Cuma, 22 Aralık 2023 16:49

Tuzla Piyade Okulunda horoz dövüşü

Türkiye 1950’lerden beri fikri olarak laik anti laik, Kemalist ve anti Kemalist tartışmaları ile kutuplaşarak bugünlere kadar geldi.

Sanayileşme ve üretime yoğunlaşarak teknoloji hamlesi yapmak yerine Atatürkçülük ve İslam karşıtlığı ile gündemini doldurdu.

Siz bugüne kadar ben Atatürkçüyüm diyen ve İHA/SİHA üreten bir teknoloji mucidi gördünüz mü?

Ya da sanayileşme atılımını gerçekleştiren bir Atatürkçü?

İşte Uçak fabrikasını kapatanlar, Nuri Killigil silah fabrikası sabotajını örtbas edenler ve devrim otomobilinin üretimini hayata geçirmeyen ve kendilerini gizlemek için Atatürkçülük kılıfı arkasına gizlenen bu anlayış artık köhnemiş geçmişimizde tarih olmak üzere.

Bugün dindar olarak ve yeşil sermaye olarak yaftalanan Baykar Makine dünyaya Türk’ün şahlanışını ilan eden Kızılelma ve Akıncı’yı göklerle buluşturdu.

Türkiye gündemini sığ, bağnaz ve kısır tartışmalar yerine “Teknofest gençliğini” motive edecek teknolojik atılımlarla coşturdu.

Düne kadar din subayı kadrolarını boş bırakanlar 15 Temmuz sonrası FETÖ’nün kadrolarının tasfiyesi ile dindar subay eksikliğini iliklerine kadar hissetti.

Hissetmiş ki süratle TSK kadrolarına din hizmetleri subayı alındı. Ve komutanlar kışlalarda askerleri ile beraber bayram namazı, Cuma namazı kılmaya özen gösterdi.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde maneviyatın ne denli önemli olduğu cephede ve sahada daha iyi anlaşılıyor aslında.

Mehmetçiğin “Allah Allah” nidaları ile hücuma kalkmasının, “ölürsem şehit kalırsam gazi” anlayışının altında hep dini manada manevi motivasyonun olduğu biliniyor.

Hakiki manada inanmış bir asker, harekât alanında tüm dünyaya meydan okuyabilir.

İşte tüm dünyanın bir muharebede en çekindiği konu, inanmış bir askerin yapabileceklerinin üst sınırının olmamasıdır.

Bu yüzden tarih boyunca nice "az"lar, nice "çok"lar karşısında muzaffer olmuşlar, tarihin altın sayfalarında yerlerini almışlardır.

İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamın devam ettiği bu günlerde İsrailli bir stratejistin bu manayı destekler mahiyette;

“Gazze halkının dinlerinden aldıkları manevi bir kuvvet var. Onlar Allah için cepheye koşarken biz topraklarımız için onlara savaş açıyoruz. O yüzden başarılı olamıyoruz.”

Diyerek, manevi gücün ve imanın ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor.

Peki bizim Piyade okulunda yaşanan adli olay üzerinden dindar TSK personeline saldıran cephe ne yapıyor?

Atatürkçülük ve İslam anlayışını dövüştürüyor.

İslam dinini cemaat ve tarikatlardan mütevellit olduğu göstermeye çalışırken aynı zamanda bu tarikat ve cemaatlerin İslami değerlerden uzak olduğu algısını oluşturmaya çalışıyor.

Aynı saflarda silah arkadaşlarıyla şehadete koşacak Teğmen rütbesindeki kahraman askerleri ringde horoz misali dövüştürerek bıyık altından gülümsüyor.

Ama bu kez başaramayacaklar; Feraset ve izan sahibi Türk Milleti bu oyuna gelmeyecek.

İslam’ı ve İslami değerleri rehber alan kahraman Türk Milleti'nin bağrından, bu ülkenin kurucu değerleri ile kavgası olmayan bir nesil yetişiyor.

Hakikat işte burada gizli…

Bu yeni nesil kendisine İslâm'ın ilk ayeti olan "Oku" emrine uygun olarak bilimi, teknolojiyi, sanayileşmeyi, çağdaşlığı referans alırken, fikirler üzerinden birilerini ötekileştirmeyi değil, kardeşçe yaşamayı tesis edecek ortamı oluşturuyor.

Bir sonraki yazımızda inşallah Metehan’dan günümüze Türk Ordusunun milli ve manevi gücüne değinen yazımızla karşınızda olacağız.

22.12.2023

 

Ersan Ergür

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...