Perşembe, 12 Mayıs 2022 14:18

Nasıl bu hale geldik ?

Biz öyle bir milletiz ki, tarih boyunca dünyaya insanlık dersi verdik. Dünyanın neresinde mazlum varsa umudunu bize bağladı, bizden yardım istedi.

Gün oldu, gemilere doldurup getirdik onları. Gün geldi, imdat çağrıları üzerine ordular ve donanmalar yönlendirdik.

Balkanlar'da Haçlı Zihniyetinin saldırdığı kılıç artığı Türkler bu topraklara sığınıp hayatta kaldıKafkaslar'da katliamlardan kaçan Müslümanlar Anadolu'da hayat buldu.

Bu toprakları olmasaydıKırım Tatarları, Çerkezler, Balkan Türkleri başta olmak üzere pek çok topluluğun neredeyse soyu kuruyacaktı. Biz, sadece Müslümanlara değil, zorda kalan Yahudilere ve Hıristiyanlara bile kucak açan bir medeniyetin mirasçısıyız. Bu topraklarda kimin geçmişini kazısanız, altından mutlaka acı bir göç hikâyesi çıkar.

Sadece benim geçmişim bile Rusya Kazan, Yunanistan Preveze, Bulgaristan Kırcaali gibi Anadolu dışındaki üç ayrı toprak parçasına dayanır. Ama bu toprakların asli unsuruyuz biz.

Milli Mücadeleye biz katıldık. Kurtuluş Savaşı'nda biz kanımızı döktük. Nihayet bu cumhuriyeti hep birlikte el ele vererek kurduk.

Daha da öncesine gidebiliriz. Osmanlı coğrafyasının dört bir yanından gelip, İslam toprağını namert çiğnemesin diye Çanakkale'de toprağa düşş şehitlerimiz var hepimizin.

Batı gibi değiliz biz. Geniş bir coğrafyaya yayılmış büyük bir medeniyet ve milletiz. Göçlerle hayat buldu bu topraklar. Özal döneminde bile Azerbaycan'ın bağımsızlığa kavuşmasıyla oradan bilim adamları üniversitelerimize taşındı. Onlar eğitim hayatımıza büyük destek verdi.

Bizim ihtiyacımız olduğunda onlar, onların ihtiyacı olduğunda biz yardıma koştuk. Biz Batı'ya benzemeyiz, çok farklıyız. Gücümüzü de bu farklılığımızdan alıyoruz zaten.

***

Yakın geçmişimizde sınırımızda yaşananlar ortada. Suriye'den bu topraklara aktı insanlar. Kimi Esad, kimi Rus, kimi DEAŞ, kimisi de PKK zulmünden kaçtı.

Ölüme terk edemezdik onları. Bize, bu milletin tarihine ve kültürüne yakışmazdıTürk, Arap, Kürt demedik, açtık kapıları.

Yıllardır misafir ediyor, çözüm yolları arıyoruz...

İçimizdeki bir güruh ise, bu milletin en yüce vasfı olan koruyucu, kollayıcı ve insani yanını istismar etmek için çırpınıyor.

Onlara alan açmak için Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarını gerçekleştirdik.

Bağırıp çağırıp kirletmeye çalıştılar.

Onların geri dönüşünü sağlamak ve demografik yapının değiştirilmesini önlemek için kurulan ÖSO'ya destek verdik.

"Terörist onlar" diye ortalığı ayağa kaldırdılar.

Son dönemde kendi topraklarında ayakta durup yaşamaları ve bize de faydalı olabilmeleri için briket evler yapıyoruz. Geniş alanlarda tarım kentleri kuruyoruz.

"Paralar Türk vatandaşına değil, Suriyelilere harcanıyor" çarpıtmalarıyla çevreyi velveleye vermeye çalışıyorlar.

Yetmiyor, bu topraklara sığınan insanlara karşı kin ve nefret tohumları saçıyorlar. Halkı birbirine karşı kışkırtmak için sürekli yalanlar üretiyorlar.

İçlerinde "Bize ne, ölsünler, gebersinler" diyenler bile var.

Nasıl bu hale geldik biz? Ne oldu da bütün insani vasıflardan sıyrıldık? Biz olmaktan çıkıp başka bir yapıya büründük!

Emin Pazarcı

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...