Fırtınalı bir kış günü korsanların neredeyse her hafta bir gemi kaçırdıkları Aden körfezine gelmiştim. Gemimin makinasında müzmin arızalar vardı ve hemen hemen her gün stop ederek onarmaya çalışıyorduk.
Kızıldeniz ile Aden Körfezinin birleştiği Babülmendep Boğazına gelince askeri gemilerin eskortladığı yani koruma sağladığı konvoya katılmam gerekiyordu. Fakat konvoy iki gün sonra ileri hareket edecekti ve bu yüzden Cibuti’de beklemem gerekecekti. Ayrıca hava fırtınalıydı. Bu havada korsanların avlanmak için denize açılmakta güçlük çekeceğini de düşünerek konvoya katılmak yerine yalnız başıma seyre devam etmeye karar verdim.
Başıma gelecekleri biliyordum zira makinemiz neredeyse her gün arıza veriyor durmak zorunda kalıyorduk. Eğer katılsaydık konvoy bizim için durup beklemezdi. Bir de diğer gemilere karşı ayıp olacaktı.
Nitekim daha ilk saatlerde ana makineyi stop etmek zorunda kaldık. Zira silindir veya gömlek adı verilen pistonların içinde hareket ettiği ana makine layneri çatlamıştı. Layneri değiştirmek gerekiyordu ve bu işlem en az bir gün sürecekti.
Stop ettiğimizi bölgede karakol yapan Türk savaş gemisine bildirdim. O da birlikte görev ifa ettiği diğer gemilere durumumuzu bildirdi. O günü öyle bitirdik.
Hava kararmıştı ve Somali sahillerine çok yakın bir noktada bulunuyorduk. Her an bir korsan saldırısına uğramamız mümkündü. Bu yüzden gemimizi tam bir karartma durumuna almaya karar verdim. Seyir fenerleri de dâhil olmak üzere bütün ışıkları kapattırdım. Gemi içinde çalışılan yerlerdeki ışıkların sızmaması için bütün lumbuzları sıkı sıkı örtüldü. Şimdi, tam bir hayalet gemi olmuştuk.
Konvoy gemileri Aden koridorundan geçerken bize yaklaştıklarında fenerlerimizi yakıyor yerimizi belli ediyorduk. Bizden uzaklaşırken yeniden söndürüp hayalet pozisyonumuzu sürdürüyorduk. Gece bizim için adeta koruma kalkanı olmuştu.
Fakat sabah gün ışımaya başladı ve yeniden ortaya çıktık. Fırtına etkisini yitirmişti ve korsan saldırısı için uygun bir ortam vardı. Hep birlikte laynerimizi değiştirdik ve makinemizi fayrap ettik. (çalıştırdık)
Yeniden seyre başlamıştık fakat Aden koridoru bitmeden bu sefer kaverde sorun çıkmıştı yeniden stop etmek zorunda kaldık. Gece olunca yine hayalet gemi siluetine döndük. Gece bizim için korunma sağlıyordu. Gündüz durumumuz daha kötüydü.
Nihayet bu arızamızı da onardık ve yeniden yola koyulduk. Sonunda Aden sularından çıkmış Umman denizine varmıştık. Fakat korsanlar boş durmuyordu. Bizim stopta kaldığımız gün iki gemi birden kaçırıldı. Bir tanesi Somali sahillerinden tam 1100 deniz mili yani yaklaşık 2000 km uzaklıkta ele geçirilmişti.
İşte böyle sevgili okuyucular. Denizciler sadece bildiğimiz işlerin dışında bir de korsanlar gibi yüzyıllar öncesinin problemlerini günümüzde de yaşıyorlar. Bu vesile ile Rabbimden bütün denizci kardeşlerimizi korumasını niyaz ediyorum.