Salı, 30 Nisan 2013 16:52

ORTADOĞU - LİDERLİK

 

İki cazip kelime, İnsanlığın içinden çıktığı yer ve peşinden koştuğu kavram. Hz. Âdem ile Hz. Havva’nın Allah (C.C)’ın lütfuyla buluştuğu (Arafat) yeri barındıran ve insanlığın çıkışının beşiği olan Coğrafya; Ortadoğu. Tılsımını, cazibesini insanlığın varlığı ile devam ettiren ve ettirecek olan önemli, kıymetli Coğrafya. İnsanlığın doğuşuna beşiklik yapan bu Coğrafya aynı zamanda insanla beraber yürüyen “ Liderlik” kavramının da doğuşuna beşiklik yapmıştır. Hz Âdem ile başlayan bu liderlik süreci dünyanın kıyametine kadar cazip bir şekilde devam edecektir. Menfi ve Müspet değişik neviden “Liderleri” bu Coğrafyada görmekteyiz. Enesine mağlup olan en şerli Firavun gibi bir lider, Enesine galip, güzel ahlak sahibi “ Resullullah” (a.s.m) gibi bir lider de bu Coğrafyada yaşamıştır. Tabii ki tarihi bir inceleme yapsak nice değişik nevi liderlere bu bölgede rastlarız.

   Bu Coğrafya bize liderliği ve lider olmayı hakikatiyle öğretmiştir. Aslında Cenab-ı Hak her insanı bir lider olarak yaratmıştır. Fakat geniş dairedeki liderlikler hep nefsimize hoş gelmiş, çapı ne olursa olsun bizi peşinden koşturmuş, bizi asıl liderlik sürecinden hep saptırmış ve gözümüzü boyamıştır. Esasın da nefsin hoşuna gitmeyen liderliği unutmamalıyız.

   Her insan bir “Liderdir”.

   Nasıl mı?

   Evet, Cenab-ı Hak trilyonlarca hücrenin, bununla bağlantılı organların, duyguların ve de bu parçaların oluşturduğu bir vücudun “Lideri” olarak yaratmış her insanı. Ve insan da en hakikatli ve şiddetli bu “Liderliğinin” hesabını verecek. İnsan sahip olduğu hücrelerine, organlarına ve duygularına yaptığı liderlik ile kazandığı anlam ve önem nispetinde muvaffakiyet elde edecektir. Kendinin lideri olarak ya bu vücudunu ihlasla, iyi niyet ve nazarla hayra yönlendirerek, A’la-yı İlliğine çıkacak ya da niyetini bozup şerre girip Esfeli Safiline düşecektir. İşte Ortadoğu’nun liderlik kavramına yüklediği en önemli anlam budur. Bu coğrafyada yaşanan liderlik örnekleri bize gerçek liderliği öğretmektedir.

     “Güzel Ahlakın” liderliğin temeli olduğunu öğreten en güzel, en mükemmel uğruna kâinatın yaratıldığı lider; Resulullah ( a.s.m) da bu coğrafyada doğmuş ve liderliği devam etmektedir. Bu güzel ahlakın timsali bu güzel, bu mükemmel Lider de bize insanın esasında kendinin lideri olduğunu ve önemli olanın bu liderliği eda etmenin gerekliliğini hayatı ile göstermiştir. Bu kritik liderlik vazifesinin önemini ise şöyle vurgulamıştır: Resullullah (a.s.m) bir gün Sahabeyi Güzin ile beraber döndüğü büyük bir harp sonrası “ Şimdi büyük harp başlıyor demesi üzerine Sahabenin; yaptığımız harpten daha büyük bir harp olur mu? Sorusuna karşılık, evet esas büyük harp nefis ile yapılan harptir” diyerek, insanın hakikatte liderliğin kendi kendine yani nefsine hâkim olmak olduğunu belirterek, kişinin bu harbi kazanmasıyla orantılı lider olabileceğini anlatmak istemiştir.

     Elhasıl bize düşen her birimizin zaten bir lider olduğumuzu idrak ederek, bunu uzaklarda aramadan, nefsimizi ıslah etme liderliğini göstermektir. Bu liderliğe layığı ile muvaffak olanlara Cenab-ı Hak yeri geldiğinde geniş dairede ki liderlikleri lütfetmektedir. Önemli olan nefsimizi İMAN- TEVHİD- TESLİM- TEVEKKÜL çizgisinde hareket ettirerek, Saadet-i Ebediye hedefine Allah( C.C) ‘nin lütfuyla ulaşan muzaffer bir lider olmaktır. Allah (C.C) bizlere nefsini ıslah ederek, gerçek liderliği anlayan, bunun gereklerini yapan ve de Allah (C.C)’nün rızasını kazanan lider olmayı nasip etsin. Âmin

Unutmayalım ki “ Nefsini ıslah edemeyen, başkasını ıslah edemez”

Sadık Güray Balatekin

Ortadoğu, Balkanlar ve Asya Gelişmeleri Uzmanı

Son Düzenlenme Salı, 30 Nisan 2013 17:13
Sadık Güray Balatekin

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

1 yorum

  • Yorum Linki Adnan Tanrıverdi Çarşamba, 01 Mayıs 2013 11:25 yazan Adnan Tanrıverdi

    Güray Bey, Liderlik yorumunuzu çok beğendim. Gerçek bu dur. Her gayret ve faaliyetimizde Allah rızasını ararsak, bize yüzünü dönmüş insanları razı edebiliriz. İlişki ve irtibatta olduğumuz insanları ve canlıları razı edebilmiş isek de Allah'ü Teâlâ'yı razı etmişiz demektir. Dünya hayatında Cenneti kazanmayı hedef alan kişinin hedefi de ameli de doğrudur. Hayatın ne zaman sonlanacağı bilinmediği için, yaşamın her anı amacı gerçekleştirecek şekilde olmalıdır. Allah bizi önce nefsimizin şerrinden muhafaza etsim.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...