Cuma, 02 Şubat 2024 16:42

06 Şubat 04:17'yi unuttuk mu..?

Değerli dostlar; 2023’ (Geçen yıl) 06 Şubat Pazarı-Pazartesi’ye bağlayan gece; 04:17’yi gösterirken Gecenin zifiri karanlığında önce korkunç bir uğultu duyuldu. 

Yerkabuğu yedi kat dibinden itibaren yüzlerce kilometre boyunca bir anda kâğıt gibi yırtıldı. Milyonlarca insanı üzerinde taşıyan mekânlar yarıldı. 

Koca koca 11 şehir beşik gibi sallandı. Küçüğünden büyüğüne, yükseğinden enginine binlerce bina sarsıldı. 
Devasa binalar çatırdıyor, demir bağlantıları birbirinden kopuyor, evlerin duvarları patlıyordu. 

Heyulâ gibi yapılar içindekilerle bazısı aniden, bazısı kat kat çöküyordu. Kimi yan yatıyor, kimi yapılar sağa sola devriliyordu. Kıyametin kopuşunu andıran o hangâmede toz bulutları arasında göz gözü görmüyordu.

Korku dolu çığlıklarla, yürek yakan feryatlarla evinden-ocağından kaçabilenler, pencereden atlayabilenler, bir şekilde kendini dışarı atmaya fırsat bulabilenler canlarını kurtarıyordu..! Kurtarmak mı..? 

Hayır, hayır..! Pek çok kişinin eşi, evlâdı, kardeşi canından öte yakınları yıkıntıların altında kalmış, tonlarca enkazın arasında sıkışmıştı. 

Ortalık can pazarına dönmüştü. Nice canlar aslında geceden ölüm için uykuya dalmıştı. 

Gecenin yarısı, ortalık karanlık ve hava soğuk! Soğuk hava insanın bedenine çivi gibi batıyor, bıçak gibi kesiyor, iliklerine kadar işliyordu. Kim öldü, kim kaldı, gel de bil..! Öleni de kalanı da gel de bul..! 

İşte tam o vaziyette, bir yandan kar ve yağmur, öte yandan kapkaranlık ve soğuk..! Kıyamet miydi yaşanan, ya da yaşanacak kıyametin misali miydi..?..!

Bir sene geçti: Yā Rabbi veyā İlâhi, Yā Kayyum, bu depremle biz yıkıldık ve yığıldık, Hâla tesiri altındayız..! rahmetinle tut elimizden ve bizi ayağa kaldır. Milletimizi ve Habibinin boynu bükük ümmetini kimsesiz, sahipsiz ve yetim bırakma.
Yā Settar, bembeyaz karlarla yerleri örttüğün gibi ayıp, kusur ve hatalarımızı da ört. Karları eritip pınarlarda durulttuğun serin sularla, hayat verdiklerine can suyu kattığın gibi, cemali tecellilerle rahmet yağmurları önce günahlara bulanmış gönülleri yıkasın.

Yā Vedud, şefkat ve merhamet meltemleri essin. Rahmetin kaskatı kalpleri güzel ahlâk ile yumuşatıp edep ve irfanla, iffet ve marifetle diriltsin. İnsanoğlu insan olduğunu hatırlasın.

Yā Ğafur, Yağmurlarla yerleri yıkattığın gibi sevginle de içlerimizi temizleyip arındır; doymak bilmeyen ihtirasların kirinden, şaşkınlığın, yolunu şaşırmışlığın, her türlü çirkinliğin, şirkin ve zulmün, İlâhi gazapları celp eden kinlerden, nefretten, garezden, hasetten, fesattan, kalpleri karartan arsız hevâların ve azgın nefislerin iğfalinden muhafaza eyle…
Yā Rahim, Hisleri de donduran şu kış mevsimi elbette geçecek, buzlar çözülüp karlar eriyecek.

Rahmetinle bahar günlerini müjdeleyen cemreler düşür gökten yerlere ve gönüllere. Cemrelerle ısınacak havanın ve suyun ılık dokunuşları, kökleri ve daneleri uyandırdığı gibi, Güneşin huzmeleri sürgün verip çiçeklenecek dal-budakların uçlarına değip yeni hayatlara göz açtırdığı gibi mahzun, dargın, yaralı ve kederli kalpleri ebedi sevgilerle ve kudsi muhabbetlerle barıştır.

Rahmetinin hayat veren meltemlerini ölümsüz aşklarla, heyecan dolu sevinçlerle gönüllere estir; buzlar erisin, donuk duygular çözülsün. 

Kalpleri, iç ısıtan yeni, yepyeni hislere, heyecanlara ve coşkulara uyandır.

“Sizler cennet-āsā baharda geleceksiniz” diye müjdelenmiştik. Yıllardır nice ümitlerle beklediğimiz manevi baharlara hasretiz.

Şu hazin günler rahmetine çok çoook MUHTĀCIZ Rabbimin emrinde olan Dünya; zıvanadan çıkmış olan insanoğlunun işlediklerine dayanamayıp yüzyıllardır emsali görülmemiş şiddetteki zelzele ile öfkesini coğrafyamızda kustu.! 
Değerli Dostlar; Bir sene geçti; Peki ne yapacağız şimdi.. yine belli bir zaman sonra yaşananları, vefat eden, anneleri, babaları kardeşleri, dede ve nineleri bebek ve çocukları unutup zıvanadan çıkmış halimize gerimi döneceğiz..! 
Allah(cc)’nün davetine uymakta yine  biganemi kalacağız, huzuruna gitmemekte, iletişim kurmamakta ısrar mı edeceğiz..?

Dert edinip kendini sorgulayan için ise nasıl ders alacağız peki derseniz tabii ilk evvel İmanımızı tazelemekle işe başlamamız gerek.

Değerli Dostlar: Rabbimizin huzuruna varıp bir tezkiyede bulunmak ve her gün veya olmazsa Hafta bir Cuma geceleri 04:17’de;Kendi oda veya salonun özel bir köşesinde 5-10 dakikada olsa Halvete girmeye var mısınız..?
Deprem münasebetiyle Şu 365 günden bu yana Kahramanmaraş'tan, Malatya'dan, Adıyaman'dan, Elazığ'dan, Gaziantep'ten, Şanlıurfa'dan, Diyarbakır'dan, Osmaniyem’den Hatay'dan ve Adana'dan ve ayrıca mazlum ve mağdur şehir Kudüs ve Gazze’den çevresindeki şehirlerden gelen her bir şehit haberi yüreğimize ayrı bir ateş düşürüp acımıza acı katıyor!..

Depremde Vefat edenler mānevi şehādete ermiş, zāyi olan mal ve mülkleri ise sadaka hükmündedir. Yüreği yanan milletime ve yakınlarını kaybedenlere başsağlığı temennisiyle sabır, metanet ve tahammül kuvveti ile yaralılara Şāfi’i Hakiki’den ācil şifālar dilerim.

Ey Allahım; Asrın felaketine maruz kalan kadim devletimize ve milletimize güç, kuvvet, birlik ve beraberlik nasip eyle..! Sana sığındık Rab'bimiz; Sen bize yardım eyle, ve bize 04:17’yi hiç unutturma  ve nusretini üzerimizden eksik eyleme Allah'ım...!

Geçmiş olsun Cennet vatan Türkiyem..!

 

Son Düzenlenme Cuma, 02 Şubat 2024 16:43
Mehmet Kanmaz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...