“Reis! Bıçak Kemiğe Dayandı!” Yazımız geniş yankı buldu.

Sağ olsun okuyucularımız, uzun yorumlar gönderdiler. Acılarını paylaştılar.

Toplumsal bir yaraya parmak basma noktasında isabetli bir adım attığımız anlaşıldı.

Yazının içeriğine dair yorum yap(a)madan, FETÖ’cü olduğumuz imasını yapan iki okurumuz da oldu.

Nitekim bylock soruşturmasında 11480 kişinin suçsuz olduğu, bunlardan 1000’in üzerinde kişinin hapishanelerden tahliye edilmesi gerektiği anlaşıldı.

Ülkemizin üniversiteleri, psikologları, sosyologları bu insanların rehabilite edilmesi için sağlıklı adımlar atmalıdırlar. PKK için, FETÖ için bugüne değin yapamadığımız akademik analizleri ve  rehabilite süreçlerini hayata geçirebilmeliyiz.

Ne yazık ki kaba yandaşlık ve karşıtlık ikliminin isli, korkulu havasında sağlıklı adımlar atılamıyor.  

Değerli okuyucularımızdan yorumları okumalarını rica ediyorum.

Maalesef Doğu toplumları “Eleştiri Okulu”nu bünyelerinin olmazsa olmaz bir parçası haline getiremediler. Düşünmek, düşünceyi korkusuzca ifade etmek Batı toplumlarının ayırıcı vasfı haline geldi.

Eleştiri, Müslümanların kitabının ve kültürünün burçlarından biri iken; bugün gelinen kaba yandaşlık ya da düşmanlık çizgisi sağlıklı bir düşünce üretmemizi engelliyor.

Yanlışları, eksikleri, zulme dönüşebilen eylemleri, ellerimizle oluşturduğumuz kör karanlık noktalara mahkûm etmek ve görmemek; insanlığımıza, Müslümanlığımıza nasıl sığar?

Bütün peygamberler, düşünürler; adaleti, adaletle hükmetmeyi anlattılar bize.

Kutlu kitabımız, peygamber efendimiz ve yolunun takipçileri sahabeler, imamlar ve hatta sultanlar bile Adâlet yolu üzerine ışıltısı sönmeyecek fenerler astılar. Bugün, o fenerlerden yayılan hakikatın ışıklarını paylaşmanın zamanıdır:

Bir hükümdarın yakınlarından olup da, ona gerçeği söylemeyenlerden daha büyük bir hain yoktur.   (Hz.Süleyman)                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                   

 Devlet büyüklerinin ilk dikkat edeceği hususiyet, yakınlarının tasvir edeceği, yanlış anlatacağı dünyaya inanmaktır.   (Prens Bismarc)

Kanunlar örümcek ağına benzer: Onlar yalnız küçük sinekleri tutar da arıları ve eşekarılarını yakalayamazlarsa, yasalar da aynı, küçük suçluları tutar fakat büyüklerini serbest bırakır. (Jonathan Swift)

Kuvvete dayanmayan adâlet aciz, adâlete dayanmayan kuvvet zalimdir.   (Blaise Pascal)

Geciken adâlet, adâletsizliktir.   (Walter Savago Landor)

Adâletin olmadığı yerde ahlâk da yoktur. (Montaigne)

Hiçbir fazilet adâlet kadar büyük olamaz. (J. Addison)

İyi olmak kolaydır, zor olan âdil olmaktır. (Victor Hugo)

Hatanın en büyüğü, hatalı olduğunu bilip de onu düzeltmenin çaresine başvurmamaktır. (Konfüçyüs)                              

Olgun hükümet adamını sevindirmek isterseniz eleştiriniz. Basit bir hükümet adamını sevindirmek isterseniz övünüz.  (Benjamin Disraeli)

Düşüncelerini değiştirmeyenler yalnız delilerle ölülerdir. (T. Lowell)

İktidardakiler, akıllarının sonundadırlar artık. Çünkü oraya kadar gelmeleri çok vakit almıştır. (Mc Carty)

İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. (Cafer b. Muhammed)

Memleketler, mülk ve saltanat küfür üzerinde durabilir ama zulüm üzerinde duramaz. (İmam Maverdi)

İnsanın en büyüğü, en yüksek mevkide iken tevazu gösteren, kudret sahibi iken affeden ve kuvvetli olduğu vakit adâletle hareket edendir. (Abdülmelik b. Mervan)

Ülkeler kılıçla alınır, ancak adaletle korunur. (Timurlenk)

Adâlet mülkün temelidir. (Hz. Ömer)

Müslüman olsun olmasın herkese âdil davranın, Müslümanlar kardeşleriniz, Müslüman olmayanlar ise sizin gibi birer insandır. (Hz. Ali)

Haksızlık önünde eğilmeyiniz, hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. (Hz. Ali)

Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene nafile ibadet etmekten daha hayırlıdır. (Hz. Muhammed)

Adâleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır. (Hz. Muhammed)

Allah katında en aziz kul, intikama gücü yeterken affedendir. (Hz. Muhammed)

Adâlet güzeldir, lâkin âmirlerde daha güzeldir. (Hz. Muhammed)

Zayıfın, hakkını kolaylıkla alamadığı bir millet şerefli olamaz. (Hz. Muhammed)

Dostun sertliğinden korkma, düşmanın yaltaklanmasından kork.

Amacımız, güç zehirlenmesine uğrayan/uğrayabilecek iktidarlara koruyucu aşılar yapmak…

Güç sahiplerine iyilik aşısı; “Adâleti” hatırlatmak, hayata geçirilmesini istemekle yapılabilir.