Pazar, 17 Ocak 2010 18:30

Hukuksuzluk hukukla önlenir

Hukuksuzluk hukukla önlenir

Nazif Gürdoğan

Yenişafak Gazetesi 17 Ocak PAZAR
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Nasıl politikacılar politikayı politika, generaller orduyu ordu yaparlarsa, hukukçular da hukuku hukuk yaparlar. Politikanın yalnızca politikacılara, ordunun yalnızca generallere bırakılamayacağı gibi, hukuk da yalnızca hukukçulara bırakılamaz. Hukuk demokrasinin olduğu kadar güvenliğin de en büyük teminatıdır. Hukukun üstünlüğünün önemli olmadığı toplumlarda, üstünlerin hukuku önemli olur.

Türkiye'de yüzyılı aşkın bir süre boyunca, hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku geçerli olmuştur. Bu yüzden, toplumun üretim gücü büyütülemediği gibi, bütün kurum ve kurallariyle demokrasi de yerleştirilememiştir. Hukuk karşısında herkesin eşit olmadığı ülkelerde, demokratik yapı ve ekonomik dokuda gelişme olmaz. Hukuk yerini bulmazsa, hiçbir kurum ve kuruluş ayakta kalamaz.

Hafta başında, ASDER'in öncülüğünde düzenlenen, Prof. Dr. Mustafa Kahramanyol, her ikisi hukukçu olan Ahmet Cengiz Tangören, Yasin Şamlı'nın konuşmacı olarak katıldığı ve Gürcan Onat'ın yönettiği panele katıldım. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Adnan Tanrıverdi Paşa, Emin Üstün ve Orhan Kaymak'ın katkılarıyla, “demokratik açılım”dan önce “hukuki açılıma” ihtiyacı olan “Türkiye'nin Hukuk Sorunları” tartışıldı.

Türkiye'de politika politikacılara, hukuk hukukçulara bırakılmadığı için, kuvvetler ayrılığına dayanan ve hukukun sınırları içinde birbirini deneten, bir ekonomik, siyasal ve kültürel yapı oluşturulamamıştır. Yarı hukukçular hukuku, yarı politikacılar politikayı ve yarı askerler de güvenliği, büyük bir karmaşaya sürükleyerek, bütün kuruluşların temellerini sarstılar. Çünkü, dünyada kuvvetler ayrılığı, Türkiye'de kuvvetler birliği vardır.

Bir devlet ve bir millet hukukuyla devlet ve millet olur. Yüzyılların içinde oluşan hukuk ilkeleri, ekonomik, siyasal ve kültürel yapı arasında uyum ve düzeni sağlamak için vardırlar. Hukuk düşmanlıkları büyütmeye değil, dostlukları güçlendirmeye yarar. Bunun için, Anadolu'da “Hukukun kestiği parmak acımaz” denilir, silahın çözemediği sorunu, hukuk çözer.

Ekonomi girişimcileriyle, politika liderleriyle, hukuk adil hukukçularıyla ayakta kalır. Hukukçuların başta gelen görevleri, haksızlık yapanları cezalandırmaktan önce toplumdaki haksızlıkları önlemektir. Hukuk her alandaki gelişmenin ana kaynağıdır.

Hukukun saygı görmediği bir ülkede, toplumun bütün kesimleri yoksullaşır. Hukuka verilen değer, insana verilen değerdir. Bir insana haksızlık yapmak, bütün insanlığa haksızlık yapmaktır. Yapılan haksızlıklar karşısında susanlar, bedellerini çok ağır biçimde öderler.

Hukuk toplumların en büyük kültürel sermayesidir.

Hukuksuzluğun üstesinden hukukla gelinir.

Hukuk dairesinde haksızlığa yer yoktur.

Adalet dairesi hayat dairesidir.

 

 

 

Son Düzenlenme Pazartesi, 18 Ocak 2010 18:34
Nazif Gürdoğan

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...