Çarşamba, 27 Eylül 2023 11:42

Bize Ne Oldu

Evimizde buzdolabı, televizyon, ocak yoktu. Bulaşık makinası, çamaşır makinası zaten sonradan çıktı. Ocak olarak gaz ocağı, ısınmak için soba kullanırdık. Haliyle arabamız yoktu ama babamın At arabası vardı. Köylere gider manifatura satardı köylülere, parasını harmanda almak üzere. Babam haftada bir gelirdi. Gelirken köyden, yumurta, tereyağı, bal getirirdi. Babamın gelişine sevincimin ötesinde, saman içindeki yumurtalara bakışım ise, daha bir başka idi. Çünkü Yumurtayı çok severdim. Hala da severim. Komşu teyze:Mesut annen yumurta yapmış, deyince eve seyirtirmişim. (Her halde başından savmak için!) ?
 
Radyomuz vardı. Yurttan Sesleri dinler, Gece 22.00 daki Radyo tiyatrosunu ailece pür dikkat dinler, üzülür, sevinir, gülerdik içeriğine göre.
Çalışma odam, çalışma masam zaten olmadı. Babam, iskemle yapmıştı. Dizlerimi büküp çalışırdım. Kimse bana haydi dersini yap oğlum demez, aksine haydi oğlum yat, geç oldu artık derdi.
Sarı yapraklı matematik defterime babama matematik sorusu yazdırmaktan bıktırırdım.
Okula getirip, götürecek servisim yoktu yaya gidip gelirdim. Öğlenci idim ama iki saat önce giderdim okula. Annem beni tutamazdı evde. 
 
Okula giderken kitaplarımı okurdum yürüyerek. Sağa sola atılmış gazeteleri okurdum. Sınıfın değil okulun gözdesi idim. Okulda ilk okumayı, matematik problemlerini ben çözmüştüm. Diğer sınıflara götürürler öğretmenler beni numune olarak. Ama hiç kibirli olmadım arkadaşlarıma, üstünlük taslamadım. Aksine onlara yardımcı olurdum hep. 
Okulumu, öğretmenlerimi, arkadaşlarımı çok severdim. Okulumuzda sobalı idi ayrıca.
 
Bu kadar girizgahı niye yaptım biliyor musunuz? Bir arkadaşım misket paylaşmış. Ve bunlarla oynadı iseniz yaşlandınız demektir. Demiş. Kendimi, hoş, hala, yaşlı göremiyorum. Yaş aldık sadece.?Neyse...
O misketler aldı,ta götürdü eskilere işte. 
 
Eskiden, misketlerle oynar,topaç çevirirdik, gazoz kapağı ile oynar, çember çevirir, çanak,sonfis, Çelik çomak, beştaş, seksek, yakmaca, uzun eşşek, körebe, tornet, tel araba yapardık, kızakla kayardık kışın vb. İşte biz bunlarla büyüdük çocukken. Sosyalleştik. Mutlu idik. Hep gülerdik. Babalarımızın geliri yoktu,harçlık verilmezdi bizlere ama mutlu idik hep. Bir gazoz, bir simit mutlu ederdi bizi. 
 
Komşu oğlunun babasının At arabası vardı. Yük taşırdı. Oyun oynarken yemeğe çağırdı annesi bizi. Yemekte, Kuzinede yeni pişmiş esmer buğdaydan mis gibi kokan bazlama ve sadece çay vardı. Demek ki başka katık yoktu. Ne ben, gidipte anneme bunu dedim, ne de arkadaşımın annesi utandı bu ikramından. Çünkü, hepimiz fakirdik. Kimse kimsenin ayakkabısına, elbisesine bakmazdı markası ne diye? Ayakkabılar yırtık, elbiseler yamalı idi çünkü.
 
Komşularımız, akrabalarımız çat kapı gelirdi. Çünkü, telefon yoktu hiç kimsede. Erken gidilmişse hemen yemek hazırlanır,mantı sıkılırdı. Her bayramda insanlar oğul vermiş Arı gibi komşusuna, akrabasına, arkadaşlarına giderdi. Şimdi insanlar bayramda sıkıntıdan kurtulmak için tatile kaçıyorlar. Yeni taşındığımız bina da iki bayram geçti kimse kapımızı çalmadı. Hoş geldine gelen bile olmadı. Oysaki evimiz depremde ağır hasar almış ve yıkılmıştı.
 
Şunu anladım ki, teknoloji öncelikle çocukların çocukluğunu almış ellerinden. Hiçbir çocuğun oyuna, arkadaşa ihtiyacı yok artık. Oyun için, arkadaş için cep telefonu, bilgisayar, sosyal medya, televizyon yetiyor onlara. Çocuklar soğuk. Birbirine tepeden bakıyor. Birbirine uzak. Bizim zamanımızda bir an bile görmeden yapamayacağımız arkadaş grubumuz vardı.
 
Büyüklerin de onlardan farkı kalmamış maalesef. İnsanlık, yardımlaşma, komşuluk, akrabalık, arkadaşlık bitmiş. Herkes menfaatinin, peşinde koşar olmuş. Gençler kıyasıya, diploma, kurs, kariyer peşinde yarış atı gibi koşar olmuş. İnsanlık çoğaltma tutkusu ile, köşeyi dönmeye odaklanmış. En lüks araba benim olsun. En geniş ev benim olsun. En güzel eşyalar, en markalı kıyafetleri ben alayım, en lüks lokantaya gideyim bir de şöyle selfie çekip atayım sosyal medyada da millet çatlasın havasında Çoğunluk.
 
Toplum, insanlar, gençler, çocuklar birbirinden uzaklaşıyor. Birbirimize yabancılaşıyoruz. Yalnızlaşıyoruz. Farkında mısınız? Bir Belgeselde seyretmiştim. Çin veya Japonya olabilir. Yüksek bir binada dar koridoru olan karşılıklı tek kişilik odaları olan ve yalnız insanların yaşadığı bir Blok. Tam hapishaneyi andırıyordu. Bu binada birisi ölmüş. Tam altı ay sonra komşuları fark etmişti. Nasıl mı? Evini, binayı böcekler istila etmişte ondan. Devlet yalnız yaşayan insanların defni için özel bir kurum dahi kurmuş. Görevliler özel elbiseleri ile odaya girdiler. Kişinin kokuşmuş bedenini torbaya, Kişiye ait özel eşyalarını da bir kutuya koyup erkek kardeşine teslim ettiler. 6 aydır görüşmediklerini söyledi kardeşi. Yüzünde kardeşini kaybetmiş olmanın üzüntüsü sezilmiyordu. Çok acı. Masa üzerinde bir bilgisayar ve borsaya ait notlar, telefonu vb şeyler vardı. Parası olsa belki orda yaşamazdı kimbilir. Bir telefonla yardım isteyecek durumu bile yokmuş demek ki. Çok hazin. ?
 
Hasılı, inşallah bu gidişle bu Belgeseldeki insanların durumuna düşmez bizim toplumumuz. Biz eski güzel günleri, arkadaşlığı, komşuluğu, akrabalığı, sevgiyi, saygıyı gördük. Evet yokluğu gördük. Yaşadık. Ancak çok mutlu idik. Hiç şikayetlenen insan misali yoktur hafızamda.
 
Şimdiki nesil bu duruma geldi ise, bundan sonraki nesil  ne görecek ben hayal bile  edemiyorum.
 
Ne diyeyim!
Yine son söz Rabbimizden:
Bir toplum kendinde olanı değiştirnediği müddetçe Allahta onların durumunu düzeltmez.
Başka bir ayette de:
"Başınıza gelenler kendi ellerinizle yaptığınız sebebi iledir. "Der. 
Maalesef, herkes, hepimiz ektiğimizi biçeceğiz.
İnşallah bu toplum eski günlerine, öz benliğine döner. 
Yine Rabbimiz bir ayette :BU GİDİŞ NEREYE ? Diye sorar insana.
Rabbim, SOSYAL BİR AFETE DOĞRU GİDİYORUZ.
 
Selam ve dua ile
Mesut Yücetürk
Mesut Yücetürk

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...