Perşembe, 16 Aralık 2021 13:02

Maskeli balo

Eskiden siyasetin bir namusu vardı. Şimdilerde alabildiğine kirlendi. Tam bir maskeli baloya döndü...

Demokrasi havarilerin altından diktatör faşistler çıkıyor.

Mustafa Kemal maskesi inince, karşınızda Atatürk düşmanları beliriyor.

"Melek" kisvesine bürünenler, salondan çıkar çıkmaz terör destekçileri ile halvet oluyor.

Kurtlar kuzu, sırtlanlar sincap postu ile geziyor.

Algılar, gerçekleri esir almış. "Siyasetçi" dediğimiz tipler illüzyonistlerden farksız hale gelmiş. Yalanlar dört bir yanımızı sarmış durumda...

Geniş halk kitlelerine, ikna edilip kazanılması gereken topluluklar olarak bakılmıyor artık. "Nasıl kandırır, ne şekilde yanıltırız" hesaplarının hedefi onlar.

Üstelik, kanser gibi, müsilaj gibi yayılıyor bu zihniyet dört bir yana...

 

***

Bir fırsatını buldu, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Ak Parti Grup Başkanı Tevfik Göksu ekrana çıktı. Fatih Altaylı da "Yakalamışken silkeleyeyim" havasında sorular sormaya başladı...

"Siz niye böyle yaptınız?" dedi. "Yok öyle bir şey, yapmadık" cevabı ile karşılaştı.

"Niçin İmamoğlu'nu engellediniz?" dedi. "Yalan, biz kimseyi engellemedik" cevabını aldı.

Her seferinde "ama" diye devreye girecek oldu, bu defa da "Aması, fakatı yok, işte belgeler" gerçeği ile yüzleşti.

Üstelik, bir de meydan okuma geldi. Tevfik Göksu, "hodri meydan" dedi:

-Bağlansınlar programa, çıksınlar karşıma...

Kimseden çıt çıkmadı. Algı operasyonları ile vaziyeti idare edenler süt dökmüş kediye döndü.

***

Mustafa Kemal'den geçinen, "Atatürk" adını kullanıp millete 2.500 liraya kitap kakalayan ve her vesile ile iktidara atış yapan Sözcü Yazarı Yılmaz Özdil'in de maskesi düştü mesela...

Boş bulunup, kafasının içindekileri köşesinde açıkça yazma gafletine düştü. "Rumlar öyle bir meze yapar ki kardeşim, helali hoş olsun, Kıbrıs'ı veresin gelir!" ifadesini kullandı.

Gitti Gazi Mustafa Kemal. Bütün mücadelesi paspas gibi ayaklar altına alındı. Hem de bir kadeh rakı ve birkaç tabak mezeye.

Maskeyi sürekli takıp taşımak zor tabii!

***

Tevfik Göksu'nun İmamoğlu'nun maskesini indirdiği gibi, Selahattin Demirtaş'ın dağdaki PKK'lı terörist kardeşi Nurettin Demirtaş da Kılıçdaroğlu'nun maskesini düşürdü.

Kılıçdaroğlu, Irak ve Suriye'ye asker gönderilmesini öngören tezkereye "evet" demeleri halinde "Cumhuriyete ihanet etmiş olacaklarını" söylemişti. Nurettin Demirtaş, bu tutumu memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Hatta daha da ileri gidip, CHP'nin tutumu için "Destek görmeyi hak ediyor" değerlendirmesini yaptı.

Biz de böylece Kemal Bey'in "cumhuriyet" maskesi kullanarak, kimleri mutlu ve memnun ettiğini görmüş olduk.

 

***

Bir değil, iki değil; üç değil, beş değil. Örnekler o kadar çok ki. Adeta bir yalan denizinin içine düştük, birlikte debelenip duruyoruz.

Bu yaşadıklarımızı sanırım en iyi Yeni Türkü'nün "Maskeli Balo" şarkısı anlatıyor:

"Tak etti canıma, bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri."

 

Vallahi öyle. Hepimizin canına tak etti. Kısa süreliğine belki zevkli ve heyecanlı olabilir. Ama hayatımızın bir parçası, siyasetin olmazsa olmazı haline getirilemez ve böyle de yaşanmaz ki!..

Emin Pazarcı

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...