Uyarı

JUser: :_load: 989 kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.
Cuma, 19 Ağustos 2022 14:29

Bir 28 Şubat Aktörü : Üstün Dökmen

Üstün Dökmen’in bir YouTube kanalında yaptığı “Başörtülülerin psikolog, psikiyatr ve PDR uzmanı olması meslek etiğine aykırıdır.” açıklaması, 28 Şubat 1997 darbesinin devamı niteliğindedir.

Kendi düşünceleri gibi dursa da “Psikolojik Savaşın” nesnesi olduğunun farkında bile değildir. Tek başına söz konusu gerçeklik bile “ünlü psikolog” unvanını hak etmediğinin bir göstergesidir.

“Empatinin sempatiye dönüşmemesi gerektiğini” söylerken gözümüze batırdığı ‘üstenci’ tavır, Cumhuriyet elitlerinin rengi dili meşrebi ne olursa olsun beyazlaşmış “Üstün”lüğünün getirdiği pervasızlık ve küstahlığa işaret etmektedir.

Bu toprakların sesini-soluğunu, vicdanını, irfanını, geleneğini, insanı yaşatma arzusunu, kutsal değerlere saygısını içlerine sindiremediler… Toplumsal bünyeyi sağlamlaştırmak yerine farklı etnik ve mezhebî katmanları birbirine kırdırarak intikam aldılar…

Cumhuriyetin kazanan ama toplumsal meşruiyet sorununu aşamayan ideolojik savaşçıları, “Üstün”lük taslamakla avunur oldu.

Üstün Dökmen, değer tanımı yapmak yetkisini kendisinde görecek kadar sığ bir yerde duruyor. Tek referans kaynağı olarak gördüğü bilimsellik kalesine faşizm bayrakları çekiyor.

Üstün Dökmen, İslâmofobinin merkez ülkesinin Türkiye olduğunu hepimize hatırlatıyor…

Başörtüsü üzerinden Müslümanları aşağılıyor. Toplulukları kriminalize etmekten çekinmiyor.

Kendisini eleştirenleri trollükle suçluyor… “Trollerin kafası çalışmaz”, “troller roman okumaz”  diyerek, her türlü tahrik organizasyonlarına eylem mesajı veriyor…

Biz bunların Cemaziy’el- evvel’lerini biliriz.

Osmanlı devlet bünyesinde İslam’ı hedef almayıp, “İrtica” yaygarası kopardıklarını,

 Müslümanları doğrudan hedef almayıp trol tanımlaması yapmalarını, “trol” demekle neyi kastettiklerini,

Değerler, normlar, ilkeler, dünya görüşleri ile insanlığı kontrol altında tutmak istediklerini…

Başörtülü psikologların tarafsız olamayacağını ifade ederken, kendisinin de tarafsız olamayacağını gayet iyi anlıyoruz. Hangi din, ideoloji mensubu olursa olsun insan tarafsız olabilir mi? İnsan: Düşünebilmesi, inanması, inancının hayatında bedeni dahil karşılığının olması ile öne çıkan bir varlıktır.

“Üstün”lük psikolojisi benliğini o denli kuşatmış ki; merkezde kendisi gibi düşünenlerin olduğu; mutlak, doğmatik, seküler bir kutsalın yılmaz elçisi gibi konuşuyor. “Ben ben ben … diyor. Sanırsınız dünya onun üzerinde dönüyor. Hepimizi çürümüş bir paradigmanın önünde diz çökmeye çağırıyor.

Sanki 2023 seçimlerini kazanacağını varsayan Kemal Kılıçdaroğlu’na mesaj veriyor. İktidar olma düşünün kalpten dile taşan hezeyanlarını, kinini, nefretini üzerimize boca ediyor.

Şimdilik psikologlar üzerinde mutlak tasarruf hakkını ifade ederken, seçim sonrası millî eğitim mensuplarını hizaya getirmeye hazır olduğunu, yargıçlar için de önlem alınmasını ima ediyor.

Şunların altını çizelim :

20 yıllık AK Parti iktidarına rağmen 28 Şubat sürüyor.

Ülkemizin en büyük sorunu Islahat Fermanı’ndan bu yana İslâm’dı. İslâm, ana sorunumuz olmaya devam ediyor.

Üstünlük iddiasındaki Batı devşirmeleri, gündem belirlemeye, ideoloji, inanç, yaşama biçimi, kılık kıyafet dayatmaya devam ediyor.

Değer, anlam, tasavvur, bilinç, dünya görüşü, ahlâk, inanç yönlendirmesi yapılacak meslekleri Müslüman kadın ve erkeklerin yapmaması gerektiğini açıkça ilân eden kindar Üstün Dökmen yalnız değil.

Bu video konuşmasını kendi iradesiyle mi yaptı yoksa yandaşlarının yönlendirmesi mi var, bilmiyoruz.

Necip Hablemitoğlu’ndan Uğur Mumcu, A. Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Çetin Emeç ve diğerlerine kadar siyasî cinayetlerin plânlayıcı/uygulayıcı odağının, aynı ideolojinin unsurları olduğu aşikârdır.

Üstün Dökmen, böyle bir psikolojik harp operasyonunun nesnesi olabileceğini de dikkate almalı.  Üstün Dökmen, çocuklarını yiyen bir devrim anlayışının kurbanı olmamalı…Elimde bir belge yok ama tecrübeyle sabit bir geçmiş var.

Analitik düşünebilen, roman ve diğer kitapları okuyan, aynı inancı paylaşmadığı insanlara yaratılışta kardeş gözüyle bakan, kalbini kinle doldurmayan, ölü sevici olmayan birçok Müslüman var. Merak ediyorum, bunları nasıl sınıflayacaksınız?

Allah ile sorununuz var. İslâm, Kur'an ve  Allah'ın elçisi ile sorununuz var. İnanmadığınız bir dinin, biz Müslümanların iman esaslarının sizinle ilgisi ne? Sizin dininiz, ideolojiniz, hayat felsefeniz size. Bizim dinimiz bize. Dinimiz, tanrı(ları)nıza, kutsallarınıza saldırmayı yasaklıyor. Siz de haddinizi bilmelisiniz. Aynı üslûpla Hristiyan, Musevi, Mecusi ya da Hindu toplulukların karşısında konuşabilir misiniz? 

Görüşlerinize katılmasam da haklarınızı savunuyorum.

Bir ricam var. Kutlu Kitabımız Kur’an’ı önyargısız okumanız. Nelere karşı olduğunuzu görmeniz temennisiyle…

 

18.08.2022, Kardelen/Ankara

Mehmet Yavuz AY

 

https://www.hertaraf.com/koseyazisi-mehmet-yavuz-ay-bir-28-subat-aktoru-ustun-dokmen-3201

 

Son Düzenlenme Pazartesi, 22 Ağustos 2022 13:48

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...