Cuma, 25 Mart 2016 10:25

Savunma Sanayi İşbirliği Stratejisi

KOBİ'ler için girilmesi en zor pazar savunma sanayi pazarıdır. Pazara girişte diğer sektörlerdeki KOBİ'lerden farklı olarak iki büyük engelle karşılaşmaktadırlar;

Birinci büyük engel, savunma sanayinin ileri teknoloji gerektirmesi ve yüksek teknolojinin ciddi Ar-Ge yatırımları ile mümkün olmasıdır. Şirketler kuruluş aşamalarında yeterli beyin gücüne ve teknolojiye sahip olsalar bile, ürettikleri ürünlerin pazar payı edinerek geri dönüş sağlaması savunma sanayi sektöründe diğer sektörlere nazaran çok daha fazla zaman almasından dolayı KOBİ'lerin başlangıç sermayelerinin sıradan sektörlere nazaran en az 3 kat daha fazla olmasını gerektirmektedir.

İkinci büyük engel ise, pazarın dünya üzerindeki devlet sayısı ile sınırlı olmasıdır. Yani binlerce firma irili ufaklı iki yüz altı (BM'ye kayıtlı yüz doksan dört) ülke için üretim yapmakta ve açılan ihalelerden pay kapmaya çalışmaktadır.

Sanayisi gelişmiş ülkelerde savunma sanayinde faaliyet gösteren firmalar için çeşitli özel devlet destekleri bulunmaktadır.

İngiliz Hükümeti, 11 Mart 2016 tarihinde Savunma Bakanlığı tarafından KOBİ'lerin Savunma alanında faaliyetlerini kolaylaştırmak amacıyla bürokratik engelleri azaltacak yeni bir politika açıklandığını duyurdu.1 Bu plan sayesinde 2020 yılına kadar KOBİ'lerin tedarik harcamalarında %25 tasarruf etmeleri beklenmektedir.

Bağımsızlığın Ana Göstergesi: Savunma ve Savunma Sanayi

Ülkelerin bağımsızlık göstergelerinin başında savunma ve savunma sanayi konusundaki dışa bağımlılıkları gelmektedir.2Savunması dışa bağımlı bir ülkenin bağımsızlık iddiası kuru bir iddiadan ileri geçemez.

Dünya'ya iki büyük savaş yaşatarak büyük acılar çektiren batı'nın ilan edilmemiş III. Dünya Savaşını da Ortadoğu ve Afrika'da özellikle halkı Müslüman olan topraklarda yürüttüğü ayan beyan meydandadır. Bu topraklarda akan kanı BM'nin durdurmasını beklemek kurdun kuzuya merhamet etmesini beklemekle eşdeğerdir. Sonunda İslam Dünyası kurtuluşun ancak kendi içinden olabileceğini idrak etmiş ve 14 Aralık 2015 tarihinde Suudi Arabistan "Teröre Karşı İslam İttifakı"nı duyurmuştur.3 Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan, Bahreyn, Bangladeş, Benin, Türkiye, Çad, Togo, Tunus, Cibuti, Senegal, Sudan, Sierra Leone, Somali, Gabon, Gine, Filistin, Komorlar, Katar, Fildişi Sahili, Kuveyt, Lübnan, Libya, Maldivler, Mali, Malezya, Mısır, Fas, Moritanya, Nijer, Nijerya ve Yemen'den oluşan 34 ülkenin bu ittifaka katıldığı duyuruldu.

İttifaka dahil 20 ülkenin katılımı ile Suudi Arabistan'da 27 Şubat 2016'da başlayan Ra'du'ş Şimal (Kuzeyin Gökgürültüsü) isimli tatbikat 10 Mart 2016 tarihinde törenle sona erdi. 20 ülkeden 200.000 askerin katıldığı tatbikat tüm dünyada soğuk duş etkisi yaptı. Kuzeyin Gökgürültüsü'nün yankıları uzun süre devam edeceğe benziyor. Tatbikatın resmi medya kanalı درع الوطن / Dira Alwatan / Vatan Kalkanı tatbikat görüntülerini youtube üzerinden yayınlamıştır.4

İslam ülkelerinin savunma alanında başlattığı bu girişimin sahip olduğu büyük önemi eksiksiz devam ettirebilmesi için savunma sanayinde de bağımsız sistemler geliştirmesi gerekmektedir.

Geçtiğimiz aylarda PYD ve DAİŞ'e karşı Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılan Fırtına Obüsleri ve ASELSAN tarafından geliştirilen KORAL - Mobil Elektronik Harp Sistemi ABD ve Rusya'nın Suriye politikalarında dönüm noktası oluşturmuştur.

KORAL5 sisteminin ASELSAN tarafından 50 alt yüklenici firma ile birlikte üretildiğini göz önüne alırsak Savunma Sanayi Müsteşarlığımızın Türk Savunma Sanayi firmaları için çok stratejik bir çalışma ile üretimleri sektörün büyümesini destekleyici şekilde teşvik ettiğini fark edebiliriz.

Görevlerinden birisi de "Savunma sanayiinde yan sanayi ve KOBİ’lerin geliştirilmesi çalışmalarının yapılmasını sağlamak" olan SSM Sanayileşme Daire Başkanlığı'nın6 önü bu alanda nasıl daha fazla açılabilir?

Zannederim SSM Uluslararası İlişkiler Daire Başkanlığı "Teröre Karşı İslam İttifakı"nın Dünyada değiştirdiği dengeleri çoktan fark etmiş ve çalışmalara başlamıştır bile…

Ortak Savunma Sanayi !

Bu konuda yapılan çalışmalara katkı sağlamak adına taslak çalışmasını yürüttüğümüz bir projeden bahsetmeyi faydalı görüyorum.

Dünya barışının sağlanmasının yolu güçler dengesinin oluşturulmasından geçmektedir. Mevcut denge geçen bir asrı aşkın süredir İslam ülkelerinin yer aldığı Ortadoğu ve Afrika bölgesi aleyhine seyretmektedir. "Teröre Karşı İslam İttifakı" oluşumu mevcut dengeleri alt üst ederek İslam ülkelerinin özlerine dönmelerini sağlayacak girişimi oluşturmuştur.

ASSAM'ın Stratejik Araştırma konularından Savunma ve Savunma Sanayi İttifakı7 konusundaki çalışmalarının bugün hayata geçmeye başladığını görmek gerçekten çok gurur verici…8

savunma sanayi isbirligi 02

ASSAM bu konudaki çalışmalarını 2014 yılında bölgede oluşan krizlerin çözümüne yönelik olarak İslam Dünyasına Huzur Nasıl Gelecek? başlıklı raporu ile yayınlamıştı.9

savunma sanayi isbirligi 03

Yine aynı kapsamda Küresel Saldırının Hedefindeki İslam Dünyası10 konulu seminerler düzenlenmişti. ASSAM'ın önerdiği Kriz Yönetim Merkezi'nin alt kuruluşu olan Ani Müdahale Gücü11 bugün "Teröre Karşı İslam İttifakı"nın bir çalışması olan Kuzeyin Gökgürültüsü tatbikatı ile hayata geçirilmiş bulunmaktadır.

Yine ASSAM tasavvurlarından biri olan Savunma Sanayi İttifakı'nın da zaman kaybetmeden hayata geçirilmesi önem arz etmektedir.12

Savunma Sanayi ülkelerin mahrem meselelerinden biri olduğu için savunma sanayi alanında faaliyet göstermek isteyen firmaların önündeki en büyük engellerden biri de - KOBİ'ler açısından - piyasa ihtiyaç analizinde yetersiz kalınmasıdır.

Piyasa ihtiyaç analizi - ihtiyaç envanteri - ve KOBİ üretim imkan / kabiliyet envanteri bir üst kurum tarafından yürütülürse kaynaklar maksimum verimle değerlendirilebilir.

Şöyle ki; İslam ittifakına dahil olan 34 ülke ve hatta BM'ye kayıtlı yaklaşık 60 İslam ülkesinin kullandıkları araç gereç ve sistemlerin marka, model, üretim yılı (versiyon), miktar, bakım, onarım, yenileme, modernizasyon ihtiyaçları gibi kriterleri de içermenin yanı sıra yedek parça, sarf malzeme, mühimmat sarfiyatlarını da içeren bir savunma sanayi envanterinin oluşturulması gerekmektedir. Benzer bir sistem NATO tarafından kullanılmaktadır. NATO'ya üye ülkeler bu sistem üzerinden ihtiyaçlarını online bir ortama girerek ihale düzenleyebilmekte, üreticiler ise belli kriterleri sağlayarak bu sisteme üye olabilmekte ve üretimlerini üye ülkelerin silahlı kuvvetlerine sergileyebilmekte ve ihalelere teklif sunabilmektedir. NATO standardizasyonu kapsamında her türlü savunma sanayi ürünü farklı üreticiler tarafından üretilse bile ortak NATO stok kodlaması ile pazarda yerini alması kolaylaşmaktadır.

60 İslam ülkesi savunma sanayi ihtiyaçlarının nerede ise tamamını batılı ülkelerden karşılamaktadır. Her birinin ortalama 100 savaş uçağı (sadece Türkiye'nin 1100 civarında savaş uçağı bulunmakta) olduğunu düşünsek 6000 uçaktan, her birinde 1000 tank olduğunu varsaysak 60.000 tanktan bahsediyoruz demektir. Tüm bu savaş araç gereçlerinin yedek parçaları, sarf malzemelerini de hesaba kattığımızda inanılmaz büyüklükteki bir pazardan bahsettiğimizi anlamışsınızdır.

Bu ülkelerin savunma bakanlıkları veya bünyelerindeki Savunma Sanayi Müsteşarlıkları vasıtasıyla üyesi oldukları İttifakın oluşturacağı online veritabanına kendi silahlı kuvvetleri ve iç güvenlik teşkilatının savunma sanayi ihtiyaç envanterini aktarmaları sağlanmalıdır.

Her bir araç, gereç, silah, mühimmat, yedek parça ve sarf malzemeleri ile teknik işler, bakım, onarım, danışmanlık gibi hizmetler için standartlar oluşturulmalı ve bunlarla ilgili tasnif - kodlama yapılmalıdır.

Buna paralel olarak yine aynı ülkelerin savunma sanayi hizmet ve mal üreticileri de gerek ve yeter şartları sağlayarak aynı veritabanına ilgili müsteşarlık veya bakanlık onayı ile kayıt olmalı ve tüm üretimlerini veritabanına işleyerek imkan ve kabiliyetlerini envantere aktarmalıdır.

Bugün benzer sistemler internet üzerinden çiçek siparişi vermekten tutun da otomobil ve gayrı menkul satışlarında bile çok başarılı bir şekilde yürütülmektedir.

Vakit kaybedilmeden İslam İttifakı üyesi ülkeler de kendi aralarında bu sistemi kurmalıdır. Böylece uluslararası güç dengesi kendi lehlerine biraz daha dengelenmiş olacaktır.

Melih Tanrıverdi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...