Salı, 17 Şubat 2015 10:13

DÜŞMANIN YANINDA MİLLETE MEYDAN OKUMAK!

Gündem ülkemde herkesi bir anda eblehleştirdi. Doğru düşünmekte zorlanıyoruz. Bunun birkaç sebebi var. Birincisi; bizi belki de yakın tarihte ilk kez ruhumuzda müspet ve sıcacık fırtınalar oluşturan kesimler vurdu ya da hayal kırıklığına uğrattı. İçimizden vurulduğumuzu hep görüyorduk ama kabullenemiyorduk. Şimdi bir şeyler netleşti. İkincisi; Son dönemde oluşan korku eskilerden çok daha fazla. Çünkü artık yargıya ve polise güven sıfır. Çünkü yargı ve polis adeta birilerinin elinde mafya gibi. Artık kanaat ifade edilemez durumda. Bu büyük bir zulüm. Maalesef sorumluları da kıbleye dönen insanlar. İktidar ya da cemaat. Kim haklı boyutunu aştık artık. Çünkü herkes haksız. Bu korku üretilirken, birileri aleyhinde sahte delil oluşturulurken, haklı ve suçlu bir çuvala sokulurken hepimiz Din-i Mübin, Medeniyetimiz yeniden ihya edilecek düşüncesi ve ideali ile suçu, riyayı, ülke sırlarının ve güvenliğinin dış düşmanlara götürülmesini Allah Rızası için destekledik, desteklemeyenler de çoklukla seyretti. Ya da bir yerdeki el bombalarının bir kısmı başka şehirlerdeki ev aramalarında delil olarak çıktı. Sormadık, sorgulamadık bile. Zulme rıza gösterdik. Sonuç ortada.

Üçüncüsü; o hain Komuta Karargahı sözde üst akıl süreci çok iyi yönettiği için artık herkes şaibe altında. Tedbir denen mücadele yöntemi ile gerçek manada haşhaşilik yaşandığı için aynı emir sahibi; birine, hizmetten görün, diğerine hükümetten yana görün, diğerine CHP’de ol, diğerine MHP’de ol, diğerine HDP’de ol, diğerine Mason, Kemalist ol.” diyebiliyor. Onlar da oralarda oluyorlar. Sorgulamadan. Gerekirse Allah rızası için farzları terk edebiliyor, haramlara tereddütsüz giriyor. Bu kadar omurgasız, kişiliksiz bir duruş ve mücadele de sözde Allah Rızası için yapılıyor. Haydi buyurun siz çıkın işin içinden..

Dün bir gazeteci diyor ki; “Cumhurbaşkanı da paralel değil mi? Zamanında İstanbul’a geldiğinde havaalanında Vali, Emniyet Müdürü, Jandarma Komutanı kendisini karşılardı. O arabasına İstanbul İl Emniyet İstihbarat Müdürünü alır giderdi.” diyor. Bu istihbarat Müdürü şimdi ceza evinde…

Geçmişte de Paralel yapılar vardı. Yıllarca CHP, Kemalist kadrolar ve masonik çevreler doğrudan hiç hükümet olamadılar. Ama Paralel yapılarını özellikle Anayasal üst kuruluşlarda oluşturdukları için gerçekte hep iktidar onlardı. Seçimle gelen hükümetler değil. CHP bunlarla ilişkilerini hiç reddetmedi. Aleni işbirliğine devam etti. Şu anda ekibe cemaati de aldı. Kemalistler, ulusalcılar, solcular, Masonlar, cemaat, Cumhuriyet, Zaman hepsi omuz omuza. Şimdi, AKPARTİ yıllarca başında taşıdığı Paralel Yapıyı düşman ilan etti. Ülkenin başına bu kadroları bela etme anlamında CHP ve AKPARTİ’nin farkı nerede? Halkımız imanı ile açıktan kavga eden Masonik ve Kemalist çevrelere pirim vermedi. Ama bu yeni diyalogcu, Ilımlı İslamcı, Yeşil görünümlü ihanetleri belki yüzyıllar sonra tam olarak görecek. Allah korusun belki de hiç göremeyecek.

İslam Dünyası’nda toplumun eğitim ve terbiyesinde cemaat ve tarikat yapılanmalarının çok ciddi emeği var. Çoğumuz dini eğitim ve terbiyemizi cemaatlerin kurslarında ve yurtlarında aldık. Ancak; geçmişte bu yapıların çok ciddi bir İmam Hatip Düşmanlığı ve siyasal alanda mücadele eden İslami hassasiyeti yüksek kesimlere karşı dışlayıcı, adeta düşman ilan eden bir duruşları vardı. İlk kez AKPARTİ’de birlikte olundu. Ama gelinen nokta tam bir hayal kırıklığı.

Şu anda kim, kim? Kim dürüst ve doğru davranıyor? O kadar zorlanıyoruz ki? Elbette kendimi taraf olmaya zorlamıyorum, birilerine beddua da etmiyorum. Ama “Allah hainlere ve münafıklara fırsat vermesin. Allah’ım bize feraset, ihlas ve izzet nasip etsin.” diyorum.

Çevremiz kuşatılmaya devam ediyor. IŞİD’in hedefinde Türkiye’nin güneyden kuşatılması ve enerji kaynaklarının dışımızda Pazarlarına ulaştırılması var. İsrail’in güvenliği var. Bölücülük zaten hançer. Devamında Kuzey Irak’ta kurulacak Kürt Devleti, bizim bölünmemizi ve İsrail’in güvenliğini sağlamak için basamaktır.

Enerjimizi “Biz bölgede ve dünyada etkinliğimizi nasıl arttırırız?” sorusuna cevap bulmak için harcamamız gerekirken oluşturulan KARA DELİK’lerle tüm potansiyelimizi tüketiyoruz.

Yeni seçim sürecinde, AKPARTİ, Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız çok dikkatli davranmalılar. En küçük bir çatlağa ülkenin de geleceğimizin de tahammülü yoktur. Yakın geçmişten ders alınarak oluşabilecek yeni paralel yapılara fırsat verilmeden hareket edilmelidir.

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...