Cumartesi, 03 Şubat 2018 10:48

Zeytin Dalı Operasyonu ve Psikolojik Harp

Suriye sınırındaki PKK teröristlerine ve destekçilerine yönelik Zeytin Dalı Operasyonu başarı ile devam ediyor. Hedefte, Fırat’ın doğu ve batısında Türkiye’ye 30 km. lik güvenlik koridoru oluşturmak var. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) PKK ve destekçilerine çatışma alanlarında unutamayacakları ve tarihe geçecek dersler veriyor. Kazanılan mevzilerde bir ucu Türkiye’ye ulaşan PKK inleri olarak Alman ve Fransız mühendisler tarafından yapıldığı ifade edilen 90 santim kalınlığında, 1,5 metre genişliğinde, 2 metre yüksekliğinde kilometrelerce uzunlukda beton mevziler ve tüneller bulundu. Bunları yapanlar DEAŞ bahanesi ile PKK’ya her türlü silahı ücretsiz veren öncelikle NATO’daki müttetiklerimiz bölgede teröristlerin yaptığı ortaya çıkan ve çıkacak insanlık dışı katliamlardan sorumludurlar. Bütün dünyaya insanlık dersi vermeye kalkan bu yüzsüz devletler Çanakkale’de vatanımıza saldıranları bizlere hatırlatıyorlar. Milli İman şairimiz Mehmet Akif Ersoy Çanakkale şiirinde “Maske yırtılmasa hala bize afetti o yüz… Medeniyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.” dizeleri ile onları tarif etmiyor mu? Bu yüzsüzlere karşı Mehmetçiğimizin mücadele ruhunu Mehmet Akif “Şuheda gövdesi bir baksana dağlar, taşlar… O rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar, Yaralanmış tertemiz alnından uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna Ya Rab, ne güneşler batıyor!” dizeleri ile dile getirmiyor mu?

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi “Bıçak kemiğe dayandığı için biz Zeytin Dalı Harekâtı’nın yapmak zorunda kaldık.” Biz biliyoruz ki “Mecbur kalmadıkça harp bir cinayettir.”  Yapılan saldırılara karşı sonuna kadar sabreden Türkiye’nin neler yapabileceğini bize dost ve düşman olanlar Zeytin Dalı Harekâtı ile bir kez daha görüyor ve görecek… Emperyal devletlerin desteklediği PKK+DEAŞ+Emperyal teröristler= SDG (Suriye Dışı Güçler) denkleminde yer alanlara karşı ordumuzun her cephede zaferler kazanacağından kimsenin şüphesi olmasın. Haklı mücadelemizde korkuya yer yok. Bölgede ABD’nin iki bin askerinin olduğu söyleniyor. ABD bu paralı askerlerini bölgeden çekmez de ordumuzun karşısına çıkma cesaretini gösterebilir mi? Terörist mevzilere atılan bombaların bir kısmı yanlışlıkla (!) ABD askerlerinin üzerine düşse ve iki yüz ABD askeri ölse ne olur? Böyle bir durumda ABD’ nin Trump’lı hükümeti düşmez mi? Kaybeden kim olur? Bizden söylemesi… Türkiye yedi düvelle de savaşmak mecburiyetinde kalsa İstiklal Savaşında olduğu gibi zafere ulaşacaktır.

Türkiye’nin haklı mücadelesinde içte ve dışta kimin nerede olduğunun test edildiği bir dönemi yaşadığımızı unutmayalım. Zeytin Dalı Operasyonu’nun Türkiye ve dünya kamuoyunda yankıları devam ediyor. Türk milleti tarihteki ordu-millet niteliği ile ayağa kalkmış tam bir birlik içinde ordusunun yanında. Yurdun dört bucağında Mehmetçiğimizi desteklemek için herkes elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyor. Askerlik şubelerine cephelerde görev almak için kadın ve erkeği ile başvurular yapılıyor. Fedakâr milletimizin insanları bir araya gelerek cepheye yiyecek ve giyecek gönderiliyorlar. Yurt içi ve yurt dışındaki camilerde Fetih Suresi ve hatimler yapılarak dualar ediliyor. Daha nice nice faaliyetlerle milletimiz ordusuna ‘Biz senin her zaman yanındayız’ mesajını veriyor. Milletimizin bu tutum ve davranışları ordumuz ve devletimizin karar vericileri için önemli ve anlamlıdır. Bu toplumsal tutum ve davranışlar dostlara güven verirken düşmanlara da korku salar. Psikolojik harpte tam anlamıyla budur. Hedef veya hedeflere ulaşmak için dost kuvvetlerde moral gücünü yükselterek hareket kabiliyetini artırmaya, düşman kuvvetlerde ise moral çöküntüsünü oluşturarak hareket kabiliyetini en aza indirmeye psikolojik harp denir. Milletimiz ordu-millet olmanın gereğini yaparak psikolojik harbin anlamlı örneklerini vererek ordusunun sürekli yanında olduğunu göstermektedir. Ancak içimizde bizden görünüpte Zeytin Dalı Harekâtına karşı çıkamayıp teröristlere ve onların destekçilerine adeta arka çıkacak kadar eylem ve söylem içinde olanlar var. Bunlar ‘Savaşa hayır’ , ‘ÖSO terör örgütüdür.’ , ‘Asker sivilleri öldürüyor.’ , ‘Osmanlının son dönemini yaşıyoruz. Bütün silahlarımız ithal’ gibi söylemlerle Türkiye ve dünya kamuoyuna, teröristlere ve terörist sevicilerine nasıl bir imaj verdiklerinin farkındalar mı? Önce’Mehmetçiğimizin yanındayız’ söylemiyle Zeytin Dalı Operasyonunu desteklediğinizi ifade ederek cephede ben de varım diyeceksiniz sonra da bu ifadeleri kullanacaksınız. Bu hareketiniz cephede beyaz bayrak çekmek değil mi?  Aykırı söylem sahiplerinin cephede beyaz bayrak çekmenin, anlamını öğrenmeleri gerekir. Cephede beyaz bayrak çekmek, kısaca teslim olmak anlamına gelir ki bu da cephede mücadele verenlere ihanettir… Ülkemizdeki bu çatlak seslere 19 Mayıs 1919 tarihinden 9 Eylül 1922 tarihine kadar o dönemin güçlü devletlerine karşı İstiklalimiz için savaşlar yapmış Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘Gaflet, Delalet hatta hiyanet içinde olabilirler’ diye sesleniyor. Kendini Atatürkçü zanneden bu grupların Atatürk’ü ve şanlı tarihimizi tekrar tekrar okuyup anlamaya ihtiyaçları var. Karşısında kim olursa olsun tarihinde Malazgirt, Çanakkale, Sakarya gibi zaferler bulunan milletimiz nice zaferler kazanma azim ve kararlığındadır. Dünya bilir ki ‘Savaşta en tehlikeli silah, ölümü göze alan askerdir.’ Kaldı ki Türkiye bu harekâtı silah sanayisinde geliştirdiği silahlarla yapmaktadır. Ordumuza, 15 Temmuz’da olduğu gibi ordu-millet bilinciyle hareket eden değerli insanlarımıza selam olsun…

Mehmet İnkaya

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...