Salı, 28 Eylül 2010 15:27

MU'CİZELERİN BİLİMSEL OLARAK İSBATINA İHTİYAÇ YOKTUR

 

MU’CİZELERİN BİLİMSEL OLARAK İSBATINA İHTİYAÇ YOKTUR

Mu’cizeler, Allah tarafından verilip yalnız peygamberlerin gösterebilecekleri büyük harika işlerdir. Mu’ciz, insanı âciz bırakan, aynisini yapmakta başkalarını acze düşüren iş demektir.

Basınımızda da yer alan aşağıdaki haberin mu’cize tarifine göre incelenmesinde, bazı hususların kaydedilmesi gerekir:

1 – Yapılan bilgisayar similasyonu, söz konusu mu’cizenin tabiat kanunlarına uygunluğunu araştırmıştır. Halbuki, mu’cize tabiat kanunlarının istisnası olarak Peygamberlere verilerek vukubulur; tabiat kanunlarına uygunluğunu göstermekle mu’cizenin gerçekleşmiş olduğunu isbata lüzum ve  ihtiyaç yoktur.

2 – Sıvı dinamiğine göre 12 saat müddetle saatte 100 km hızında rüzgar estirmekle suyun iki kısma ayrılması, Hz. Musa’nın 3000 yıl kadar önceki söz konusu mu’cizesini ispatlamaz. Firavun ordusuyla Beni İsrail’i takip edip Kızıldeniz kıyısına geldiği vakit de, bilgisayar similasyonundaki gibi saatte 100 km hızında 12 saat müddetle bir rüzgar esmiş olduğu söylenemez; Allah’ın “Ol!” emriyle Kızıldeniz ikiye ayrılmış ve daha sonra Firavun ve ordusu içinden geçerken tekrar eski haline gelerek, Firavunu ve ordusunu suda boğmuştur.

“3000 YILLIK PEYGAMBER MU’CİZESİ GERÇEK ÇIKTI” BAŞLIĞIYLA BASINDA YER ALAN HABER:

Bilim insanları, bilgisayar ortamında yapılan simülasyonlarla, Tevrat’ta anlatılan ve Yahudilerin Hz. Musa önderliğinde firavunun ordusundan kaçmasını sağlayan mucizenin gerçek hayatta yaşanabileceğini belirtti.

ABD Ulusal Atmosferik Araştırma Merkezi (NCAR) ve Colorado Üniversitesi araştırmacıları, hazırladıkları simülasyonlarla Kızıldeniz'in ikiye ayrılmasının mümkün olduğunu savundu.

Bilim insanları, Tevrat’ta anlatılan mucizenin yaşandığı bölgenin haritaları, arkeolojik kayıtları ve bölgenin uydudan çekilen fotoğraflarını inceleyerek mucizenin yaşanmasına olanak verecek topografik özellikler aradı. Araştırmacılar, elde ettikleri bilgilerin ışığında Akdeniz’in güneyinde, yaklaşık üç bin yıl önce Nil Nehri’nden akan suların oluşturduğu Tanis Gölü’nün olduğu bölgede deneylere başladı.

Bilgisayar modelleri, saatte 100 kilometre hızla doğudan esen rüzgara maruz kalan bölgede yaklaşık 1.8 metre derinliğindeki suyu 12 saat boyunca inceledi. Similasyonda, rüzgar suyu hem göl oluşturduğu havzaya, hem de Nil Nehri’nden aktığı kola itti. Bu şekilde, saatler boyunca 4.5-5 kilometre uzunluğunda ve 1.8 kilometre genişliğinde düz, çamur bir alan ortaya çıktı. Rüzgarın sona ermesiyle, sular çamur alanı hemen kapattı.

NCAR yetkilisi Carl Dewis, simülasyonun Tevrat’ta anlatılana çok yakın bir sonuç verdiğini söyledi. Dewis, Plos ONE dergisinde yayımlanan çalışma hakkında, “Sıvı dinamiklerine bakarak, suyun ikiye ayrılmasını anlayabiliriz. Rüzgar, suyu fizik kuralları içinde bir yöne itiyor. Su iki ayrı tarafa itilerek güvenli bir geçit oluşuyor. Ardından rüzgarın geçmesiyle geçit kapanıyor” dedi.

Bilim insanlarının yaptığı simülasyondan bir görüntü

Son Düzenlenme Perşembe, 18 Kasım 2010 19:56
Prof.Dr. Mustafa Nutku

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Bu kategoriden diğerleri: « KILIÇDAROĞLU'NDAN SALVOLAR HAİN KİM »

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...

Bu sitede yer alan yazılar, makaleler, haberler yazarların sorumluluğundadır. © 2024 ASDER. All Rights Reserved.

Design & Development by JoomShaper