İngiliz BBC: "Tayyip Erdoğan 2.Turu alırsa Afrika ile olan ilişkiler derinleşebilir." demişti.
Niye?
Çünkü, menfaat çarklarına çomak sokuluyor da ondan.
Tayyip Erdoğan son 15 yılda 30 Afrika ülkesine tam 50 ziyaret gerçekleştirmiş. 5.4 milyar dolar olan ticaret hacmi, 50 milyar dolar seviyesine çıkarılmış, ve ticaretimizin 75 milyar dolara çıkarılması hedefi konmuş.
Şimdiye kadar Bayraktar İHA'larının halihazırda sevk edildiği ülkeler arasında Somali, Togo, Nijer, Nijerya ve Etiyopya da bulunuyor. Başka pek çok Afrika ülkesinin de sipariş verdiği Bayraktar İHA'ları için üç yıllık bekleme süresinin bulunduğunu da belirteyim.
Daha önce 12 olan Büyük elçilik sayısı 42 ye çıkarılmış. 78 milyar dolarlık 1686 projeye imza atılarak, 25 bin Afrikalıya istihdam sağlanmış. Corona döneminde biliyorsunuz hiçbir Avrupa ülkesi yardım etmezken Türkiye tam 44 Afrika ülkesine aşı, sağlık malzemesi ve ilaç yardımında bulunmuştur. Tika gibi zaten STK’larımız oralarda hizmet vererek tarihten gelen dostluklarımızı, kardeşlik bağlarımızı kuvvetlendirmeye devam etmektedir. Asya hariç sırf Afrika da 34 binin üzerinde kuyu açarak, insanları su ile buluşturmuştur Türkiye.
Türkiye olarak Afrika da Sudan, Somali ve Libya'da ülkemizdeki gibi pırıl pırıl, teknolojik cihazlarla donatılmış, modern hastahaneler açmıştır.
Bir belgeselde Afrika'da bir hastaneyi, verilen hizmeti, hastaların perişan hallerini, hele hele ameliyathanedeki pis, bakımsız, içler acısı durumunu görünce yüreğim parçalanmış, insanlığımdan utanmıştım.
Hasılı,
Afrika 1.8 milyar nüfusu, ucuz iş gücü, 40’ı aşkın ülkenin bulunduğu kara kıtada ekonomi ve teknoloji yetersizliği nedeniyle yeraltı zenginlikleri çıkarılıp ekonomiye tam olarak kazandırılamıyor. Yeraltı madenlerini çıkaran firmalarsa malum sömüren ülkeler. Kıtada hala elmas, petrol, doğalgaz, bakır, altın ve uranyum gibi önemli yeraltı kaynakları el değmemiş vaziyette emperyalist ülkelerin iştahını kabartmaktadır. Çünkü, dünyadaki yeraltı madenlerini yüzde 30’u Afrika da bulunmaktadır.
Ne hazindir ki, Afrika da binbir güçlükle çıkarılan elmasın borsası bile Belçika’da bulunmaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin bu Elmas borsasına talip olması Emperyal devletleri rahatsız etmektedir.
Rahatsızlığın asıl boyutu, Tayyip Erdoğan’ın, petrolden, kandan, silahtan beslenen batının sömürü çarklarına çomak sokması, "DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR "çıkışı ile bu saadet zincirini kırmaya çalışmasıdır.
Türkiyenin,15 yıl önce ektiği tohumlar bugün çınar ağacı gibi büyümüş, meyve verme aşamasına gelmiştir. Afrika'da birçok uluslararası ihaleler bugün Türk firmalarına verilmektedir.
Çünkü, Afrika kendilerini, Kan ve gözyaşından beslenen Emperyalist Batı ülkeleri gibi Türkiye’nin sömürmeyeceğini çok iyi biliyor ve güveniyorlar.
Zaten, Türkiye’nin her yerde uyguladığı Ticarette ki ana ilkesi malumunuz KAZAN KAZAN ilkesidir.
Diğer hususta,
Türkiye, Sudan da 1 milyon dönüm, Nijer de, 100 milyon hektar tarım arazisini 99 yıllığına kiralamıştır.
Şimdi bizim saman kafa bunu anlar mı? Anlamaz.
Çünkü, orda ABD, Fransa ve Çin'in bu alanda top koşturduğunu bilmez.
Hiçbir ABD li, Çinli, kalıpta bizim orda ne işimiz var? Demez. Ama bizim saman kafa der.
Bu ülkeler orda niçin varlar biliyor musun güzel kardeşim? İlerde, muhtemel doğacak bir gıda krizine karşı şimdiden adamlar önlem almaya başlamıştır.
Türkiye niçin bu alanda geri kalsın ki.
Ne yapalım, Vizyonu, geleceğe dair hedefi olmayan soğan kafanın, tarım ve gıdanın çok stratejik bir alan olduğunu anlayacak kapasitesi yoktur. Onların her işte olduğu gibi tek nakaratları: İSTEMEZUK!
Teknolojide ne kadar ilerlerseniz ilerleyin hiçbiri sizin karnınızı doyurmayacaktır.
Ve elbette AB ve ABD’nin rahatsızlığı sırf bu değildir.
Türk Devletleri Teşkilatının kurulmuş olması, bunun ilerde nereye evrileceğini bildikleri için rahatsızlar.
Ve elbette ki, İslam Dünyası ile olan bağından, buradan ilerde oluşabilecek birlikten endişeliler. Bu sebeple, İslam ülkeleri ile aramızdaki ilişkileri bozmak için elinden geleni yapacaklardır.
Ve elbette bizim ayağımıza bağ olacak her türlü entrikayı çıkaracak, terörü destekleyecektir.
Ki AB ve ABD’nin yıllarca PKK /YPG’yi desteklemesi, eğitmesi, terörü destekleyenleri desteklemesi boşuna değildir. NATO üyeliğine teröre verdiği destek sebebi onay verilmeyen İsveç bile Kılıçtaroğlunun kazanmasını istemektedir.
Niçin diye sormaya gerek var mı?
Özetle,
Kim ne yaparsa yapsın!
Kimse Türkiye’nin şahlanışına engel olamayacaktır.
Bu yüzyıl TÜRKİYE YÜZYILI OLACAKTIR.
Ömrü vefa eden buna şahit olacaktır. Çünkü, artık UYUYAN DEV UYANMIŞTIR!
Çünkü,
Tarihi bağlarımız olan her yerde
TÜRK BEKLENENDİR!
Çünkü,
TÜRK UMUTTUR!
Yeni dünyaya ADALETİ, EŞİTLİĞİ, KARDEŞLİĞİ, BİR OLMAYI
Biz getireceğiz ALLAHIN İZNİ VE YARDIMI İLE!..
Selam ve dua ile...
Mesut Yücetürk
