Cumartesi, 18 Ocak 2020 15:01

ASSAM Suç İşledi mi ?

Sivil toplum kuruluşları, devlet örgütlenmesinin dışında, toplumun ve devletlerin bazı çıkarlarını gerçekleştirmek için oluşturulan, gönüllülük esasına dayanan ve kâr amacı gütmeyen hukuki ve anayasal örgütlerdir. Bu kuruluşlar son yıllarda ulusal ve uluslararası alanda önem kazanmaya başlamış devletlerin ve toplumların kararlarını yönlendirmede, etkin rollere sahip olmaya başlamışlardır. Sivil Toplum kuruluşları, ulusal ve uluslararası kanunlara bağlı kalarak, bu kanunların kendisine tanıdığı, örgütlenme, fikir beyan etme, toplanma ve gösteri yapma gibi en temel hakları kullanarak, kuruluş amaçları kapsamında; bilgilendirme, araştırma yapma, rapor sunma, konferans düzenleme, kulis yapma-ikna etme, dikkat çekme yönlendirme ve süreli yayınlar aracılığıyla bilgi akışı sağlama gibi faaliyetlerde bulunarak meşru hedeflerine ulaşmaya çalışmaktadırlar.

ASSAM’ da bu evrensel örgütlenme hakkını kullanarak anayasa ve yasalar kapsamında kurulmuş olup, amaçlarından birisi de şöyle ifade etmiştir;

Müslüman Devletlerin; her biri için stratejik istihbarat etütlerinin oluşmasını, münferit ve müşterek iç ve dış tehdit değerlendirmelerinin yapılmasını, iç ve dış güvenlik plan esaslarının tespit edilmesini ve ortak irade altında toplanması için ihtiyaç duyulan müesseseler ve bu müesseselerin teşkilatlanma esas ve prensiplerinin oluşup gelişmesini sağlayacak fikri çalışmaları yapmaktır.’’

Bu çalışmaların sonunda ulaşılmak istenen nihai amaç hiçbir İslam ülkesi vatandaşının reddedemeyeceği,

“Müslüman Milletlerin refahı, kurdukları devletlerin bekası, Dünyada barışın tesisi ve adaletin hâkimiyeti, İslam Ülkelerinin günümüzdeki dağınıklığından kurtularak, Uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde söz sahibi (süper güç) olarak Dünya siyaset sahnesinde aktif rol almasını sağlamaktır.”

Tüm dünyada, ülkeler ve topluluklar, ekonomik, siyasi, idari ve askeri yönden daha güçlü ve güvende hissetmek, kendilerini geliştirmek ve insan onuruna yakışır bir hayat sürdürmek amacıyla, birtakım birlikler, örgütler kurmakta veya kurulmuş bulunanlara katılmaktadır.

ASSAM, kuruluş gayesine uygun olarak, anayasal hak olan ifade ve fikir özgürlüğü kapsamında, Ülkemizin de arasında yer aldığı İslam Ülkeleri arasında sağlanacak iş birliği ile oluşturulabilecek bir üst yapı modeli oluşturulması imkanlarının araştırılarak hayata geçirilmesi kapsamında, ilgili ülkelerin bu amacı taşıyan kişi ve kuruluşlar ve temsilcilerinin yer aldığı konferanslar ve çalışma grupları düzenlemeye çalışmaktadır.

Bugün İslami olan her şeye olumsuz bakan bir kesim tarafından çok yankı bulan Konfederasyon Model Anayasası Taslağımız[i] 2017 yılında yaptığımız “Geçmişten Geleceğe Yönetim Biçimleri” ana temalı 1’inci Uluslararası ASSAM İslam Birliği Kongresi[ii] sonucunda ortaya çıkmıştı. Çalışma yankı buldu bulmasına da malumunuz yankının süresi aradaki mesafenin uzaklığını gösterir…

“Bu kadar mesafeli durulmaz ki kardeşim” demeden edemiyoruz.

Aradan 2 yıldan fazla zaman geçmiş ilk yankı yeni geldi. Şimdi günaydın mı demek lazım ne demeli! Hal böyle olunca şimdi verdiğimiz cevapları almaları, akabinde okuyup hazmedip idrak etmeleri ve yeni cevap üretmeleri yine 3 yıl alırsa… Bu böyle bir ortak noktaya ulaşmaz endişesi taşıyor insan haliyle… Bu arada bir de şu husus var; mesafeli durmaları sebebiyle yankı süreci boyunca da sakız gibi aynı şeyleri çiğnemeye devam edip sıklıkla da temcit pilavı gibi önümüze koymaya da kalkacaklar diye de endişe ediyoruz.

Bu arada da biz fersah fersah mesafe kat etmiş olacağız. İyisi mi siz bizi izlemeye devam edin. Konumuza dönelim.

Bir takım zevat jeton yeni düşünce kalkmış “bu dernek kapatılmalı”, “iç işleri bakanlığı bunun tüzüğünü incelemiyor mu?” gibi hezeyanlarda bulunuyor. İnceliyor efendim, gerektiğinde de tüzüğün kanunlarımıza ve ilgili mevzuata uygunluğu için ilgili birimlerin görüş ve hukuki mütalaalarını alıyoruz.

Ülkemizin de taraf olduğu (kabul ettiği) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) İfade Özgürlüğü başlıklı 10. maddesinde “Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir’’, Dernek Kurma ve Toplantı Özgürlüğü başlıklı 11. maddesinde “Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir’’ hükmü yer almaktadır.

Anayasa’mızın 26. maddesinde “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar’’ hükmü yer almaktadır.

Dolayısı ile özel bazı izinler almak da gerekmemekle birlikte toplantıya yurtiçi ve dışından pek çok saygın isim de katılacağından hem Valiliğimize hem de Emniyet Müdürlüğüne makul bir süre önce resmi yazı ile başvurup bilgilendirme yapıp tedbir alınmasını talep ediyoruz.

Suçta ve cezada kanunilik, Anayasa ve AİHS'de güvence altına alınmış temel bir ilke olarak güvence altına alınmıştır.  Anayasa'nın "Suç ve cezalara ilişkin esaslar" kenar başlıklı 38. maddesinin birinci fıkrası "Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez",   AİHS'nin "Kanunsuz ceza olmaz" kenar başlıklı 7. maddesinin (1) numaralı fıkrası; “Hiç kimse, işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu bulunamaz. Aynı biçimde, suçun işlendiği sırada uygulanabilir olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez" hükümlerini taşımaktadır.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 19. maddesi aynen şöyledir; “Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır.  Bu hak ve fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları olmaksızın malumat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.”

Sonuç olarak gerek Anayasamız gerekse İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile ifade ve fikir özgürlüğü, örgütlenme hakkı ile kanunlarda açıkça suç sayılmayan hiçbir eylem ve ifade nedeniyle hiçbir kişi veya kuruluşun idari ve cezai yaptırıma maruz bırakılamayacağı, güvence altına alınmıştır.

ASSAM bir düşünce kuruluşu olarak yaptığı kanuni çalışmaları sonucu, yukarıda açıkladığımız amaca uygun olarak, Ülkemiz için faydalı olacağı düşünülerek, Müslüman ülkeler arasında “İslam Birliği” adı altında idari, ekonomik, ticari, sosyal ve kültürel konularda işbirliği öngören bir yapılanmaya dair fikir ve önerileri içeren çalışmalar yapılmaktadır.

Oluşturulması önerilen yapının, dünyada halen hayata geçirilmiş; Avrupa Birliği, İslam İş Birliği Teşkilatı, NATO, Birleşmiş Milletler vb. uluslararası kabul görmüş oluşumlardan bir farkı bulunmamaktadır. Önerilen yapı ile üye olacak devletlerin, Anayasal yapılarında hiçbir değişiklik öngörülmemektedir. Tıpkı Avrupa Birliğinde olduğu gibi, öngörülen yapının, amaca uygun işleyebilmesi için üye ülkelerin hak ve sorumluluklarını düzenleyen bir temel yasasının olması, ortak bir dilin belirlenmiş olması ve yönetim faaliyetlerinin yürütülmesi için bir şehrin merkez olarak seçilmesinin ve bu durumun bir fikir ve öneri olarak kamuoyu ile paylaşılması, Anayasal güvence altında bulunan düşünce ve fikir özgürlüğü kapsamında olup, Kanunlarımızda açıkça yasaklanan ve konusu suç oluşturan hiçbir fiil ve davranış ve ifade içermemektedir.

Herkesi sakin olmaya davet ediyorum. Yerlerinize oturun ve serin kanlılıkla düşünün. 2017 yılında Halk Oyuna – Referanduma sunularak kabul edilen mevcut Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını da incelerseniz ASSAM’ın 2011 yılında önerdiği Türkiye Cumhuriyeti Anayasasından[iii] çok da farklı olmadığını göreceksiniz. Anayasa değişikliği gündeme geldikten sonra yaklaşık 7-8 yıl boyunca Türkiye’de her kesim “anayasa nasıl olmalıdır”ı tartıştı, yazdı, çizdi, konuştu.

Dönemin Meclis Başkanı Sayın İsmail Kahraman şunu ifade etmişti;

Herkes konuştu fakat bugüne geldiğimizde sadece 2 kurum bize baştan sona anayasa maddelerini oluşturmasını önerdikleri taslak kitap halinde basılmış Anayasa Kitapçığı gönderdi. Bunlardan biri ASSAM’dır.

demişti.

Herkes konuşur ASSAM yapar. Dış güçler bunun bilincinde olduğu için hem dışarıda hem içeride ASSAM’a saldırıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına baktığımızda ASSAM’ın 2011’de önerdiği anayasa maddelerinin %90’ını içerdiğini görüyoruz.

Biz Türkiye Cumhuriyeti’ne Anayasa önerebilmişiz ve milletimiz bunu büyük oranda kabul etmiş. İslam Ülkeleri Birliği için önerdiğimiz de kabul edilir mi? Sizce?

İttihadı İslam Farzdır. Allah var gam yok.

Not: Aşağıdakiler de okuma parçaları. Tarihleri eski ama konuları güncel. Bence gecikmeden okunmalı.


[i] https://www.assamcongress.com/tr/kongre/assam-kongre-2017/konfederasyon-anayasasi.html

[ii] https://www.assamcongress.com/tr/kongre/assam-kongre-2017/ana-tema-gecmisten-gelecege-yonetim-bicimleri.html

[iii] http://assam.org.tr/index.php/konular/adalet-sistemi/adalet-konseyi/assam-anayasa-onerisi.html

Son Düzenlenme Cumartesi, 18 Ocak 2020 15:15
Melih Tanrıverdi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...