Pazartesi, 09 Nisan 2018 09:37

Ortadoğu'da Para Kavgası

ABD başkanı Donald Trump’ın Suriye’den çekileceklerini açıklaması dünyada şok etkisi yaptı. Suriye’de SDG (PKK)’yı müttefik olarak görüp bir milyar dolarlık silahı karşılıksız veren ABD, acaba ‘Zeytin Dalı Operasyonu’ ile hezimete uğrayan PKK’dan vazgeçerek onu yalnız mı bırakacak? Orta Doğu’da bir damla petrolü bir insanın canından üstün tutan ABD’nin Orta Doğu petrollerinden vazgeçmesi düşünülebilir mi? ABD Dışişleri ve Pentegon, Trump’ın bu açıklamasını görüşmediklerini, haberdar olmadıklarını açıkladılar. Çok geçmeden Tramp Suriye’de DEAŞ terör örgütünü önemli ölçüde bitirdiklerini, Suriye’de daha fazla kalmaları isteniyorlarsa ABD’ye para ödenmesini talep ederek baklayı ağzından çıkardı. Yetkililer orta doğu bölgesinde ABD’nin yedi trilyon dolar harcadığını ve daha fazla harcamak istemediğini, diğer ülkelerinde mücadeleye destek vermelerini istediler.

Sesli düşünelim. ABD bölgede yedi trilyon dolar harcadı mı? Harcadı ise bu büyük miktardaki paralar nerelere ve kimlere gitti? Emperyalizmin öncüsü sayılan ABD kâr sağlamadan bu parayı bölge için harcar mı? Harcama yaptığı yerler arasında Türkiye’nin olmaması mümkün mü? Mümkün değilse Türkiye’de hangi çevrelere ne kadar, ne için para verdi?

ABD, askeri şirketlerindeki paralı askerlerine ortalama ayda yedi bin dolar, kendi askerlerine ise ortalama ayda on bin dolar maaş ödüyor. Bölgede ABD’nin bin paralı, iki bin muazzaf askeri olduğu söyleniyor. ABD’nin PKK teröristlerine verdiği maaşlar, silahlar araçlar ve gereçler var. Ancak bunlar yedi trilyon doların yanında lafı edilecek rakamlar değil. Orta Doğu ülkelerinden çıkan petrollerden aldığı paralar bu harcamaların kat ve kat üstünde. Gerçi Türkiye’de Gezi Parkı olaylarında, 16 Nisan referandum sürecinde ‘hayır’ kampanyalarında, 15 Temmuz darbe girişiminde, başarısız sonuçlar alarak yaptığı harcamalarının karşılığını alamasa da onlar trilyon dolarlar etmez

ABD geçmişte orta doğuda yaptığı manevralar ve yatırımlarda karlı çıkmasını bilmişti. Hafıza tazelersek Saddam’ı Irak’ı, İran’a saldırıya ikna ederek sekiz yıl süren Irak-İran savaşında her iki tarafta silah satmıştı. Saddam’a İran’a karşı yaptırdığı savaş karşılığında Kuveyt’i hedef göstermiş, daha sonra da Kuveyt’e kurtarıcı rolüyle gelerek Kuveyt’in zenginliklerine el koymuştu. Irak’ı işgal etmek için “Kimyasal silah var” yalanını uydurmuş böylece Irak’ta Saddam’ı devirerek Irak’ın zenginliklerini de ülkesine taşımıştı. ABD Türkiye’yi 28 Şubat sürecinde batan bankalarla ve Kemal Derviş marifetiyle IMF’den alınan yüksek faizli paralarla sömürmesini de bilmişti.

 O halde Orta Doğu’da sürekli kazançlı çıkan ABD, neden Suriye’den ayrılmayı teleffuz eder hale gelmiştir? Acaba Suriye’de Vietnam krizine mi tutuldu? Yenilemez denilen Rusya’nın Kızıl ordusunun Afganistan’da yenilerek SSCB’nin dağılması gibi ABD, ordusunun yenilerek kaçmasından ve sömürge imparatorluğunun dağılmasından mı korkuyor? ABD’nin Suriye’den kısa zamanda çekileceğini açıklamasından sonra Fransa ve İngiltere Suriye’de daha aktif görev alabileceklerini beyan ettiler. Bu açıklamalarda Sudi Arabistan veliahtı Prens Salman’ın bölgedeki ABD’ye askerlerini çekilmemesi için üç milyar dolar vereceğini söylemesinin de etkili olduğu görülüyor. Prens Salman ülkesinde ve ülkesi dışında yüksek meblağlardaki paraları kontrol etmesiyle ilgi odağı olmaya devam ediyor. İngiltere ve ABD’ye ziyaretlerinde yaptığı görüşmeler, İsrail ile temaslarında Filistin davasında ihanete varan sözleri İslam dünyası için kaygı verici. Emperyalist devletlere ödediği yüksek meblağlar yüzünden boyanıp cilalanan Prens Salman’ın paralar bittiğinde bastığı dalların kırılması uzak değil. Fransa devlet başkanı Emmanuel Macron’un PKK’lı teröristlerini devlet başkanlığı sarayında ağırlaması ve Türkiye ile PKK arasında arabulucu olacağını söylemesinde, haddini bilmezliğin kaç para ettiğini zaman gösterecek. ABD, Fransa ve İngiltere’nin Suriye ve orta doğuda sömürüleri devam ettikçe, halklarını sömüren yöneticilere kiralık hizmet verdikçe var olacakları görülüyor.

Türkiye vatan ve can mücadelesindeyken kilometrelerce öteden gelerek bölgede para mücadelesi veren emperyalist devletlerin yaptıkları insanlık adına utanç verici. Sömürü ve kiralık döneminin son bulabilmesi için Birleşmiş Milletler’in adaletle çalışmasına ihtiyaç var. Orta Doğu’daki kirli pazarlıklardan sonra ‘Dünya beşten büyüktür’ idealinin ne kadar da önemli olduğu bir kez daha anlaşılıyor. Adil dünya için mücadele verenlere selam olsun…

Mehmet İnkaya

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...