Pazartesi, 30 Ekim 2017 16:13

Pirince Giderken...

Zaman ve gündem çok hızlı akıyor. Yakın geçmişi dahi hatırlamakta zorlandığımız günlerden geçiyoruz.

Geçtiğimiz Haziran ayında Kuzey Irak Bölgesel Yönetim (IKBY) Meclisi 25 Eylül’de bağımsızlık için referandum yapma kararı almıştı. Bu karara, başta Türkiye olmak üzere özerk bölgeye sınırı olan İran ve Irak karşı çıkmıştı. Aynı karara bölge dışından da tepkiler gelmişti. IKBY’nin referandum kararına açıktan İsrail, örtülü olarak da ABD destek vermişti.

25 Eylül’de referandum yapıldı ve beklendiği gibi çoğunluk evet dedi. Bundan sonra ne olabilirdi? Barzani bu referandumla, Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerine güçlü bir şekilde girecek, kazandığı taktirde daha önce iki defa uzatılan Başkanlık statüsünü iki dönem daha devam ettirebilecekti.

Yine bölgede etkin olmak isteyen PKK, bu sayede ABD’nin verdiği destekle daha da güçlenecek belki de bölgedeki parçalanmışlığı fırsata çevirecek, Barzani’yi de bertaraf ederek tek söz sahibi olacaktı.

Elbette bu planların üstünde bir planı olan İsrail’in “Büyük İsrail”i kurma hedefini unutmamak lazım. Birleşmiş Milletlerin aldığı aleyhteki tüm kararlara rağmen dünyayı umusamayan tutumu ve sadece kendi ajandasına göre hareket eden bir İsrail’le komşu olmak, bölge ülkeleri için zaten yeterince problem teşkil ederken, büyük İsrail’le (Arz-ı Mevud) aynı sınırı paylaşmak kabus olurdu.  

Hesaplar gizli saklı değil, her şey ortada. İhtimallerin gerçekleşmesi bölgedeki devletler için ciddi bir beka sorunu.

Türkiye, İran ve Irak bu tehdit karşısında nasıl davranabilirdi? Karşılarında iki seçenek vardı. Ya olan biteni sineye çekecek hemen yanı başlarında oluşacak terör bataklığına ve ardından kurulacak Büyük İsrail’e komşu olacaklardı veya böyle bir tehdidi bertaraf etmek için işbirliği yapacaklardı.

Nitekim yapıldı da; Türkiye IKBY’ne hava sahasını kapattı. Eğer referandum iptal edilmezse bölgenin can damarı olan petrol vanasını ve Habur sınır kapısını kapatacağını açıkça deklare etti. İran aynı şekilde hava sahasını kapattığı gibi sınır kapılarını da kapattı. Irak merkezi hükümeti ise askeri müdahale dâhil tüm idari, mali ve hukuki adımları attı. 2014’ten beri Bölgesel yönetimin kontrolünde olan Kerkük başta olmak üzere birçok yerleşim merkezi ve petrol kuyuları, sınır kapıları Barzani’nin elinden alındı.

Sonuç; PKK hedefine ulaşamadı, Büyük İsrail hayali başka bahara kaldı ve Barzani’nin tüm planları elinde patladı. 1 Kasım’da da görevi bırakıyor. 

Sözün kısası; Barzani pirince giderken evdeki bulgurdan da oldu.

İbrahim Keleş

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...