Perşembe, 26 Eylül 2013 15:39

Delil Biziz

28 Şubat davası başlayalı 17.duruşma oldu. İlk duruşma en çok ilgi duyulan gündü. Bende müşteki olarak katılmıştım. İddianame okunmaya başlandığı günde katıldım. Daha sonra iddianamenin bitmesini bekledim. Orada dinlerken insan sıkılıyor ve kavrayamıyor diye.  Meğer pek çok  benim gibi müşteki aynı düşünmüş.  Mahkeme sanık ve yakınlarının katılımıyla devam etmiş. Yani şikâyetçiler ortada yok.  23 Şubatta ASDER İstanbul’un organizesinde  Ankara adliyesi önünde gösteri yapılması ve mahkemeye girilmesi konusu gündeme geldi. Adnan ve Nevzat ağabeylerden Allah razı olsun ikazlarından sonra çok yanlış düşündüğümü anladım.

 Şimdi düşünüyorum ben ki: Bağımsız Türk Mahkemelerinde Yargılanmak İstiyorum diye kitap bile yazmışım. Yani ben Allahtan bir göz istemişim. Rabbim iki göz vermiş. Yani bizi yargısız ordudan atanlara bize yargılama hakkı tanımadınız diye 15 yıldır feryat figan ediyoruz. Allah bize; bizi yargısız infaz edenlerin yargılandığı davada şikâyetçi / belki mağdur nasip etti doğrusu ben idrak edememişim. İkaz edenlerden Allah razı olsun. Üç gündür duruşmaları takip ediyorum inşallah etmeye de devam edeceğim.

 Bilindiği gibi bu dava bir kamu davası. Kamu adına iddia makamı savcı. Belki milletimizin tamamına yakını bu süreçten etkilenmiştir.   Ama bu davanın gerçek mağdur kesimi asker mağdurlar olarak biziz. Tabi ki  bir de 54. Rahmetli Erbakan hükümetidir. Onlar da duruşmalara ilgisiz davranıyorlar.

 İlk olarak çevik Bir’i ardından Çetin Doğan’ı üç gündür dinliyoruz. Basına da yansıdı; bütün pişkinlikleri ile yaptıklarının suç olmadığını bu gün de olsa aynı şeyleri yapacaklarını söylüyorlar. Kendilerine hâkimlerin, savcının sorduğu soruları dinliyor iddianameyi inceliyorum. Verilen cevapları dinliyorum. Yerimden fırlayarak mikrofonu alıp haykırmak istiyorum. Hey generaller anlattıklarınızda pek çok yalan var hey hâkimler bunlar eksik veya yalan söylüyor inanmayın bunlara diyemiyorum.  Ama yerimde de zor duruyorum. Hatta yanımda oturan Çetin Zamantıoğlu yerinden fırlayıp hâkimlere yaklaştı mikrofonu da almayı başardı. Ancak müşteki olduğunu söyleyince mahkeme başkanı haykırmasına müsaade etmedi. Çünkü müştekilerin müdahil olmasına henüz karar verilmedi.

Burada Çevik Bir ve Çetin Doğan’ın savunmalarının detaylarına girmek istemiyorum. Onların Anlattıklarının teknik manada doğru  veya yanlış olduğunu savcı ve hâkimler bizim kadar bilmez kavrayamaz. Onlar somut delillere ve şahitliklere göre karar verirler. Bu yargılamaların delilleri biziz. Mahkemeye ulaşan müşteki sayısı çok az. Arkadaşlarımız neden hala rehavet içerisinde.

İddianame ASDER’in sitesinde var. Hepimiz bunu incelemeliyiz. İmkânı olanlar mutlaka duruşmaları takip etmeli asıl cevherler soru cevaplarda çıkıyor.

Kimin elinde belge varsa bildikleri ile birlikte lütfen mahkemeye başvursun.

Sanık savunmalarının detaylarına girmeden bir hususu daha ifade edeyim. BÇG bütün faaliyetlerini yasal çerçeveye oturtmaya çalışmış. Bir gün hesabı sorulur diye herhalde. Suç teşkil edebilecek belge oluşturmamaya çalışmışlar.

Bu tür belgeler çoğu zaman elle yazılıp resmi prosedürlerden yani kayıt kuyut gibi geçirilmeden kuryelerle gönderilir emirlerin gerekleri yapıldıktan sonra imha edilirler. Ben buna çok şahidim. Bunun gibi çok olaylar var. Şahit olanlar  lütfen şahitliklerinin hakkını versinler vesselam.

Kemal Şahin

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...