Hep sözde "büyük" meselelerle uğraşırken, asıl canımızı yakan konuları "küçümsüyor" ve görmemekte direniyoruz. Onlardan biri de sosyal medyada olup bitenler.

Küresel medya devlerinin bazı uygulamaları konusunda farkındalık oluştu. "Sansürcü bunlar" diyoruz. Ülkemizde çeşitli operasyonlar düzenlemeye ve yönlendirmeler yapmaya çalıştıklarını dillendiriyoruz. Örneklerini veriyoruz.

Ama dolandırıcılığa bile aracılık eder hale geldi bazı küresel sosyal medya ağları. Milletin canını alabildiğine yakıyorlar. Güvenlik güçlerimize bilgi vermeyip yardımcı olmamakta direniyorlar. Durum bu olunca, ahlak yoksunları, vurguncular ve dolandırıcılar sosyal medyada diledikleri gibi at koşturuyorlar.

Neler mi oluyor? Anlatalım...

Mesela, Instagram ve Facebook gibi bazı ağ sağlayıcıların güvenlik tedbirleri oldukça zayıf. Buralardan onların logoları kullanılarak, hesap sahiplerine sahte linkler atılıyor. Yanılıp da tıklayan çıkarsa geçmiş olsun. Kullanıcı adı ve şifresi alınarak hesap çalınıyor. Sonra, hesabı çalınan kişi adına sahte banka dekontları düzenleniyor.

Bu aşamada, çalınan hesap sahibi adına kripto para, Forex ya da bahis oyunlarından ciddi paralar kazandığına dair paylaşımlar yapılıyor. "Ben kazandım, siz de kazanın" türünden mesajlar yayınlanıyor. İnsanlar özendiriliyor, genellikle düşük gelirli kişiler ve öğrencilerden kiralanan I Ban numaraları kullanılarak, oralara para yatırmaları sağlanıyor.

Büyük vurgunlar yapılıyor.

Olay, "korkunç" denecek boyutlara ulaşmış durumda. Sadece bir kısmı medyaya yansıyor. Pek çok kişi düştüğü durumu sineye çekiyor, saklıyor, gizliyor.

Şimdi sıkı durun: Bu oyuna gelenlerin içinde yüksek yargı organları mensupları, hakimler, savcılar, üst düzey bürokratlar, tanınmış sanatçılar, öğretim üyeleri, emniyet teşkilatı mensupları, hatta gazeteciler bile var.

Her gün Türkiye çapında yüzlerce insan "hesabım çalındı" ya da "dolandırıldım" diyerek, emniyet siber suçlarla mücadele birimine başvuruyor.

Onlar da tek başlarına çabalayıp duruyorlar. Çünkü, bu ağlardan emniyete ve mahkemelere hiçbir bilgi gelmiyor. Buna rağmen başarılı sayılırlar.

Çete halinde çalışan dolandırıcılardan Ankara Polatlı Grubu çökertildi. 150'ye yakın isim gözaltına alındı. 120'si tutuklandı. Şu anda Mersin, Adana, Batman ve Antep grupları faal. Hepsi takipte.

Yurtdışı bağlantıları var. 15-20 yaşındaki çocuk ve gençleri kullanıyorlar. Küresel sosyal medya devleri ise, Türkiye'ye bilgi vermeyip, zamanında tedbir alınmasını önleyerek bu ahlaksızlara ve dolandırıcılara yardım ediyor, yataklık yapıyorlar.

Sıkıntı öylesine büyük ki...

Binlerce mağdurdan bahsedebiliriz. Özellikle "gariban" olarak tabir edilen insanlar büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Bu ahlaksızlar yüzünden aileler temelden sarsılıyor.

Yeni sosyal medya düzenlemesi yapılırken, buna mutlaka bir çare bulunması lazım. Bu küresel medya devlerinin hesap verebilir hale getirilmeleri şart. Türkiye, onların diledikleri gibi at koşturabildikleri bir alan olmaktan çıkarılmalı.

Batıda hangi tedbirler alınmışsa, hepsi uygulanmalı. Bizin insanımız değil, onlar yanmalı!