Uyarı

JUser: :_load: 989 kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.
Cumartesi, 16 Aralık 2017 14:45

İslam Dünyasının Kudüs'le İmtihanı

İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT) Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ve Kudüs gündemi ile 13 Aralık 2017 de İstanbul da toplandı. Toplantıya 57 İslam ülkesinden 48 ülke katıldı. Katılımın yüksek ve üst düzeyde olması İslam dünyasının Kudüs gibi kutsal bir belde için ne kadar duyarlı olduğunu dost ve düşmana gösterdi. Toplantıda Kudüs’ün 6 Aralık 1917 tarihinde Müslümanların elinden alınmasının yüzüncü yılında, yani6 Aralık 2017 de ABD başkanı Trump tarafından İsrail’in başkenti ilan edilmesi görüşüldü. Açılış konuşmasını dönem başkanı sıfatı ile yapan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan “İlk kıblemiz olan Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etme kararı hükümsüzdür. Trump’ın kararı Müslümanların ve Hristiyanların haklarının gasp edilmesidir. Bu karar Birleşmiş Milletler kararlarının ihlal edilmesidir. İslam işbirliği teşkilatı olarak, yaptığımız bu zirve ABD yönetiminin attığı provakatif adımının vahameti açısından tarihi bir mesaj taşıyor. ABD yanlışından dönmelidir” dedi. Cumhurbaşkanımızın ABD ve İsrail’ e yönelik kesin ve kararlı ifadeleri İİT toplantısının da seyrini belirledi. Yapılan görüşmeler sonucunda açıklanan bildirgede şu sonuçlar yer aldı.

  1. Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti ilan ediyoruz. Dünya Filistin devletini ve işgal altındaki başkenti tanımalıdır.
  2.  ABD Başkanının Kudüs’ü işgalci İsrail’in sözde başkenti olarak tanıyan kararını kınıyor ve reddediyoruz. ABD, tutumlarıyla barışı tehdit etmektedir, barış sürecindeki rolünü tanımıyoruz.
  3.  Birleşmiş Milletler Güvenlik konseyi, derhal Kudüs’ün daha önceki kararlarına göre iki bölgeli yasal statüsünü teyit etmeli ve İsrail’in işgaline son vermelidir. Konsey harekete geçmezse, bu ağır ihlali Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna götürmeye hazır olduğumuzu teyit ediyoruz.

İİT tarafından toplantıda 13 Aralık 2017 İstanbul zirvesi olarak tarihe geçecek olan kararlar ABD, İsrail ve küresel güçlere karşı son zamanlarda verilmiş en anlamlı cevaptır. Davos görüşmelerinde “One minute diyerek İsrail devlet başkanına haddini bildiren, İsrail’e Mavi Marmara gemisi ile ilgili hadsizliğinde özür diletip tazminat ödemeyi kabul ettiren Türkiye, bu seferde İslam Ülkeleri ile birlikte ilan edilen bildiri ile Trump ve ABD’ye de haddini bil ikazı yapmaktadır.

Arap baharını kışa çeviren,Asimetrik savaş yoluyla İslam ülkelerindekiterör örgütlerini destekleyerek maşa gibi kullan bu güçler İİT toplantısını ve kararlarını kolay hazmedecek gibi görünmüyor. Nitekim İİT toplantısına bakan düzeyinde katılan Suudi Arabistan’ın veliaht prensi Muhammed bin Salman’ın ‘Arap dünyasının lideri’ sıfatıile, İsrail istihbarat bakanı tarafından, İsrail- Filistin barış sürecinin sponsoru olması isteği ile İsrail’e davet edilmesi yeni oyunların habercisi. Veliaht salman, Suudi Arabistan da kendine rakip olabilecek kraliyet üyelerini tutuklaması, 450 milyon dolara Leonardo Da Vinci’nin Hıristiyanlar için önem taşıyan Dünyanın kurtarıcısı Tablosunu alması, ABD ve İsrail’e yakınlığı ile tanınıyor. Salman üzerinden Suudi Arabistan’ da senaryolar zaten devredeydi. Bu senaryoların İslam ülkeleri ile ilgili yönleri de yakında ortaya çıkar.

Dünyada Birleşmiş Milletler’e üye 196 ülke var. İİT İstanbul kararlarının Birleşmiş Milletler ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ülkelerinde kabul görmesi için alınması gereken çok yol olduğu aşikâr. Ancak İslam ülkeleri attıkları İİT İstanbul kararları ile ilk defa bu kadar birlikte dik duruş sergilediler. Bu anlamlı duruş küresel güçler için bir ikazdır. Devamlılığı adil bir dünya için gereklidir.Bu birlikteliğin bir adım ötesi İslam Ülkeleri Parlamentosu, İslam ortak para birimi ve İslam savunma gücünün oluşturulmasıdır.

Başta Filistin’de olmak üzere Müslümanlar, ABD başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail başkenti ilan etme kararına insani ve toplumsal tepkilerini gösterdiler ve gösteriyorlar. Ekonomik yaptırımların anlamını kavlayan Müslümanlar İsrail’in en büyük dayanağı ekonomik gücünü kırmak için İsrail mallarını Boykot kampanyaları başlattılar. İsrail’in mallarına karşı olmak, muadili varsa onu almak yoksa en kısa zamanda Türk savunma sanayisinde olduğu gibi alternatiflerini üretmek, başta Türkiye’de olmak üzere bütün İslam ülkeleri için sorumluluk olarak kabul edilmelidir. ABD devlet başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’i başkenti ilan etmesiyle Sayın Cumhurbaşkanımız önderliğinde İslam dünyasında ve Türkiye’de meydana gelen tepkilere anlamak istemeyen veya yeterince anlamayanlar için de hatırlatmak istediğim ilgili çevrelerin slogan halinde söylediği ‘susma sustukça sıra sana gelecek.’ sözüdür. Bugün ABD’nin Kudüs için aldığı güce dayalı haksız karar, yarın Türkiye dâhil her ülke için tehdit ve tehlikedir. İslam dünyasının devletleri ve milletleri ile Kudüs için verdikleri mücadele; zalime karşı mazlumun, güce karşı hakkın savunulmasıdır ve insanlar var oldukçavar olan imtihanımızdır. Kerbela’daki Hz. Hüseyin’in dik duruşudur. Hz İbrahim’in ateşe atılmasında ağzında bir damla suyla ateşi söndürmeye giden karıncanın tavrıdır. Zulme karşı durarak imtihan veren yiğit insanlara selam olsun…

Mehmet İnkaya

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...