Işık Koşaner’in kan donduran,vicdanları kanatan Silahlı Kuvvetlerin içindeki gerçekleri apaçık ortaya koyan itiraflarıyla ilgili değil bu soruşturma.
O’nun ifadesiyle TSK’da tam bir “kepazelik ve rezalet”görünümü veren olaylar ve sorumlularıyla ilgili hiç değil.
Silahını bırakıp kaçan korkak,aşağılık komutan nüsveddesi,
Kıçıkırık 2 teröriste teslim olan 30 askerin komutanı,
Kendi askerimizin kendi kurşunumuzla vurulmasına sebep olanlar,
Mayınları nerelere döşediğini bilmeyenler,
Teknik imkanları kullanamayanlar,
Karakolları savunamayanlar,
Birliklerini sevk ve idare edemeyenler…vs
Hiç birisi değil bu soruşturmanın konusu.
Peki neyi soruşturuyor Genelkurmay?
Bu konuşmayı kimin veya kimlerin dinleyip,sızdırdığıyla ilgili yapacak soruşturmayı.
Tabi,Işık Koşaner konuşmayı sahiplenirse.
Tespit ve itiraf edilen suçlarla ilgili işlem,soruşturma,mahkeme..yapmıyor.
Her zaman yaptığı gibi Genelkurmay hazretleri..!
Hırsızın değil,hırsızı ve hırsızlığı ihbar edenin peşinde.
Ergenekon çetesi,Balyoz darbe planı,internet andıcı,irtica eylem planı,casusluk çetesi,fuhuş çetesi…vs.. vs.. vs ile ilgili suçluları ve suç delillerini yetkili mahkemelere teslim ederek görevini yapmamış,aksine suç ve suçlularla ilgili suç delillerini ilgililere ulaştıranların peşine düşmüştü.
Ben de o toplantıda olsaydım aynen kaydı yapar basına da servis ederdim.
Bunu yapanı da, her kim ise tebrik ediyor,alnından öpüyorum..!
Sayın Işık Koşaner, Genelkurmay Başkanı olarak orada sızlanacağına adam gibi görevinin gereğini yapmadığı için,
Silahlı Kuvvetler içinde suç işleyenlere,suçlulara göz yumanlara,disiplini bozanlara hesap sormak yerine sahip çıkıldığı için,
Bütün bu itiraf ettiği konularla ilgili istifa etmesi veya görevden el çektirilmesi gerekirken,Ergenekon-Balyoz suçlularına sahip çıkma gayretiyle istifa yolunu seçtiği için,
Vatanını,Milletini seven,sorumluluk bilincinde olan akıl vicdan sahibi personel de gereğini yapmak zorunda kalıyor.
Aslında o bilgi sızdıran vatanseverleri,milli ve tarihi bir görevi yerine getirdikleri için “devlet üstün hizmet madalyası”ile taltif etmek gerekir.
“Sahipsiz vatanın batması haktır,
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır” diyor büyük şair.
Çok şükür memleketin her yerinde,TSK içinde de bu sese kulak veren yürekler var ve eksilmeyecek.
Bütün acımasız baskı,işkence ve tasfiye gayretlerine rağmen.
Allah Firavun saraylarından Musa’ları eksik etmiyor..!
Işık Koşaner’e ait olduğu söylenen konuşmalar,TSK’nin en üst makamında görev yapan Türk Ordusunun Genelkurmay başkanına ait olamaz..!
Bu konuşma biçimi üslup ve içerik itibarıyla ancak bir işgal ordusu komutanına yakışabilir..!
Dinleyene “Pes artık,bu kadarda olamaz” dedirten ifadeler doğruysa;
Hükümeti tanımayan,devletin kolluk kuvvetlerini hasım,yargı organlarını namert olarak gören,darbe yollarını tıkayacak yasal düzenlemeleri tanımayacağını beyan edip millete meydan okuyan,kendilerine emanet edilen ana kuzularını maraba gibi kullanan,basını “anasını bile satacak” aşağılık kişiler olarak genelleyen,Sayıştay’ın devletin parasını harcamalarını denetlemesinden rahatsız olan,OYAK vasıtasıyla askeri vesayet dönemlerinde elde edilen haksız edinimlerin kısıtlanmasını hak kaybı olarak telakki eden,milli iradeyi temsil eden TBMM ve hükümetin tasarruflarına tabi olmayı zul addeden bu zihniyet yakın tarihte ülkemizde yaşanan ve halen devam eden sorunların nedenlerini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Savcılar derhal görevini yapmalı,itiraf mahiyetinde olan bu hezeyanların hesabını Işık Koşaner ve ilgililerden sormalıdır.
Vesselam.
Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI
26 Ağustos 2011