Uyarı

JUser: :_load: 989 kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.
Pazartesi, 09 Mayıs 2022 11:50

Bir Öğretmenle Hasbihal – 2

Evet, sevgili öğretmenim!

Bir taşla onlarca kuşun vurulduğu bir darbeydi… Hissediyor ve anlamlandırmaya çalışıyordum. Taşlar nasıl yerine oturacaktı? Soruların cevabı, mahiyeti ne olacaktı?

Kırk yıldan fazla politikanın içinde olan Erdoğan, bastırıldığı söz edilen darbeden sonra; temel değerleri, normatif unsurları, fikir, inanç, yaklaşım, tavır, duruş ne varsa bütün mirasını, niçin yemekte ve yedirmekteydi?

Fikir ve yaklaşımlarını cesaretle savunmasını bilen Erdoğan; taban tabana zıt bir zemine neden savruldu?

İşin içinde iş olabilir…

Can derdine düşürülmüş bir insan neler yapar?

Erdoğan’ı sevdiğini söyleyenler, Erdoğan’ın misyonu ile zıt bir söylem ve eylem dizisine geçmesini hiç sorgulamışlar mıdır?

Tekli iktidardan çok kanatlı iktidar yapılanmasına geçen bir liderin olağanüstü değişim ve dönüşümünün, doğal olmayan birtakım gelişmeler üzerine gerçekleşmiş olabileceğini düşünmüşler midir?

Nicedir Erdoğan’ın kalbi ile dili arasında uzun mesafeler olduğunu yüzüne bakarak hissedebilmişler midir?

Kalp ve dil uyumsuzluğu, sabitlenmiş bir yüz, bir şeyler söylüyor da anlayan mı çıkmıyor?

Üzerinden altı yıl geçmiş bir darbe girişiminin ana mimarının FETÖ olmayabileceği akıllarından geçmiş midir?

Önceki yazışmamızda dile getirdiğim gibi; bu darbe girişiminin hem Erdoğan’dan hem de FETÖ’den kurtulmayı amaçlamış olabileceği üzerine fikir yürütmelerde bulunan var mıdır?

Esas darbeciler, cana/canlara karşılık anlaşmaya vararak, elemanlarını darbe sahalarından çekmiş olabilir mi? Ok yaydan çıkmış, ortada FETÖ’cüler kalmış mıdır?

“Son derece başarılı bir darbenin başarısız ilân edilmesi, dahiyane bir başarı” değil midir?

FETÖ unsurları eliyle aziz İslâm’ın itibarsızlaştırılması yorumu çok? Bu vesile ile kamuda görev yapan tüm dindar Müslümanlar FETÖ parantezine alınmış, onurlarıyla oynanmış, işlerinden atılmışlardır…

Ülkeyi bu darbe girişimine destek veren vesayetçi gücün elinden halk almıştır. Halk devleti geri almışken, bugün, esas darbeci yapılanma kontrolü yeniden ele geçirmiştir.

Ülkemiz doksanlı yılların karanlık eylemlerine dönmüş, birtakım kadınlar kızlar kocalarının, babalarının transporter ile kaçırılışlarını haber vermektedir.

Erdoğan’ın vesayet çemberine alındığını ilk görmesi gerekenler Ak Partililer olmalı.

Samimi Ak Partililer: ulusalcı, bencil, acımasız, modern Batılı tepkileri rehber edinmiş müsveddelerin zehirlediği ortama ayak uydurmamalı. Osmanlı hünkârları Genç Osman, Abdülaziz, Abdülhamid ve Vahideddin’in de kuşatıldığını, hafızasının ışıksız, ıssız zifiri karanlıklarından çıkarmalıdır.

Günümüz eğilimi, internet çağı “sohbet odaları”ndan birine girdim yakın zamanda... Uzun yıllar görmediğim bir insanın izlerini takip ederken…

 Ak Partili gurubun sohbet odası, geleceğe umut taşımak, yeni bir dirilişe yürümek, yanlışları düzeltmek, eleştirilere açık olmak adına hayli üzüntü vericiydi.

Yapıcı, sorunların yanında çözümün de parçası olma gayreti içinde yapmaya çalıştığım konuşma tepkiyle karşılandı.

Eleştirileri empati duygusuyla dinleyip kör noktaları ışığa kavuşturma çabaları, karşılıklı fikir alışverişleri, insanı toplumu sokağı okumalar; ülkeyi yöneten kadrolar ile parti teşkilât yöneticileri tarafından yerine getirilmesi gereken hususlardır.

Eleştiriyi sohbet odasına sokmayanlar, sinirli tavırlarla savunma mekanizması üretenler, maalesef kendilerini ve parti mensuplarını ikna etme noktasına kadar gerilemişlerdir.

Dünyada ve ülkemiz içinde nasıl görüldüğünü merak etmeyen, lidere kayıtsız şartsız itaatle daha iyi partili olacağı varsayımına dayanan kadroların siyasal ömürleri bitmiştir.

Liderleri ayakta tutan ve tutacak olan, gerçeklerden kaçmayan kadrolardır.

Liderlerin kuşatmaları yarmasının itici gücü, hayatın gerçeklerine gözlerini kapatmayacak, ilkeli-esaslı kadrolardır. Esaslı kadrolar lider doğurur…

“Nasıl, neden, niçin” gibi soruların cevaplarını veremeyen bir hareketin, evrensel bakış açıları, idealleri, güç unsurları olamaz…

 Medeniyet üretemeyenler, başka medeniyetlerin yağmur kar ve çamurları altında ıslanır dururlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ithal kadroların hezeyanlarına, derin kadroların operasyonlarına teslim etmek büyük çelişkidir.

 Cumhurbaşkanı, “Siyah Afrika”’ya yol alırken, başta Ankara Kızılay olmak üzere siyahlar aşağılanıyor ve kovalanıyordu.

Faşist birtakım unsurların gündeme hâkim olmasıyla Afrikalılar, Suriyeliler şiddete maruz kalıyor, Sünnî Arap ve Türkmenler sınır dışı edilerek Irak’a ölüme gönderiliyor.

Ne yazık ki, bölgesel bir güç olmaya yürüyen Türkiye’nin aslî değerlerini ve derinliğini Ak Parti içindeki ve dışındaki birtakım kadrolar, çok hızlı Ak Partili, çok hırslı Erdoğancı görünümleriyle sabote etmektedirler.

Ekmek kadar aş kadar en önemli sorunumuz budur…

 09. 05. 2022, Kardelen / Ankara

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...