Cumartesi, 28 Şubat 2015 12:17

İKTİDARIN TUTARLILIĞI, MUHALEFETİN ……….

Muhalefet kendini kaybetti. En son Şah Fırat Operasyonu öncesinde CHP adeta oradaki askerlerimiz için infial oluşturma derdindeydi. Tutsak olduklarını bile iddia ettiler hatırlarsanız. Şimdi Genel Başkanları diyor ki; “Bu geri çekilme zafer mi?” Eskiden Büyükelçilik yapan bir Milletvekilleri de; “Suriye’den izin alınmalıydı.” diyor. Ayrıca PYD’ye de teşekkür ediyor.

MHP de maalesef CHP gibi “Geri Çekilme”den dem vuruyor. Sanki sınırlarımız Türbenin eski yerinden geçen bir hattı da, oradan mevcut sınır bölgesine kadar çekildik. Olay ne? Suriye sınırları içinde kalan nokta bir toprağımızı terk ettik, yerine, yine Suriye içinde başka bir noktaya taşıdık. Farkı ne? Biri emniyetli bölge. Bizim Piyade Tüfeği atış mesafemizde. Peki, bıraktığımız nokta? IŞİD adına bürünmüş, yabancı istihbarat servislerinin kontrolündeki terör guruplarının cirit attığı bir bölgede kalıyor.

Sonra Genel Kurmay Başkanı’na saldıranlar hakaret yerine bu taşınmanın askeri gerekçelerini sorsanıza. Bu insanlar akılsız, değil, bilgisiz değil, cahil değil. Kusura bakmayın ama hain asla değiller. Bir kez daha söylüyorum. Bu taşınma askeri gerekliliklerle yapılmıştır. Bu arada, Genel Kurmay Başkanı’na sahip çıkan hükümeti de kutlarım. Doğrusu budur. Bürokrasi teklif eder, hükümet karar ve emir verir. Sonrasında bürokrasi uygular. Hükümetin askeri gereklilikle uygulanan bu taşınmada emrini icra eden TSK mensuplarını korumak, siyasilerin kabalıkları ve hakaretleri ile muhatap etmemek görevidir.  

Zamanında Mavi Marmara yardım heyetine de karşı çıktı muhalefet malumunuz. Hatta bir Din Adamı, “İsrail otorite, itaat edilmeliydi.” nevinden şeyler söylemişti. CHP’nin Emekli Büyükelçisi de dedi ya; “Esad’dan izin alınmalıydı. Türkiye Suriye’nin hükümranlık haklarını çiğnedi.” Şaşkınlık içindeyim gerçekten. Suriye’de güvenlik alabilen bir hükümet mi var? Devlet kurumları mı var? Bu olsa zaten geçmişte olduğu uyarılır. IŞİD denen bela ile anlaşma mı yapılacaktı?

CHP de, malum dini çevreler ve cemaat yapıları da halkı hep kolayca yönettiler ve güttüler. Her ikisi de vesayetçidir. Dış bağlantılıdır. IŞİD’i desteklemekle suçladıkları hükümetle uğraşırken hiç şunu duyuyor musunuz onlardan? IŞİD’in arkasındaki güçler kim? IŞİD öncelikle bir İngiltere, İsrail sonra ABD Operasyonu değil mi? Bakın Irak Devleti açıkladı. “IŞİD’e yardım eden iki İngiliz uçağını düşürdük.” diye. Dileriz bu kirli ilişkiler ortaya çıkar. Türkiye ve Dünya Basını olayın üzerinde durabilecek mi?

Gelelim İç Güvenlik Paketine. Siyasi çevreler kendi kafanıza göre davranamazsınız. Sizi seçen insan kitlelerinin duygu ve düşüncelerine uygun davranacaksınız. İnsanlar molotofla yakılmadılar mı? Yakıldılar. Molotofun el bombasından farkı ne? Bence daha tehlikeli. Dolayısı ile tabii ki silah olacak. Sapan bile tartışılıyor. Miting yapan adamın eğer maksat sesini duyurmaksa, cebinde ve elinde sapan neden olsun? Peki, eylem yapan bir adam neden yüzünü kapatır? Neden kadınları önde yürütür. Arkalarına saklanıp ateş eder değil mi? Eylemlerde kadın kıyafeti giyen, çarşaf giyen bir sürü militan var. Bu mudur ahlak? Kürt’ün Türk’ün, solcunun, sağcının kısaca eylemcilerin ahlak, kişilik ve terbiyeleri bu kadar aşağı mı? Maalesef bu kadar aşağı. Mantık şu; Yıkılsın, dökülsün. Ama boruları hep ötsün.

Halkımız görüyor. 12 Eylül Öncesi’nde halkımız oyunu kullanır, seçtiği adamın icraatlarına bakmazdı. Bilse CHP Zihniyetli Demirel’e yıllarca oy verir miydi?

Peki, kim tutarlı? Halkımızın çoğunun desteklediği siyasi iktidar tutarlı. Halk artık kendisi gibi düşünen insanların ve kadroların yanında duruyor. Eskiden CHP bürokratik ve askeri vesayetle ipleri elinde hep tutardı. Hükümet olamıyordu ama hep iktidardaydı. Nasıl mı? Siyasi ve bürokratik vesayetle. Peki zihniyetinin temsilcisi Demirel nasıl oy alırdı? Burada da Dini vesayet gurupları devreye girerdi. Maalesef çoğumuzun İslami ve Dini eğitiminin temelinde olan cemaatler. Tabanda emekleri çok, peki ya üst yöneticiler? Aynı Rahmani Duygulara sahipler mi? Bilmiyorum.

Şimdi oyun bozuldu. PDY (Paralel Devlet Yapısı) emrindeki polisleri bile zorluyor Urfa’da, “HDP’ye oy verin.” diye. Ama olmadı. AKPARTİ’nin oyları yükseldi. Bunlara çatı da Ekmeleddin de ders olmadı. Unutmayın ki; “Zulüm ile abad olanın sonu berbat olur.” Halkımız oyunları bozacaktır. Bu irade Milletimizde vardır.

Cumhurbaşkanı ve hükümete düşen arkadan vurulmamaktır. Dost bilip palazlandırıp kimseyi başımıza bela etmemeliler. “Kişinin namazı sizi yanıltmasın.” diyen Peygamberimiz (SAV)’dir. Bu arada AKPARTİ kurucusu D. Mehmet Fırat’ın HDP’den Milletvekili adaylığı da çok düşündürücüdür. Üç dönem kuralı ile yenilenecek olan iktidar yeni süreçlerde kendini daha çetin imtihanlar beklediğini bilmeli bu şuurla ve daha da tutarlılıkla hareket etmelidir.

“Nasr Süresinde Rabb’imizin uyarıyor. “Allah’ın (vadettiği) yardımı ve zaferi geldiği zaman, İnsanları, Allah’ın dinine (İslâm’a) bölükler halinde girerlerken gördüğün zaman, Rabb’inin sınırsız şanını yücelt! O’na hamd et ve O’ndan bağışlanma dile! Çünkü O, her zaman tövbeleri kabul edendir.” Herkesçe bilinmeli ve unutulmamalı.

 

(E) Yb. Halil MERT
Strateji ve Yönetim Uzmanı

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...