi gibi çalışmaktadır.

Kolunu kaldırmaya niyet eden bir kişinin henüz kolunu kaldırmadan kol kaldırma ile ilgili beyin alanlarının çalışması paralel bilinç’in varlığını çağrıştırmaktadır.

Klasik fizik zihinle ve beyinle ilgilenmezken Kuantum fiziği insanın sadece bilinçli bir gözlemci olduğunu ve maddenin olmadığını savunuyor.

Yaşanan herşeyin subjektif deneyim olduğunun anlaşılması materyalizmin çöküşüdür. İnsan zihni ile madde arasında keskin sınırların olmaması bilimin geldiği önemli bir nokta oldu.

Yüksek enerji fiziği çalışmaları ışık hızından daha hızlı bir hıza ulaşırsa fizik bitecek mi? Işık hızına yakın bir hızla protonları çarpıştırma atom altı parçacıklar doğurdu mu? Bu sorulara bilim henüz cevap veremedi.

Evrende bütünden bağımsız hareket etmenin mümkün olmadığını açıklayan bilimsel veriler bilinç ve spritüel varlık kavramlarına yeni açıklamalar getirmeye çalışmaktadır.

“TANRI PARÇACIĞI”VAR MI, SINIRSIZ EVRENİ SINIRLI AKLIMIZ ANLAYABİLİR Mİ?”

Evrenin kendiliğinden oluştuğu düşüncesini savunan Darwinizm gittikçe bilimsel değerini yitirmektedir. Çünkü yeni keşifler evrenin basitten başlamadığını tam tersine anlamlılık ve bilgi yetkinliği açısından ilk varoluşta mükemmel olması gerektiğini doğruladı.

Bing Bang yani büyük patlama var olan bilginin zaman ve mekan kazanmasını sağladı. İlk DNA olan yosun DNA'sının insan DNA'sına %90’ın üzerinde benzer olması biyolojide de bilgi düzeyinde mükemmeliğin başlangıçta var olduğu tezine kanıtlıyordu.

Aynı şekilde ‘karanlık enerji’ araştırması olan CERN deneyleri “Zaman ve mekan”ın bilinmeyen boyutlarını bize anlatmaya başladı. Higgs parçacığı yani Tanrı parçacığı evrenin %95 ini oluşturuyor. Fakat sınırlı aklımıza bilim yardım ediyor, evrenin sırlarını anlama yönünde önemli adımlar atılıyor.

Işık hızından daha hızlı seyahat eden parçacıkların bulunması artık an meselesi oldu.

Parçacık fiziğinin ilgilendiği karanlık madde insanı inorganik maddeler yarattı diyen darwinistleri şaşırtmaya devam edecek gibi.

TMU (TMS) manyetik uyarım dalgaları ile ahlakın değişebileceğini gösteren Boston Maachusetts Teknoloji Enstitüsü şaşkınlık uyandıran deneyle araştırmayı bütün dünyaya duyurdu.İnsan beyninin biyolojik bir bilgisayar gibi çalıştığı insan beyninin bilgisayarın donanımı, ruh ve kişilik yapımızın da insan bilgisayarının yazılımı olduğu daha iyi anlaşıldı. Donanımla oynayarak yazılım değiştirildi.

Bilgisayardaki manyetik parçacıkların kendiliğinden bir araya gelme ihtimali matematiksel olarak 10 üzeri 50 den fazladır. Olasılık hesaplarına göre bu oran imkansızı temsil eder.

CERN deneyinde 27 kilometrelik mesafede saniyede 11 bin 245 tur atan ışık huzmesi parçacıklarının tesadüfen çarpışarak Bing Bang de ilk patlamayı yaptığına inanmak hiç akla yakın değildir. Hatta araştırmanın sözcüsü, "Atlas okyanusunun iki ucundan iki balığı fırlatarak çarpıştırmak gibi zor bir işi başardık" dedi.

Evrenin tasarımsal varoluşu tesadüfi varoluşundan daha akla yakındır.

Bilim, ruh ve bilince yeni açıklamalar getiriyor. Havada seyahat eden sinyaller fizikte insanın bir bütünün ve sistemin parçası olması gerektiğini gösterdi.

İnsan beyni enerji ve bilgiyi içeren kapalı bir sistem değil soyut düşünce, semboller ve anlamlar üreten açık bir sistemdir. Açık sistemin parçacık fiziği ve enerji deneyleri bizi bir Yaratıcıya daha da yaklaştırdı. Darwincilerin kulakları çınlasın.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan - Haber 7
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

Son Düzenlenme Perşembe, 01 Nisan 2010 15:23
Prof.Dr. Nevzat Tarhan

Yönetim Kurulu Başkanı

www.nevzattarhan.com | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...