Pazar, 26 Eylül 2010 12:39

Müjdeli bir haber

Eski meslektaşlarımdan ve şimdi de bir yayınevinin müdürü olan bu arkadaşımdan yıllardır uğraşılan fakat bir türlü kabul edilmeyen tevafuklu Kuran’ın, nihayet Diyanet İşleri Başkanlığınca onaylandığı haberini aldım. Nasıl ki Bediüzzaman Hizmet Tır’ı Anadolu’yu dolaşarak güzel haberler veriyor bende bu güzel haberi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Şimdi bilmeyenleriniz olabilir, tevafuklu Kuran nedir ve bununla ilgili ne gibi gelişmeler yaşanmıştır, isterseniz biraz bundan bahsedeyim.

Kuran-ı Kerim, Cenabı Allah’ın sözü ve kelamı olduğu için içerisinde mühim sırlar, mucizeler bulunmaktadır. Peygamber Efendimizin (a.s.m) de en büyük mucizesidir. İşte Kur’anı Mu’cizü’l Beyan’ın hadsiz mucizelik yönlerinden bir tanesi de tevafuk tur.

Tevafuk kelimesi; uyma, uygun gelme, rastlamak, münasebet, birbirine denk gelme anlamına gelmektedir. İşte Kuran’ın en büyük ayeti olan “Müdayene ayeti” sahifeler için, İhlâs ve Kevser sureleri de satırlar için bir ölçü olarak kabul edilerek yazıldığında bu tevafuka rastlanmaktadır. Öyle ki Kuran’ın bütün sayfalarında ayet bittiğinde sayfa da bitmektedir. Yarım kalmış ayet satırına rastlanmaz. Aynı zamanda güzel bir kafiye ile ayet sona ermektedir. Bu ise onun bir insan işi olamayacağına hele hele Peygamberimiz gibi ümmi bir zatın (a.s.m) kendi sözü olmayacağına apaçık bir delildir.

Allah lafzı ve Rabbimizin diğer güzel isimleri Kuran’da öyle bir sayı ve düzende dizilmişlerdir ki hiç manasına dikkat etmeyen sadece gözü ile bakan kulaksız, kalpsiz ve ilimsiz insanlara dahi bunun bir insan işi olmadığı Rabbimizin kelamı olduğunu, anlamasına yol açmaktadır. Bediüzzaman, bu güzel tevafuku görmüş kendi Kuran nüshasına işaretler koyarak meşveretle neşredilmesini sağlamıştır.

 Kuran’da Allah’ın güzel isimlerinin sayıları bir intizam içerisindedir. Bu intizam bir kasıt ve Cenabı Allah’ın iradesini göstermektedir. Allah lafzı Kuran’da 2806, Rahman ismi 159, Rahim ismi 220, Gafur 61, Rab ismi 846, Hâkim ismi 86, Âlim ismi 126, Kadir ismi 31 ve Hu yani “O” lafzı da 26 defa geçmektedir.  Kuran’ı Kerimin 6666 ayeti bulunmaktadır. En çok zikredilen Allah, Rahman, Rahim, Gafur ve Hâkim isimlerinin toplamı 3332 adettir.  Yani yarısından bir eksiktir. Keza; Allah, Rahman, Rahim, Âlim ve Hu lafzının toplamı 3337 adettir. Yarısından 4 fazladır. Yüksek rakamlarda küçük farklılıklar bulunması kelamın meziyetlerine zarar vermez ayrıca buradaki birkaç rakamın başka anlamları, hikmetleri vardır.

Kuran’daki Allah’ın güzel isimlerinin bir nizam halinde bulunması surelerde de göze çarpmaktadır.  Allah lafzı ile ayetlerin sayısı tevafuk etmektedir. Demek ki bu vaziyet gösteriyor ki Allah isminin adedine tesadüf karışmamıştır. Bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiştir.

Evet, Allah’ın güzel isimlerinin Kuran’daki yerleri öyle intizamlı olarak yerleştirilmiştir ki sadece gözü ile olaylara bakan insanlara dahi onun hak kelam olduğunu göstermektedir. Bunu tevafuklu Kuran’ın sayfalarında gayet güzel bir şekilde görebilirsiniz. Bir sayfadaki Allah ismi karşıki sayfada veya arkasında simetrik bir şekilde ve hat çekilse, aynı hat üzerinde olduğu görünmektedir. Bütün bunlar bir hikmeti ve intizamı hissettiren güzel şekildedir.

İşte, Bediüzzaman ve Nur talebeleri, bu tevafuku bütün insanlara duyurabilmek için hattatlara Mushaf yazdırmışlar tefavukun hakiki intizamını göstermeye muvaffak olmuşlardır. Bunun daha güzel bir şekilde görünmesi içinde Kuran’da geçen Rabbimizin güzel isimlerini kırmızı renk ile belirtmişlerdir.

Fakat gelin görün ki Diyanet İşleri Başkanlığı bu tarz Kuran’ı bir türlü kabullenememiş resmi olarak mühürlemeye yanaşmamıştır. Kırmızı renk kullanılmadan basılan Kuran’lar mühürlendiği yani onaylandığı halde hiçbir farkı olmayan sadece Rabbimizin isimlerinin kırmızı renk ile yazıldığı Kuran’lar mühürlenmemiştir.

Yıllarca verilen emek nihayet sonuçlanmış 2010 yılında resmi onay verilmiştir. Bu nedenle başta Diyanet İşleri Başkanı olmak üzere tevafuklu Kuran için emek veren ve ilgilenen bütün kardeşlerimizi kutlamayı bir borç telakki ediyorum. Allah ebeden razı olsun.    

İsra suresinde Rabbimiz “de ki And olsun eğer bu Kuran’ın benzerini getirmek için insanlar ve cinler bir araya toplanıp da hepsi birbirine yardımcı olsalar, yine de onun benzerini getiremezler” buyurmuştur.

Kuran, İsmi-Azam’a mazhar olan Peygamberimizin (a.s.m) pek büyük ve parlak olan imanını göstermektedir.

Kuran, kutsal bir harita gibi dünya ve ahiretin yüksek hakikatlerini beyan eden ve kâinatın yaratıcısı olan Rabbimizin hadsiz izzet ve haşmetiyle hitabını ifade etmektedir. Bütün insanlar bir araya gelseler onun değil suresinin, bir ayetinin dahi taklidini yapamazlar. 

Rabbimizden son nefesimize kadar Kuran’a ve onun bu asırdaki en güzel tefsiri olan Risale-i Nur'a hizmet etmeyi nasip etmesini, niyaz ediyorum

Son Düzenlenme Pazartesi, 27 Eylül 2010 12:40
Vehbi Horasanlı

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...