Bugün İHH öncülüğünde ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Türkiye ziyaretine yönelik İncirlik üssüne bir protesto yürüyüşü düzenlendi.

Bu protesto yolculuğuna çıkan onlarca dostum ve arkadaşım vardı. Ben katılamasam bile onlar üzerinden an be an yolculuğu takip ettim.

Birlik ve beraberliğimize katkı sağlayacağını düşündüğüm bu yolculuğun başarısı için dua ettim.

Bu protesto konvoyuna katılan kıymetli bir dostum soluk soluğa bugün beni aradı ve Türk Polisinin miting esnasında bazı provokatif olaylar sonrası hedef gözetmeksizin sis ve gaz bombası kullandığından bahsetti.

Güvenlik güçlerimizin bu tür provokatif olaylara müdahale etmesi normal olmakla beraber uyguladığı yöntem ve orantılı orantısız güç dengesi son derece önemli.

Kıymetli dostum polise giderek sitem ettiğini ve taşlı saldırıların bir grup tarafından yapıldığını onlara müdahale edilirken bu taşkınlıkla ilgisi olmayan kesimlere ve özellikle grupların arkasında ki başörtülü kadın ve çocukların olduğu bölgeye gaz bombası atılmasını kınadığını ifade etti.

Taşkınlık çıkaran gruplara yönelik yaptığı araştırmada Zafer Partisi mensuplarının provokasyonunun olabileceğini değerlendirdikleri ifade etti.

Ümit Özdağ’ın Suriyeli mülteciler konusunda ve bir camide Cuma hutbesinde Mustafa Kemal ile ilgili yaptığı provokatif çıkış aklıma geldi.

Bu hususta Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’a soruyorum;

“Bugün düzenlenen İncirlik protesto mitinginde partinizin taraftarlarından olaya karışan var mıydı? Sizin yönlendirmenizle Üs bölgesine ve polislere taş atan yandaşlarınız var mıydı?”

Vatandaşlarımıza karşı gaz bombası atan polisler arasında kasıtlı bir tahrikte bulunmak isteyen olmuş olabilir mi? Sualinin detaylı olarak incelenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Hatırlarsanız Gezi eylemlerinde göstericilerin çadırlarını yakan polis ve zabıta görevlilerinin birçoğunun FETÖ bağlantısının tespit edildiği basına sızdı.

Bugün oluşan olaylar karşısında İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın mitingi tamamlamadan bizimle gelenleri alanı terk etmeye davet ediyorum çıkışı son derece olumlu ve yerinde bir çıkış olmuştur.

Böylece devletini karşısına almadan katil terör devleti İsrail’i destekleyen Yahudi tıynetli ABD Dışişleri Bakanının protestosunun çığırından çıkmasını önleyecek bir liderlik tavrı sergilemiştir.

Kendisini tebrik ediyoruz.

Devletimizin yetkili organlarını da Ümit Özdağ ekibi başta olmak üzere ülkemizde varlık göstermeye çalışan PKK/PYD, Hizbuttahrir, DAEŞ gibi terör örgüt mensuplarının varlık gösterip göstermediğinin ve Alparslan Kuytul'un kurucusu olduğu Furkan Vakfı mensuplarının olup olmadığının araştırılması için çalışmaları dikkatle yapmalarını bekliyoruz.

Çok geçmeden yazılı bir açıklama ile bu konu kamuoyu ile paylaşılmalı ve böylesi eylemlerin üzerinde şüpheye fırsat verilmemelidir.