Çarşamba, 27 Haziran 2012 10:51

Suriye'ye Şimdilik

22 Haziran 2012 günü Türk Hava Kuvvetlerine ait bir RF – 4E Keşif Uçağı Suriye tarafından, Lazkiye'nin 13 mil açığında vurularak düşürülmüştür. Suriye özetle uçağın kendi hava sahasına izinsiz girmesi nedeni ile vurulduğunu ifade etmiştir. Türk Dışişleri Bakanının 24 Haziran 2012 günü basına yaptığı açıklamada ise; “uçağımızın silahsız olduğu ve Suriye karasuları hava sahasının dışında, radar sistemimizin denenmesi amacına dönük bir deneme uçuşu yaparken düşürüldüğünü” açıklamıştır.

Suriye yetkilileri açıklamalarında, olayda kaza, ihmal, yanlışlık gibi özünde özür barındıracak bir dil bile kullanmamıştır. Dolayısı ile gerekiyorsa özür dileyen taraf biz olmalıydık. Yani anında mukabele-i bilmisil kuralını işletip, şu anda sürdürülen değerlendirme, tedbir ve diplomatik faaliyetlere devam edilmeli idi. Kısacası uçağımızın Suriye tarafından düşürüldüğünün kesinleştiği anda Suriye uçaksavar mevziiler ile radar sisteminin bertaraf edileceği sınırlı bir hava harekatı icra edilmeli idi. Eğer böyle biz misillemeyi hak etmemişlerse, o zaman pardon diyerek insiyatifi elde tutmaya yine devam edilebilirdik. Bilinen bir gerçektir ki hava sahası ihlalleri günümüzde çok sık yaşanan bir hadisedir. Hem de silahlı savaş uçaklarınca. Bu gibi durumlarda yaygın uygulama, hemen diplomatik kanalların çalıştırılmasıdır. Türkiye açısından son derece vahim sayılan bu düşmanca hareket, hiçbir ikaz, önleme, görüşme vb. uygulamaya tevessül edilmeden uçağın vurulması şeklinde cereyan etmiştir.

Sayın Başbakanın Suriye’ye karşı salı günü açıklayacağı tedbir ve mukabil hareketlerin birincisi; “Suriye tarafından, özür dilenerek Türkiye'nin belirleyeceği maddi ve manevi zararının telafisi, kabul edilmediği takdirde, mutlaka misli ile mukabele edilmesi”  olmalıdır. Emekli General Adnan Tanrıverdi’nin dediği gibi ‘’Uluslararası sularda ve düşmanca hareketi olmayan bir Türk uçağının düşürülmesi karşılıksız kalmamalıdır. Yol olur. Pardon denildiğinde, yaptıkları yanlarına kar kalır. Biz de kayıplarımızla baş başa kalırız.’’ Aksi takdirde bölgesinde etkin ülke olma, Dünya’da sözü geçen olma vb. iddialarımızın tümünden vazgeçmek zorunda kalırız.

Mütekabiliyet uluslar arası ilişkilerde en temel prensiplerdendir. Mukabele-i bilmisil ise bu tür olaylarda bir haktır. Özetle Suriye ile ilişkilerimizin yakın tarihine baktığımızda anılan prensip ve hakkın pek kullanılmadığını görmekteyiz. Bu durumun müsebbipleri bugüne kadarki siyasi ve icra-i karar makamında olanlardır. Potansiyellerinin, güç ve etkisinin yeni farkına varan Türkiye’nin yeni yöneticilerinin aksiyoner yaklaşımları bize umut vermektedir. Ancak bu uçak düşürme hadisesinde şu ana kadar televizyon ve gazetelerde pek çok şey konuşuldu, yazıldı. Söylenmeye de, yazılmaya da devam ediyor. Bana göre ise söylenmeyen bir şey kaldı. O da Rusya’nın Suriye politikasında gizli.

Düşürülen uçağımız, Suriyelilerin ve bir başka gücün yakın takip altına aldığı bir bölgeden geçti. Özgür Suriye Ordusunun faaliyette bulunduğu Hatay Samandağı açıklarında oldu bu elim hadise. Uçağın düşürüldüğü bölgenin çok yakınında ne var? Suriye’nin Lazkiye Limanı. Bu limanda ise Rus Donanması’nın üç savaş gemisi. Bu gemiler nisan ayından bu yana o limanda demirli. Amiral Çabanenko savaş gemisi, Smetlivıy savaş gemisi ve Yaroslav Mudri firkateyni. Bunlardan Amiral Çabanenko savaş gemisinin özelliği ise; dünyanın en gelişmiş hava savunma ve radar sistemini taşımasıdır. Bu gerçeğin, düşürülen uçağımızla ilgisini ve verilmek istenen mesajı, yöneticilerimizin çoktan dikkate almış olduklarını şu ana kadarki fevrilikten uzak kararlı çabalarından anlıyoruz.

Bu ve diğer faktörlere rağmen Türkiye aynıyla karşılık verme hakkını herhalükarda kullanmak zorundadır. Artık büyük laf dinlemek yerine, büyük iş yapmak ve tarihe  geçmek zamanıdır. Silahlı kuvvetlerimiz, misillemeye devamlı hazır olmalıdır. İkincisi özür ve tazminat kabul edilmediği takdirde; ilk anda yapılması gereken olan, “uçağımızı düşüren hava savunma sistemlerinin tahrip edilmesi sağlanmalıdır.”

Yetmez, üçüncüsü; Suriye terörist devlet ilan edilmelidir.

Dördüncüsü; Suriye muhalefetine diplomatik misyon verilmelidir. Suriye adına, Suriye dışındaki muhalefet muhatap alınmalıdır. Gerek “Suriye Ulusal Konseyi” ile gerekse bu konseyin silahlı gücü olan “Özgür Suriye Ordusu Komutanlığı” ile  ikili anlaşmalar yapılmalıdır. Türkiye, misilleme dışında, askeri alanı açık olarak genişletmemeli, ancak muhalefeti açık ve dolaylı yollardan destekleyerek daha etkili hale gelmesini ve daha erken sonuç almasını sağlamalıdır. Yapmakta olduğu uluslar arası organizasyonları Suriye aleyhine işletme çabalarını sürdürmeli, ancak onlardan sonuç alıcı yaptırımların çıkmama veya zamana yayma ihtimaline (ki bu muhtemeldir) karşı tedbirler geliştirmeli ve gecikmeksizin devreye sokmalıdır.

Kaybetmenin sathı mailine giren Esed, kendini destekleyenlerin ne derse yapacağı bir konuma gelmiştir. Onu destekleyen ülkeler ise Suriye ile ilgili çıkarlarının devamını nasıl sağlayacaklarını düşünedursunlar.

 

Yakup Evirgen

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

2 yorum

  • Yorum Linki uygur Cumartesi, 08 Eylül 2012 18:01 yazan uygur

    sa, http://en.wikipedia.org/wiki/Udaloy_class_destroyer#Udaloy_II adresinde ki silahlar kısmındanda görülebileceği gibi Amiral Çabanenko üzerindeki uçaksavar füzelerinin menzili sadece 12 km. Hakeza Yaroslav Mudriy'dede aynı füze var. zaten iki gemide ASW amaçlı bir gemi. pekde modern denemeyecek bir AAW gemisi olan Smetlivy'deki füzeler ise 35 km menzilli. Gemiler uçağın düştüğü yerden bu 35 km'den daha yakın olması gerekir ki Ruslarla ilgili bir şüphe gönlümüze düşsün.

    Raporla
  • Yorum Linki hasan köker Salı, 03 Temmuz 2012 14:02 yazan hasan köker

    yakupcuğum çok güzel yazıların var ,tebrik ederim ,nerelerdesin,yazarsan sevinirim.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...