Çarşamba, 24 Ağustos 2022 13:38

Tarla böyle sürüldü

Başlangıçta "Cemaat"ti, sonra "Hizmet Hareketi" oldu. Bugün de Fethullah Gülen Terör Örgütü. Bu ülkeye çok büyük zararlar verdi ve bedel ödetti. Sıkıntıları ve yansımaları halen devam ediyor...

Biz de kısır tartışmalarla zaman geçiriyoruz.

1990'lı yıllarda Türkiye'deydi bu adam. Suret-i Hak'tan görünüyor, mazlum rolü oynuyordu. 28 Şubat sürecinde, ağlıyor, zırlıyor, "Bu garipten ne istersiniz" skecini oynuyordu. İstanbul'da yaptığı bir açıklamada şunları söylüyordu.

"Ömrümün kalan kısmını bir mağarada geçirmeye hazırım. Ben gerilim, kargaşa istemiyorum. Arkadaşlarıma vasiyetim var. Eğer beni öldürecek olurlarsa sessiz sedasız bir cenaze töreni düzenlesinler. Hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam etsinler."

Bu mazlum ve garip görüntüsü ile pek çok kesimden destek aldı. Mütedeyyin insanlar "Yazık değil mi?" dediler. Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller gibi pek çok siyasetçi "haksızlığa uğramış mazlum" muamelesi yaptı bu adama.

Açıktan ve çok net destek mesajları verdiler.

İslami hassasiyeti olanlar doğal olarak yanında yer aldı. O kesimlere alerji duyanlar da sırf "İslami" kimliğinden dolayı karşı çıktı. Bu adamın CIA kontrolündeki bir proje olduğu belli değildi o zamanlar.

Biri çıkıp böyle bir şeyi ima etse, toplumun çok geniş kesimleri tarafından linç edilirdi! Bizzat yaşadım ben, Bugün Gazetesi'ni satın alan FETÖ'cüler işime son verdiğinde, selam verecek adam kalmadı çevremde.

 

***

Süreci bilmeden, iyi okumadan bugünden o dönemi değerlendirmek mümkün değil. Bugün görülüyor ki, tarlayı sürenler çok hassas ayarlar yapmışlar. Her yere, her kritik noktaya adamlarını yerleştirmişler.

Bu ülkede sözde milli hassasiyeti temsil eden çevrelerin içine bile sızmışlar. Alparslan Türkeş'in en yakınına dahi etkili adamlar yerleştirmişler. İşte Enver Altaylı. Siyasi ve askeri casusluk ile bu terör örgütüne üye olmak suçundan hükümlü olarak cezaevinde yatarken, bir başka bomba daha patladı. Bu defa da Hablemitoğlu Suikastı'nın planlayıcısı olarak önümüze çıktı.

Geçmişte böyle bir olayın yaşanacağı iddia edilse, hiçbirimiz inanmazdık, inanamazdık. 15 Temmuz Darbe Girişimini gerçekleştiren generallerin CIA bağlantılı Fetullah'ın emir erleri olduğu söylense kim inanırdı?

Ama ne yazık ki hep böyle oldu. 1980 Darbesi'nin ardından takip ettiğim büyük siyasi davalarda istihbaratçıların siyasi parti ve sivil toplum örgütlerine nasıl sızıp, ne şekilde yönlendirdiklerine dair onlarca örnekle karşılaştım.

Bugün yaşananlara baktığımda, hiçbirinden ders almadığımızı da görüyorum. Sanki hiçbir şey olmamış, bunlar yaşanmamış gibi kısır bir çekişme ve itiş-kakıştır devam ediyor...

Hatta bugün çok daha açıktan yönlendirmeler yapılıp, oyunlar oynanıyor. Dün bu ülkenin tarlasını sürenler, bugün de vazgeçmiş değiller. Şimdi algı oyunları ve medya yönlendirmeleri devrede.

Bırakmıyorlar ve bırakmayacaklar da...

Önlerine gelen her fırsatı değerlendiriyor, kullanışlı gördükleri her kişiden faydalanıyorlar. Bizi kendi halimize bırakmaya hiç niyetleri yok. Üstelik yeni değil, yüz yılı aşkın bir süredir durum böyle!

 

https://www.aksam.com.tr/yazarlar/emin-pazarci/tarla-boyle-suruldu/haber-1298019?utm=gazeteoku&utm_source=gazeteoku&utm_medium=referral

 

Emin Pazarcı

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...