Perşembe, 15 Mayıs 2008 07:31

BU YARGIÇ SAGLIKLI KARAR VEREMEZ!

BU YARGIÇ SAGLIKLI KARAR VEREMEZ!

AYM Başkan vekilinin kuşkulu davranışını yorumlamak istiyorum bu yazımda.

 Yargı gücünü zayıflatan ruh halleri vardır. Bu ruh halleri kişilerin karar verme  süreçlerini etkiler.

Doğru kararların mantıksal sebep sonuç ilişkileri ile verilmesi gerekirken, duygular baskın etki yaptığında nedensellik ilişkisi bozulur.

            İnsan hoşlandığı şeye hemen inanma eğilimindedir.

İnsan sorunun çözümünde kolaya kaçma eğilimindedir.

İnsan acı vermeyen, çatışma içermeyen çözüme daha çok meyleder.

İnsan acıtan gerçekleri görmekten kaçar.

İnsan kontrolü kaybetmekten korkarsa açık gerçeği reddeder.

İnsan korku duygusu içerisinde ise ilkel sertlikle kendini korumaya çalışır.

İnsan korku duygusu içerisinde kuşatılmış ruh haline girer.

            Kuşatılmışlık duygusu içerisindeki insan, çevresinde olup bitenleri yanlış anlar, yargılama gücü bozulur.

İnsan kendi çıkarına hizmet etmeyen şeyden hoşlanmaz. Ancak yargı gücü yerinde ise hoşgörür.

İnsan sahip olduğu şeyleri kaybetmemek için değişime karşı durur.

İnsan kendi güven ve rahatlığı için başkasından kötülük göreceği kuruntusuna inanma eğilimindedir.

            İnsan ihtiyaç duygusu içerisinde iken alternatif eylem biçimlerini araştırmaz ve düşünmez.

İnsan önyargılı olduğu konuda eksik ve hatalı bilgiden hareketle genelleme yapar.

            İnsan önyargılı olduğu konuda zihinsel sorgulamayı reddederse kritik bilgiye ulaşamaz.

            Kritik düşünmeyi başaramayan, eleştirisel sorgulama yapamayan insanın yargı gücü zayıflar.

            Dogmatik bağlılık içindeki insan zıtlıklara inanır, dogması gibi düşünmeyeni düşman görür.

            İdeolojik düşünen insan bilimsel düşünemez ve aklını kapatır. Analitik karar veremez.

Askeri akılla düşünen insan dereceli düşünemez, ya siyah ya beyaz, ya dost ya düşman şeklinde düşünür. Başkalarını anlamakta zorlanır.

            Korku ile, kuşku ile, kuşatılmışlık duygusu ile ve dogmatik önyargılarla hareket eden insan eğer bir yargıç ise adalet dağıtamaz. Realite körlüğü içerisinde herşeyi haksız saldırı olarak algılar.

           Mesleki  Düşünce BozukluğuAşağıda sayacağım belirtileri gösteren bir psikiyatri uzmanı “mesleki düşünce bozukluğu” hastalığına tutkun olduğu düşünülür ve hastaya yardım etmekten men edilir.

Mesleğin özüne aykırı davranmaya neden olacak bu belirtiler yargıçlık içinde reddi hakim gerekçesi olmalıdır.

1-Entellektüel ve ahlaki açıdan herkesten üstün olduğunu düşünmek.

2-Yardım ettiği, sorununu çözmeye çalıştığı kişilerin duygularını anlamakta ciddi zorlama yaşamak.

3-Kendi yaşadığı stresin farkına varmamak.

4-İnsanlarla açık iletişim kurmakta ciddi engelleri olmak.

5-Karşısındakini hiçe saymak, kaba davranmak, iletişimde katı bir tutum takınmak.

6-Karşısındakini dinlememek, sık sık sözünü kesmek.

7-Korku, kaygı ve endişelerini kontrol etme konusunda ciddi zorluklar yaşamak.

8-Üstünlük duygusu taşımak. Kendisini çok önemli, çok zeki, çok üstün görmek.

9-Üstünlük duygusunu zedeleyerek eleştirilere orantısız, aşırı tepkiler vermek.

10-İnsanları kendi üstünlüğüne karşı hareket ediyor gibi düşünmek.

11-Mesleğinin özünün adaleti kamu vicdanı adına tevzi etmek olduğunu unutmak. Mesleği güç ve iktidarı için aracı olarak kullanmak.

12-Yargıladığı kişilerin dürtü ve arzularına orantısız, aşırı tepkiler vermek. 

Yukarıda saydığımız maddeler birer ölçüt, uyup uymayacağının kararını olayı inceleyenlere bırakalım.

Bilindiği gibi Sayın Yüksek Yargıç Osman Paksüt eşi ile yemeğe giderken aniden arabasını sağa çekip kendisini dinlediğini düşündüğü bir arabayı durdurup aramak istiyor. Ankara Emniyet müdürünü arıyor. Emniyet müdürü sayın yargıcın ayağına geliyor. Olay anlatılınca kuşku dağılıyor ve hakimimiz yemeğine gidiyor.

Gizli eylemleri olmayan bir hakim dinlenmekten korkmaz. Bu derece korku içindeki bir hakim sağlıklı bir karar veremez.

Eğer dinlenilmesini istemediği görevi ile ilgili gizli bilgileri konuşuyorsa eşi ile öğle yemeğine giderken iş takibi yapmış olmaz mı?

İster gizli eylemleri olan bir yargıç olsun, ister korku içindeki bir yargıç olsun iki durumda da tarafsız, nesnel, önyargısız karar veremeyeceği için Sayın Paksüt istifa etmelidir.

Çünkü Sayın Paksüt aşırı ve orantısız bir tepki vermiştir. Yetkisi olmayan taleplerde bulunmuştur. Kendisini özel ve önemli, yasalar üstünde gördüğü izlenimi doğmaktadır

Son Düzenlenme Perşembe, 15 Mayıs 2008 15:17
Prof.Dr. Nevzat Tarhan

Yönetim Kurulu Başkanı

www.nevzattarhan.com | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...