Cuma, 13 Şubat 2015 15:05

BATININ TÜRKİYE TASAVVURU VE BEKLENTİLER

Batı Türkiye’den ne bekler?

Ülkemizde batıcı ihanetin sürekli halkımızın gözüne soktuğu şeyleri. Aslında batı emperyalizmi bunu yüzyıllarca sadece bize yapmadı. Tüm üçüncü dünyaya yaptı. Hele Güney Asya ve Afrika’ya, fiziki toplu işkencelere varana kadar.

Biliyor musunuz İspanyollar Amerika kıtasına ilk gittiklerinde oradaki yerli halkı Av yapar gibi öldürüp etlerini yediler. Okuyunuz! Özellikle çocukları eti daha lezzetli diye onları yiyorlar. Hatta sadece ellerini ve ayaklarını kesiyorlar. Kalanını öylece atıyorlar. Batı bu. İngilizler, Fransızlar farklı mı zannediyorsunuz? Hele de İngilizlerin girmediği toprak, kirletmediği iffet mi kaldı?

Ne diyor yıllardır yerli işbirlikçiler. Çağdaşlık, Cumhuriyet değerleri, İnsan Hakları, Laiklik.. Bunları nasıl anlayacağız peki? Onların istediği gibi. İnsan Hakkı mı? Onların verdikleri haklar! Siz başka hak uyduramaz ve isteyemezsiniz.

Peki, beklentileri ne? Bizim geleneksel İmanla güçlenmiş ahlakımızı, edeb ve terbiyemizi yozlaştırıp bozarak toplumumuzun dönüşmesi. Yani MANKURTLAŞMAMIZI istiyorlar. Hiçbir mankurt, mankurt olduğunu kabul etmedi tarihte. Tabii değerlerin önce içi boşaltılıyor. Sonra da başka şeylerle dolduruluyor.

Geçenlerde Zazalar’la ilgili bir program izliyorum. Sonunda sözde Zaza uzmanı altı Zaza, Zaza’lara tarihte kök bulamadı, biri Zaza’lar Kürt dedi, biri Fars dedi. Başkası Ermeni ve Süryani’lerle akrabalığından söz etti. Sadece Türk demediler. Ortak özellikleri ise Türk’e de İslam’a da gizli düşmanlık. Bu arada, araya sokulan diğer yanlışlar mı? “Şah İsmail Kürt” dedi biri. Diğeri “Kürtçe ile Fransızca yakın acaba akrabalık var mı?” dedi.

Bakıyorum bizim dilcilerimiz, ilim adamlarımız ortalıkta yok. Siyasetin kirli tuzaklarında birbiri ile boğuşuyorlar. İyi, bir şekilde harcanıyor ülkemde.

Ülkemizde paralel yapılar hep vardı. Geçmişte hükümet olamayan CHP zihniyeti hep paralel olarak iktidar değil miydi? TSK başta olmak üzere, yüksek yargıda, bürokrasi de.. Paralel yapıyı aslında en iyi bu masonik çevreler biliyor. Tabii üst akıl diye süslediğimiz yabancı servis ve güçlerle işbirliğini de.

Peki, şimdiki Paralel Yapı neden daha tehlikeli? Eski paraleller milletimizin imanına, edeb ve terbiyesine yabancı ve kavgalı idiler. Camisinde, kahvesinde yoktular. Halkımızı 12 Eylül Öncesi meydanlarda Kur’an öpen Demirel ile kandırabiliyorlardı. Ama şimdi halk uyandı ve daha fazlasını istiyor. İşte tam da bu aşamada 40-50 yıldır sabırla örülen bir kadroyu taarruza geçirdiler. Bu manada KORKU DEVLETİ haline getirilmiş ülkemde işimiz zor. 28 Şubattan bu yana hukuksuzluk artık her yerde. Aynı insan bir yıl önce hukuk önünde idamdan zor kurtuluyor bir yıl sonra ise hukuk eliyle kahraman. Gelinen nokta aslında zilletten başka bir şey değil. Oysa adalet mutlak ve sürekli olmalıdır.

Peki, bunca zulmün asıl sebebi ne? Hani eskiden özellikle Balkan Müslümanları camilerde İmanın, İslam’ın Şartları gibi Türklüğün Şartlarını da saydırırlarmış ya.. Hatırlayın; Namaz, Oruç, Hac, Zekât, Kelime-i şahadet. Evet, bunlar İslam’ın Şartları değil miydi? Bitmedi ki! Bir de, Cihad etmek var Türklüğün şartlarında..

Şimdi bakıyorum biz Müslümanlara. Cihad bir şuurdu. Maalesef önce İslam adına diyalog deyip bu ruh yavşatıldı. Sonra da IŞİD, El-kaide, Taliban vb. yanlış ve İslam dışı uygulamalarla hareket eden sözde İslamcı Silahlı Gurupların uygulamalarının insanlık içinde oluşturduğu iticilik yüzünden. Baktığımızda artık her şey ayan beyan her iki İslam Dışı mülahaza da Batının ve siyonizmin projesi.

Devamında da belki birkaç yüzyıl sonra Dinler arası diyalog ve akabinde Hıristiyanlığa dönüşüm planlanıyor. Bilemiyoruz. Evanjelizmle de Hıristiyanlar ya Yahudiliğe evrilecek ya da Yahudiler için köleleştirilecekler.

Diğer yanı da ihmal etmeyin. Atatürkçülükten, çağdaşlıktan dem vuran, cumhuriyet öncesi İttihat ve Terakki’nin, şimdi Hürriyet gazetesinin de sloganı olan “Türkiye Türklerindir.” diye masum taleplerle karşımıza çıkan bölücüler de tam gaz. Bu sloganı İttihat ve Terakki kullandığında halkımızın ekseri Arap kökenliydi.

Tabii bölücülüğü de unutmayın. Batı ayrıca Sevr’deki gibi bölünmüş bir Türkiye istiyor. Bölücüler de doğu illerimizde paralel devlet yapılanmasını açılım gevşekliğinde süratle tamamlıyorlar.

Nasıl bir kıskaca alındığımızı düşünün. Çözüm mü? Çok basit.

İslam’ın kucaklayıcılığı ile oluşan bu toprağın değerlerine, Medeniyetimizi ihyaya dönüş. Türk’ün, Kürt’ün, Arab’ın, Çerkez’in, Arnavut’un, Boşnak ve Laz’ın, hasılı kardeşlerin birbirinin hakkını gözettiği, gönüllü birlikteliğin esas alındığı Osmanlı gibi İslam’ın temel insanlık ve sosyal emirlerini esas alan gelecek tasavvuru..

Genel seçim sürecine girildiği şu günlerde daha dikkatli ve uyanık olmaya tüm fertlerin, özellikle de siyasilerin ve yönetim kadrolarının ihtiyacı var. Unutmayalım, Ergenekoncu diye genel anlamda ifadesini bulan kadroların tetikçileri ve suikastçıları uyutuluyor, beyin takımı ise fitne kusmaya devam ediyor. Paralel yapı tam gaz düşmanlık yaymaya devam ediyor. Sayelerinde artık camide insanlar cemaat olmuyor.

Hükümet üç kezden sonra seçilemeyeceklerin yerine aslında yeni bir meclis oluşturuyor. Bu fırsat iyi kullanılmalı. Hırsızın arsızın olmayacağı bir meclis tasavvuru yeni dönemde öncelik olmalı. 

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...