Uyarı

JUser: :_load: 239 kimlikli kullanıcı yüklenemiyor.
Perşembe, 03 Aralık 2009 14:30

2009 ARALIK Yüksek Askeri Şura milat olabilir.

2009 ARALIK Yüksek Askeri Şura milat olabilir.

 

Ülkemiz; modern, çağdaş ülkelerde benzeri olmayan çift yargılı bir ülke. Bu yargılardan biri Askeri yargı, bünyesinde her türlü mahkeme var. Kendi mahkemelerine güvenmeyen TSK ,  1988 den beri yargılamadan Subay ve Astsubayları kararları yargı yoluna kapalı olan YAŞ (Yüksek Askeri Şura)  ile tasfiyeye tabi tutuyor. Gerekçe çok komik “Disiplinsizlik” .

 

Disiplinsizlikle suçladığı bu kişileri Mahkemeye çıkarmıyor. Neden? Çünkü olar Disiplinsiz değiller aksine çok disiplinli ve başarılılar. Onları atanlar verdikleri takdirlerle bunu doğruluyorlar. (1) Gerçekte onlar milletin değerlerine saygılı ve dini inançlarını yaşama gayretinde olan Subay ve Astsubaylar.

 

Milletin değerlerine savaş açanlar, Sarıkız, Ayışığı darbelerini planlayanlar, Ergenekon ve Kafes yapılanmalarını oluşturanlar, İstikrarsızlık olsun diye yüzlerce masum çocuğu öldürmeyi bile göze alanlar bunun için plan yapanlar milletin değerlerine saygılı ve dini inançlarını yaşama gayretinde olan Subay ve Astsubayları kendilerine engel görüyor. Bu sebeple de mahkemeye çıkarmadan YAŞ karaları ile onları tasfiye ediyor.

 

Tasfiyeyi isteyenler dönüp millete “Türk Silahlı Kuvvetleri, her fırsatta hukukun üstünlüğüne ve yargıya saygısını ifade etmiş, yargı kararını vermeden insanların peşinen suçlu ilan edilmelerinin evrensel hukuk kurallarına ve masumiyet karinesine aykırı olduğunu vurgulamıştır” (2) açıklamasını yapıyorlar.

 

Tavsiye niteliğinde olan YAŞ kararlarına önce şerh koyup sonra imzalayarak kararları tavsiye olmaktan çıkarıp yürürlüğe sokanlar da kendi bindikleri dalı kesiyorlar.

 

Brifinglerden geçmiş veya Gayri Nizami Harp unsuru olma ihtimali olan bazı gazetecilerde bu zulme çanak tutuyor. Son örnek Sözcü gazetesi. 29 Kasım 2009 Tarihinde “AKP, Askerin attığı irticacıları memur yaptı” diye manşet atarak Milletin değerlerine savaş açanların, Milet ve Din düşmanlarının sözcüsü olduğunu bir kere daha tescilliyor. Zulme maruz kalanları suçlu imiş gibi lanse etmeye çalışıyor. Uyanın artık avanaklar millet bu kara propagandaları yemiyor. 

 

Emirle haber yaptığını düşündüğüm Başak KAYA isimli nefer  “Yobaz subaylar”  dediği bu kişileri tanıyor mu? Bu kişilerin kurduğu ASDER den (Adaleti Savunan Derneğin) haberdar mı? Sanmam.

 

Hangi çağda yaşıyorsun be kalbi soyadı ile müsemma insan; Haberi yapmadan en azından araştırmacı gazetecilik adına internete gir bu kişileri tanımaya çalış, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 nci maddesine bak, zulme uğrayan ve yargısız infaza tabi tutulan memleket sevdalısı bu arkadaşların memur olmalarına bir engel olmadığını gör.

 

ARALIK 2009 Şurası toplanacak. Şura öncesi şurayı etkilemek için emir almışsın birilerinden belli görmezsin görmek istemezsin tabi görevini yapmakla memursun anladık.

 

Toplanacak ARALIK 2009 Şurası milat olabilir.

 

“Şûra'da; Silahlı Kuvvetleri siyasetle ilgilenmek zorunda bırakan, darbe ve müdahalelere sevk eden, Milletin Jandarması konumuna sokan, kışlasından çıkaran, iç güvenliği dış güvenliğin önüne geçiren sebepler görüşülmeli ve sonunda, Millete aşağıdaki açıklama yapılmalıdır.

1.    Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda, Silahlı Kuvvetlerimizin üstlendiği, Cumhuriyeti koruma ve kollama misyonu, Devletin Yasama, Yargı ve Yürütme Ergleri ile bilinçlenmiş sivil toplum kuruluşları tarafından etkili bir şekilde üstlenilebileceğinden, artık bu görev silahlı kuvvetlerimizden alınmalıdır. Bunun için TSK İç Hizmet Kanunun 35 inci maddesi, TSK'nin, idareye re'sen el koymasına yasal dayanak yapılamayacak şekilde değiştirilmelidir.

2.    Genelkurmay Başkanı dahil beş Orgeneralin Milli Güvenlik Kuruluna üye olması, Silahlı Kuvvetlerimizin üst Komuta Kademesini ve Karargahlarını iç ve dış siyaset ile aktif olarak ilgilenmek mecburiyetinde bırakmaktadır. Olumsuzluklara sebep olan bu durumun düzeltilmesi için MGK 'nun oluşumu ve görevleri ile ilgili yasal mevzuat yeniden düzenlenmelidir.

3.    Milli Güvenlik Siyaseti Belgesinde (MGSB) belirtilen iç tehditlere karşı tedbir alma görevi verildiğinden, Genelkurmay Başkanlığınca hazırlanan “İrtica İle Mücadele” ve benzeri iç güvenlik görevlerine ait planlar, TSK' ni millete karşı savunma planları hazırlayan, Milletin bir kısmını tehdit ve düşman olarak algılayan bir güç konumuna sokmakta ve Millet ile TSK'nin arasına büyük uçurumlar koymaktadır. Bu tür tehditler, asayiş meselesi olarak algılanmalı ve bertaraf edilmesi görevi Silahlı Kuvvetlere verilmemelidir.

4.    Silahlı Kuvvetler personeli, savaş hukukuna göre yetiştirildiğinden, iç güvenlik görevlerinde kullanılması, kendi vatandaşlarımıza karşı hukuk dışı uygulamalara sebep olmaktadır. İç güvenlik ve asayiş görevleri, hukuk nosyonuna sahip güvenlik güçleri tarafından üstlenilmeli, Silahlı Kuvvetler, tamamen dış tehditlere karşı donatılıp eğitilmelidir. Bu nedenle, Silahlı Kuvvetlerimiz, aşamalı olarak aktif iç güvenlik görevlerinden çekilmelidir.

5.    Yüksek Askerî Şûra, Silahlı Kuvvetlerimiz ile ilgili Kanun, Tüzük ve Yönetmelik Taslakları, Strateji, konsept, hedef ve ana programlar hakkında görüşler bildiren bir istişare organıdır. 1982 Anayasası ve daha sonra 926 sayılı TSK Personel Kanununda yapılan değişikliklerle, bu kurula verilen yetkiler ve bu yetkilerin yargı denetimi dışında tutulması, YAŞ'nın hukuk dışı uygulamalar yapan bir kurum olarak algılanmasına ve bazen de keyfiliğe sebep olmaktadır. Askerliğin temeli disiplin, disiplinin olmazsa olmazı da İTAAT ve HUKUKA riayettir. Her ne sebep olursa olsun, idarî işlemler yargı denetimine kapalı olmamalıdır. Bunun için Anayasa'da ve Kanunlarda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

6.    Kuruluş amacı Askerî Disiplinin temini olan Askerî Mahkemelerde, askerî sistem içinde, hakim güvencesi zedelendiğinden, yargı birliği sağlanacak şekilde, ama askerî disiplinin zedelenmesini önleyecek tedbirler alınarak, Askerî Yargı Sistemi yeniden düzenlenmelidir.

7.    Kuvvet Komutanlıkları kuruluşunda bulunan askerî okullar Milli Savunma Bakanlığına bağlanmalı; askere alma işlemi ve sorumluluğu, yükümlülerde olduğu gibi profesyonel personelde de MSB lığına bırakılmalıdır. Uygulamalı eğitimi içeren sınıf okulları ise Kuvvet Komutanlıklarına bırakılmalıdır.”

 

ASDER onursal Başkanı E.Tuğgeneral Adnan TANRIVERDİ’nin www.adnantanriverdi.com ve www. as-der.org.tr sitelerinde yayınlanan ve ilgili bölümünü yukarıya aldığım “Türk Ordusu Demokratikleşebilir” başlıklı yazısında ki çağrı yapılacak olan Aralık 2009 Yüksek Askeri Şura’sın da dikkate alınmalı ki aynı zülüm bir daha yaşanmasın, ülkemiz dünya ülkeleri arasında hak ettiği yeri alsın ve Şuraya katılanlar tarihe geçsin, hep hayırla anılsın. Zira bu millet iyi ya da kötü kendine yapılanları unutmaz.

 

01 ARALIK 2009

Nurettin YAVUZ

ASDER Genel Sekreteri

 

 

 

 

 

(1)   “Ben Disiplinsiz Değilim” kitabı Adaleti Savunanlar Derneği yayını

(2)   http://www.tsk.tr/10_ARSIV/10_1_Basin_Yayin_Faaliyetleri/10_1_Basin_Aciklamalari/2009/BA_06.html

Nurettin Yavuz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

3 yorum

  • Yorum Linki Vehbi Kara Cuma, 11 Aralık 2009 04:01 yazan Vehbi Kara

    Nurettin Kardeşim
    keşke dediğin gibi bir milat olsaydı. Fakat biz neler beklerken Başbakanımız komutanların ağzı ile konuştu. Demek ki daha çook çalişacağız. Gayret bizden tevfik Allah'tandır.
    Çok beğendiğim güzel yazılarınızın devamını dilerim.

    Raporla
  • Yorum Linki bulentuzman Cumartesi, 05 Aralık 2009 16:46 yazan bulentuzman

    subay namaz kılıyor tsk nın temel yapısı bozuluyor. subayın karısının başı örtülü tsk nın temel yapısı bozuluyor/subay darbe yapıyor,darbe planı hazırlıyor,subay askeriyeden silah kaçırıyor gömüyor,subay eratın eline pimi çekilmiş bomba veriyor.subay küçücük ceylanı roket atarla vurduruyor.subay mason oluyor.subay kaçakçılık yapıyor,fuhuş yapıyor tsk nın yapsısı bozulmuyor.afedersiniz namus diye bir kavram var mı?

    Raporla
  • Yorum Linki Mehmet ERDİL Cuma, 04 Aralık 2009 02:14 yazan Mehmet ERDİL

    Eline sağlık velakin konu doğruda olsa biz yaşayıp biz düşünüp biz yazıyoruz biz okuyoruz biz zaten biliyoruz. aslında onlarda bilmiyor olamazlar ama ilgisizler. ilgili olmaları için bir yol olması lazım, sanıyorum biz bu yolu bulmakta başarısızız. Mesela Adalet Bakanının, Adaleti savunanlar derneğini ziyaret etmesini sağlamak ve hatta onun fahri üye olmasını beklemek çok zor olmamalı zira derneğimizin çok kıymetli yani yabancılarda olsa baş tacı edecekleri bilge bir başkanımız var tek başına bile yetmez mi? saygılarımla

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...