Pazartesi, 27 Kasım 2017 17:23

Terör Belası Can Yakmaya Devam Ediyor

Birkaç gün evvel Mısır'ın Sina Yarımadası'ndaki El-Ariş kentinde cuma vakti namaz kılan kardeşlerimize karşı düzenlenen saldırıda 305 kişi hayatını kaybetti. Bu saldırının gerek zamanlaması ve gerekse yapıldığı yer ve devlet dikkat çekici. Cuma günü yapılan saldırıdan hemen sonra medyamız bu saldırıyı kimin yaptığı sorusuna cevap bulmaya çalıştı.

İlk akla gelen isim Daeş teörö örgütü oldu. Bu soru bana sorulsaydı hiç tereddütsüz ABD derdim. Bilirim ki Daeş ve benzeri terör örgütleri sadece birer kukla. Kuklacı ise bu örgütlerin ipini elinde bulunduranlardır. Başkan Trump'ın, seçim kampanyasında söylediği gibi Daeş'i ABD kurdu. Aynı şekilde bir önceki ABD Türkiye Büyükelçisi John Bass de şunu söylemişti; “eğer Türkiye'de 9,5 aydır terör saldırısı olmuyorsa bu bizim sayemizdedir” demişti. İtiraf niteliğinde yapılan bu açıklamalar bize şunu gösteriyor ki, saldırıyı yapan değil kimin yaptırdığı daha önemli.

ABD Gerçeği Görmeye Başladı mı?

Türkiye'nin, bölgesinde Rusya ve İran’la birlikte inisiyatif almaya başlamasıyla beraber ABD masa dışında kaldığını fark etmiş olmalı ki Başkan Trump Cumhurbaşkanımızla bir telefon görüşmesi yaptı. Görüşmenin içeriği hakkında yapılan açıklamalarda ABD, PKK/PYD ye silah sevkiyatını durduracakmış. Hoş,  4000 tır dolusu silah göndermiş, bu saatten sonra durdursa ne anlamı olur ki. ABD'nin açıklamasında dikkat çeken bir nokta daha var ki ilginç geldi doğrusu. Türkiye ile terör örgütlerine karşı birlikte çalışma niyetinde olduklarını açıkladılar. Tabii ki hiç yoktan iyidir demek lazım.

Tüm bu gelişmeler olurken şu gerçeği de her zaman hatırda tutmakta fayda var. Devletler arasında ebedi dostluk veya ebedi düşmanlık yoktur. Karşılıklı çıkar ilişkisi esastır. Suriye'de Rusya ve İran'la birlikte atılan adımlarda her devlet kendi menfaatini gözetmekte. Anlaşabildiğimiz noktalarda birlikte yol alınacaktır, anlaşma yapılamayan noktalarda ise Türkiye'de kendi milli menfaatlerine göre yoluna devam edecektir

Daeş nereye gitti?

Irak'ta ve Suriye’de mevzi kaybeden Daeş bir anda buharlaştı zannediyorduk. İngiliz BBC kanalı bunların videolarını yayınlayınca öğrendik ki, meğerse ABD destekli PKK/PYD terör örgütü ile anlaşmışlar ve silahları ile birlikte otobüs,kamyon ve helikopterlerle başka yerlere gönderilmişler.

Katiam Bölgesinde Mısır Ordusu Yok

1967 yapılan Arap-İsrail savaşı, Mısır, Ürdün ve Suriye’nin yenilgisi ve yarımadanın İsrail’in eline geçmesiyle son buldu. 1973’te ise Mısır ve Suriye’nin birlikte başlattığı Yom Kippur Savaşı ise Suriye’nin kaybı ve Mısır’ın kısmen kazancı ile son buldu. 1967’de kaybedilen Sina Yarımadası ancak 1978 yılında yapılan Camp David antlaşması ile Mısır'a iade edildi. Anlaşmanın bir maddesine göre Sina yarımadası askerden arındırılacaktı. Yani yarımada her ne kadar Mısır devletinin sınırları içinde olsa bile Mısır ordusunun Sina’da bulundurulması ancak İsrail'in iznine tabii olacaktı. Nitekim geçtiğimiz Cuma günü yapılan saldırının ardından operasyon için Mısır Devleti İsrail'den izin talebinde bulundu ve ordu, ancak bu izin alındıktan sonra harekete geçebildi.

Daeşliler nereye gitti sorusuna geri dönersek, cevapları tek tek almaya başladık. Geçtiğimiz haftalarda Nijerya'da yine benzer bir saldırı oldu. Somali'de eş-Şebab adındaki örgüt sık sık saldırılarda bulunuyor. Libya'da iki ayrı devlet kurulmuş durumda ve Daeş orada silahlı bir güç olarak varlık gösteriyor. Görünen o ki Irak'tan ve Suriye'den nakledilen teröristlerin bir kısmı Afrika'ya gönderilmiş. Maalesef Afrika'daki devletlerin zayıf bünyeleri Daeş’in rahatlıkla mevzi kazanmasına ve tutunmasına imkân veriyor.

Tabii Daeş mensupları sadece Afrika'ya gönderilmedi, aynı zamanda PKK/ PYD aracılığıyla Kuzey Irak sınırından Türkiye tarafına da geçirildiler. Nitekim bundan yaklaşık on gün önce emniyet güçlerimizin çeşitli illerde düzenlediği operasyonlarda 240 civarında Daeş'li yakalandı.

Irak ve Suriye’den çıkarılan örgüt mensuplarının bir kısmı ise geldikleri Avrupa ülkelerine geri dönüyorlar. Kimlikleri istihbarat örgütlerinin elinde olan ve savaş tecrübesine sahip Daeşliler gittikleri ülkelerde de bildikleri işi yapmaları sürpriz olmaz. Yani Türkiye'nin Avrupa’ya baştan beri yaptığı uyarı haklı çıkacak gibi duruyor. 

İbrahim Keleş

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...