ANNELERİNİN, YENİ DOĞANI EMZİRMESİ
Prof.Dr.Mustafa NUTKU
Trabzon Tıp Fakültesinin Pediatri (Çocuk Hastalıkları) mütehassısı doktorlarından bir Yard.Doçent, yirmi yıl kadar önce bana, o zamanki son tıbbî bilimsel neşriyatta, annenin yeni doğan çocuğunu iki yıl süre ile emzirmesinin faydası üzerinde ısrarla durulduğunu, halbuki Kur’an-ı Kerim’de de ayni emzirme süresinden 14 asır önce bahsedildiğini, buna dikkati çeken popüler neşriyatın yapılıp, Kur’an’ın hakkaniyetinin delillerinden biri olarak konunun işlenmesinin faydalı olacağını söylemişti.
O tarihten beri, çeşitli popüler yayın organlarında bu konuya temas eden ve dikkati çeken yazılar yazıldı.
Burada sadece, Kur’an’daki ilgili âyet meallerinin bu konudan bahseden bölümleri üzerinde kısaca durulacaktır:
Bakara Sûresi, 2/283:
“Anneler, evlâtlarını tam iki sene emzirirler. Bu hüküm emzirme müddetini tamamlamak isteyenler içindir.”
Ahkâf Sûresi, 46/15:
"İnsana Biz, anne ve babasına iyilik etmeği emrettik. Annesi onu zahmetle taşıdı, zahmetle doğurdu. Onun anne karnında taşınması, sütten kesilmesi otuz aydır.”
Lokman Sûresi,31/14
"Biz insana, anne ve babasına iyilik etmesini emrettik. Annesi onu zaaftan zaafa düşerek taşıdı. Sütten kesilmesi de iki yıl sürdü. "
Ahkâf Sûresi, 46/15’te, bebeğin doğuncaya kadar anne karnında taşınması ve doğduktan sonra sütten kesilinceye kadarki sürelerin toplamı 30 ay olarak verildiğinden, bundan emzirmenin en çok süresi, yani sütten kesilme süresi olan iki yılı çıkardığımızda, anne karnında en az altı ay hamilelik süresi olabileceği de anlaşılmaktadır.
Bebek doğduktan sonra, annesinin sütü de gelmekte (halk ve tıp dilinde böyle, yani “gelmekte” denilirse de, aslında “getirilmekte”) ve özel terkipli o süt, bebeğin ihtiyacı olan maddeleri ihtiva etmektedir. Yeteri kadar anne sütüyle beslenmemiş yenidoğanlar, çok sağlıklı olmamaktadır.
Memeli hayvanlarda da, anne sütü yenidoğanın ihtiyacı olan maddelerden terkip edilmektedir. Sütünden en fazla istifade edilen ineğin, yeni doğurduğunda, yenidoğanın ihtiyacı olan maddelerle sütünün terkibinin zenginleştirilmiş hale geldiği görülmekte ve buna halk dilinde, diğer zamanlardaki sütünden ayırt etmek için, “ağız sütü” gibi değişik isimler verilmektedir.
Yavrusu doğduktan sonra onu belli bir gelişme seviyesine gelinceye kadar karnındaki bir torbada taşıyan kanguruların, doğumları arasında zaman farkı bulunan yavrularının ihtiyaçlarının farklılığı sebebiyle, değişik memelerinden değişik terkiplerde süt geldiği de tesbit edilmiştir. Başka misaller de vardır.
Şimdi burada şu mühim soruyu soralım:
İnsan veya hayvan, bütün annelerin yenidoğana verdikleri sütlerinin terkibinin özel olarak ayarlanmasını kendilerinin, atomlarının, moleküllerinin, tabiatın, tesadüflerin vs’nin yaptığı söylenemeyeceğine göre, Kim yapmaktadır?
