Yemin metinleri
Çocuklarımıza her gün “andımız” adı altında ırkçılığı ifade eden metinler söyletiliyor. Çağdışı ve faşist uygulamaların çok tipik bir gösterisi olan bu durumun kaldırılması gerekiyor. Sadece ilköğretim kurumlarında mı? Hayır, Meclis’te bile bu ilkel tutum halkın temsilcilerine söyletiliyor.
Mecliste yapılan yemin töreni demokrasimizin kaçıncı ligde olduğunu ve seviyesini çok güzel bir şekilde gösteriyor. Gönül ister ki hükümetimiz bu utanç verici gösterileri değiştirecek çalışmalar yapsın. Fakat nerede, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere böylesine çağdışı ve baskıcı tutumlardan hiç rahatsızlık duymuyor ki?
CHP, son zamanlarda parti içi tartışmalar ile çalkalanıyor. Başörtüsü sayesinde bu partimiz nihayet tekseslilikten ve lider sultasından kurtulmaya başladı. Peki, diğer partiler özellikle AKP’de böyle tartışmalar yapılabiliyor mu?
Eğer demokrasinin kurumsallaşmasını ve ülkemizde iyice yerleşmesini istiyor isek Sayın Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi “Hangi siyasi parti de demokrasi var? CHP’de var mı? Hiçbirinde yok. Siyasi Partiler Yasası, 12 Eylül’ün ürünü” sorularını sormamız ve gerçekleri ifade etmemiz gerekiyor. Yok, “ben günümüzü kurtarmak istiyorum, benden sonrası tufan” diyerek mevcut antidemokratik yasalar sayesinde siyaset yapmayı düşünenler var ise bu insanlara biraz da acıyarak bakmak lazım. Gelecek nesiller onlar hakkında hiç de iyi şeyler söylemeyeceklerdir. Zira dünya Ay’a giderken bizim yaya kalmamızın en önemli sebeplerinden birisi, işte bu bencil ve sadece kendi menfaatini düşünen politikacılar nedeniyledir.
Aslında Cumhuriyetimiz kurulurken çok sağlam temeller üzerine bina edilmiştir. Bir Cuma günü, yani 23 Nisan 1920’de Cuma namazından sonra tekbir ve Kuran’lar okunmak suretiyle açılış yapılmıştır. Bediüzzaman’ın Meclis’te okunan beyannamesinden sonra namaz kılanların sayısı artmış, Meclis’in camisi yeterli gelmediği için yeni bir yer açılmıştır.
Sadece Meclis’te mi devletimizin her kurumunda bin yıllık inancımızın etkileri görülmüş hatta İstiklal Savaşı boyunca alkollü içkilerin üretilmesi ve satışı yasaklanmıştır. İlginç olması bakımından askerlerin yemin töreninde kullandıkları metni nazarlarınıza sunmak istiyorum. Bakın 6 Eylül 1937 tarihindeki Harp Okulu Yemin Talimatı nasıldı?
“Ben sulhte ve harpte,
Karada ve denizde
Ve havada
Ve her nerede olursa olsun,
Milletime ve Memleketime daima
Doğruluk ve sadakatle hizmet
Ve hükümet-i cumhuriyetimizin
Bütün kanun ve nizamlarına
Ve amirlerimin her türlü emirlerine,
Bütün kalbimle
İtaat etmekten ayrılmayacağıma
Ve Milletimin namını,
Mukaddes ve şerefli sancağımın şanını
Ve askerliğin namus ve şerefini
Canımdan aziz bilip
Bu uğurda
Seve seve canımı feda etmekten
Hiç bir zaman çekinmeyeceğime
Ve her zaman vazifesini,
Namusunu sever,
Özü ve sözü doğru
Ve gayretli,
Bir asker olarak
Çalışmaktan başka
Bir şey düşünmeyeceğime;
Cenab-ı Allah’ın Kelâmı olan
Kur-an’ı Azim-üş-şan’a el basarak
Yemin ediyorum.”
“Vallah ve billah”
İşte, böyle sevgili okurlar. Sağlam temeller üzerine kurulmuş olan Cumhuriyetimiz ne yazık ki ihtilaller ile devletin başına geçen diktatörler sayesinde bu hale getirilmiştir. Eğer bu durumdan kurtulmak istiyor isek aslımıza rücu etmeli yani imanımızı güçlü ve yaşanır kılmak mecburiyetindeyiz, vesselam…