Perşembe, 26 Ocak 2012 08:53

Güzel düşünen hayatından lezzet alır

Bediüzzaman, güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır diyerek bize imanlı bir bakış açısı kazandırır. İnsanların hem bu dünyada hem de sonsuz bir hayat geçireceği ahirette mutlu olması için gerekli yolu gösterir.

“Her şey ya bizzat güzeldir ya da neticeleri itibariyle güzeldir” diyerek kâinatta cari olan yani yürürlükte olan kanunun farkına varmamızı ister. Evet, her işte bir hayır, her musibette bir ibret vardır. İnsanlar başlarına gelen hastalık ve problemler sayesinde olgunlaşır kemal bulur. Eğer bu olayları yaşamasa kendisini geliştiremez, cahil ve basit bir insan olarak kalır.

Öyle değil midir? Atmaca, serçe kuşuna saldırdıkça, serçe kuşunun kabiliyetleri ve refleksleri gelişmez mi? İşte aynen bunun gibi hastalıklar, kederler, musibet ve fenalıklar olmasa yaratılışımızda ve fıtratımızda bizlere verilen duygular gelişmez sönük kalır.

Ancak karanlık sayesinde ışığın varlığından haberdar oluruz. Aç kalmadan fakirliğin ve yokluğun ne derece zor olduğunu anlayabiliriz. Hastalık görmesek sağlıklı olmanın kıymetini bilemeyiz. İşte kâinatta cereyan eden bütün bu olaylar insanın kendisini geliştirmesi için birer fırsattır.

Eğer “teklif sırrı” denilen şu imtihan dünyası açılmasa idi diğer canlılar gibi makamımız sabit kalır, melekler gibi “alayı illiyyin” adı verilen makamlara yükselemez, şeytanlar gibi  “eseli safilin” adı verilen çukurlara yuvarlanmazdık.

İşte bu noktada kâinatta cereyan eden olayları çözmemizde bize yardımcı olacak anahtar kelimeler sabır ve şükürdür. Musibet ve hastalıklar geldiğinde sabretmeyi, nimet ve güzellikler ile karşılaştığımızda da şükretmeyi bilmemiz gerekiyor. Bunun en güzel örneklerini Risale-i Nur külliyatında bulabiliriz.

Bu vesile ile Bediüzzaman’ın eserlerini çok okuduğunu tahmin ettiğim kişilerin kurmuş oldukları bir internet sitesinde paylaştığı kısa bir makalesini sunmak istiyorum. “Hayat paylaştıkça güzeldir”  logosu ile çıkan bu sitede bakın neler yazılmış:

“Evimi bir davet sonrası temizlemek için saatlerce çabalıyorsam, birçok arkadaşım var demektir.
Faturalarımı ödeyebiliyorsam, bir işim var demektir.
Evden iş yerime kadar yolu uzun buluyorsam, bir işim var demektir.
Pantolonum biraz sıkıyorsa, aç kalmıyorum demektir.
Birçok konuda eleştiri yapıyorsam ve bu eleştirileri başkalarından da duyuyorsam, konuşma özgürlüğüm var demektir.
Gölgem beni izliyorsa, güneş ışığını görüyorum demektir.
Otobüs beklerken yanımdaki adam anahtarıyla oynuyor ve ben bu sesten rahatsız oluyorsam, duyuyorum demektir.
Camları silmem çatıyı tamir etmem gerekiyorsa, bir evim var demektir.
Doğalgaz faturam yüklü geliyorsa, ısınıyorum demektir.
Yığınla ütülenecek ve yıkanacak çamaşırım varsa, yığınla giyeceğim var demektir.
Çalar saatim sabahın seherinde çalıyorsa, yaşıyorum demektir.
Ve en önemlisi Rabbimin bahşettiği bütün bu nimetlerin şuurundaysam, mutluyum demektir.

Kanaat ve şükür, sorunsuz bir yaşam değil, onlarla başa çıkabilme yeteneği, demektir.

Sanma ki dert sadece sende var. Sendeki derdi nimet sayanlar da var.

Derdimi dinledim, derdimden iğrendim. Onun derdini gördüm, derdime imrendim.

Ömür dediğin üç gündür, dün geldi geçti, yarın meçhuldür. O halde ömür dediğin bir gündür,
o da bugündür”,  vesselam…

Vehbi Horasanlı

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...