Çarşamba, 23 Temmuz 2008 14:27

Kültürle ekilen ekonomiyle biçilir

Bütün insanlığın, kültürel ve ekonomik düşüncesinin ana kaynağı, hayatı bütün boyutlarıyla kuşatan kutsal kitaplardır. İnsanlığın düşünce ve eylem dünyasının, derinlik ve zenginlik kazanmasında, kutsal kitaplara dayanan kültürün vazgeçilmez bir yeri vardır. Tarihin her döneminde, toplumları ekonomilerinden önce kültürleri ayakta tutmuştur. Toplumun bütün kesimleri için, hayatı yaşanır kılan ekonomi değil, kültürdür.

Toplumların geleceğini belirleyen, kaynağını ekonomide bulan “üretim tarzı” değil, kültürden beslenen “düşünce tarzı”dır. Yirminci yüzyıldaki gelişmeler, dinleri toplumların afyonu gören Marx'ın yanıldığını göstermiştir. Marx'ın aksine, dinleri ekonomik başarının kaynağı gören Weber doğrulanmıştır. Dünyanın neresinde olursa olsun, toplumların üretim güçleri, ekonominin ilkelerinden daha çok kültürün değerlerinden beslenir. Kültürü derin olan toplumların, ekonomileri zengin olur.

Hafta başında, her parmağında bir ustalık olan Eşref Ziya Terzi'nin, üst düzey yönetici olduğu Marmara Fm'in ilgiyle dinlenilen programı “Sabahın Rengi”ne katıldım. Yakup Tutum'un teknik yardımıyla, başarılı iletişim uzmanı Gülten Demircan'ın hazırlayıp sunduğu programda, benim “Teknolojinin Ötesi” ve “Kültür ve Sanayileşme” kitaplarımdan yola çıkarak, kültür ve ekonomi arasındaki ilişkilerin kazandığı yeni boyutları konuştuk.

Kültür ve ekonomi, bir bütünün iki ayrı yüzüdür. Nasıl görünmeyen dünya, görünen dünyayı, bütün boyutlarıyla kuşatırsa, kültür de ekonomiyi öyle kuşatır. Kültür kutsal, ekonomi bilimsel kitaplara dayanır. Belirleyici ve yönlendirici olan, bilimin değişen doğruları değil, kültürün değişmeyen değerleridir. Biri sınırsız kaynaklara dayanan peygamberlerin, diğeri sınırlı kaynaklardan beslenen bilginlerin elinde, gelişir ve zenginleşir.

Bütün toplumlarda kültürel alanda yapılan çalışmalar, büyük ölçüde ekonomik alana yansır. Kültürel alana yatırım yapmadan, ekonomik alana yapılan yatırımlardan beklenen getiri, elde edilemez. Kültürlerini derinleştirmeyen toplumlar, ekonomilerini zenginleştiremezler. Her ülkede ekonomik zenginlik, kültürel derinlikten kaynaklanır.

Kültür ve ekonomi arasındaki uyum düzen, bilginlerin sınırlı dünyalarının birikimiyle değil, peygamberlerin sınırsız dünyalarının birikimiyle sağlanır. Kültürlerin canlılığı, ekonomilerin sınırlarını aşan kaynaklardan beslenir.

Kültürler, ana kaynakları olan kutsal kitaplarla bağlarını koparmazlarsa, ekonomileri denetme ve yönlendirme güçlerini yitirmezler.

Kültür bilgeliğin, ekonomi bilginin peşindedir. Bilgelik deniz, bilgi balıktır. Deniz olmadan balık olmaz.

İnsanlar teknolojisiz yaşarlar, ümitsiz yaşayamazlar.

Nazif Gürdoğan

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...