Pazartesi, 10 Ekim 2011 16:21

Kapitalizm sonrası dönem

Dünyanın en büyük şirketlerinden birisi olan Apple’ın kurucusu Steve Jobs öldü. Kendisi ile ilgili çok şey söylendi. Özellikle şirket yönetiminde, verimlilik ve teknolojinin ticari hayattaki etkileri üzerine çok şey söylendi. Fakat göz ardı edilen önemli bir hususu çoğu insan es geçti. Sermaye ve kapitalin önemini yitirdiğini hala anlayamadı insanlar.

Bediüzzaman “Beşer esir olmak istemediği gibi ecir olmakta istemez” diyerek kapitalist sistemin de bir gün çökeceğini ve yeni bir dönemin “Malikiyet ve serbestiyet devri” olacağını dile getirmişti. Tekelci bir yapısı olan ve küçük yatırımcının palazlanıp büyümesine fırsat vermeyen ecir yani ücretli sistem yıkılmaya yüz tutmuştur.  “Mülkiyetin tabana doğru yayılacağı, serbestlik ve rekabetin sermayeden daha fazla önemli olacağı” tezi bugün daha iyi anlaşılmaya başlamıştır zira Steve Jobs gibi hiçbir parası olmayan insanlar kapitalizmin bütün temel dayanaklarını yıkmıştır.

Gerçi, Karl Marks da kapitalizmin yıkılacağını öngörmüş bunun yerine sınıfsız toplumun yani komünizmin geleceğini iddia etmişti. Fakat komünizmin bir ütopya (hayal) olduğu çok geçmeden anlaşıldı. Sovyetler Birliği ve Çin, 15 milyon insanın öldürüldüğü kanlı “Ekim Devrimi” ve 50 milyon insanın katledildiği “Kültür devriminden” başka insanlığa hiçbir şey veremedi. Kan ve gözyaşının bol olduğu, ahlaki ve dini değerlerin yozlaştırıldığı, insanların acımasızca sömürüldüğü ücretli sistemin ikinci bir versiyonu olan komünizm, tarihin karanlıklarına gömüldü ve bir daha geri gelmeyecek şekilde nefretle anılır oldu.

Bundan 90 yıl önce Darülhikmetil İslamiye azası olan Bediüzzaman, Lemaat isimli eserini neşreder. Bu eserinde şöyle diyor:

“Devletler, milletlerin hafif muharebesi, tabakat-ı beşerin (insanların sosyal tabakalarının) şedit olan harbine terki mevki ediyor. Zira beşer, edvarda (eski devirlerde) esirlik istemedi, kanıyla parçaladı. Şimdi ecir olmuştur; onun yükünü çeker, onu da parçalıyor. Beşerin başı ihtiyar; edvarı hamsesi (beş devri) var. Vahşet ve bedeviyet, memlukiyet, esaret, şimdi dahi ecirdir, başlamıştır geçiyor”.

Lemaat isimli eserinde görüldüğü gibi beş devri zikrettiği halde beşincisi olan “Malikiyet ve serbestlik” devrini dile getirmiyor. Bunu Barla’da iken yazmış olduğu “Mektubat” isimli eserinde ilk defa yazıp neşrediyor.

Ücretli dönemini kastederek “başlamıştır geçiyor” dediği tarih 1921 tarihidir. “Malikiyet ve Serbestiyet” devrinden ise 1930’lu yıllarda bahsediyor. İnsanlığın yaşam devirlerini bu derece anlam bütünlüğü ve kapsayıcı bir şekilde ifade eden Bediüzzaman’ı Steve Jobs gibi girişimci insanlar teyit ediyor.

Google gibi dünyanın en büyük şirketlerinden birisini de Stanford Üniversitesi'nde doktora adayı iken Larry Page ve Sergey Brin isimli öğrenciler kurmuştu. "Google Guys" olarak nitelendirilen bu ikili ve Steve Jobs’un en önemli özellikleri beş parasız olmalarıydı. Fakat güçlü girişimcilik ve devrin dinamiklerini çözen yenilikçi özelliklerini taşıyorlardı.

Jobs, şirketini kurmak için karar verdiğinde gerekli olan 1000 doları bulmak için arabasını satmıştı. Google’un kurucuları ise bugün kullandığı alan adını 15 Eylül 1997'de etkinleştirmiş ve şirketlerini resmen 4 Eylül 1998'de kurmuşlardı.  Şirketin merkezi için arkadaşları Susan Wojcicki'nin Kaliforniya'da bulunan garajını göstermişlerdi.

Yani herkesin kolayca edinebileceği bir sermaye ve yer ile dünyanın en büyük şirketlerini kurmuşlar, malikiyet ve serbestiyet devrinin başladığını fiilen ispat etmişlerdi. Artık dünya çapında bir şirket kurmak için büyük arazilere ve sermayeye ihtiyaç duyulmayacağını aklı başında herkes biliyordu.

Kimsenin hayaline bile gelmeyen hatta imkânsız gibi görünen bu devri Bediüzzaman 90 yıl önce öngörmüştü. Ücretliliğin yerini serbest girişimciliğin alacağını, sermayenin iletişim, bilgi ve teknoloji sayesinde önemini yitireceğini tahmin etmişti.

Osmanlı Devleti’nin yıkılmaktan kurtulabilmesi için Münazarat isimli eserinde “devlet kapısında iş aramanın” yerine, ticaret, sanat ve ziraatın önem kazanacağını dile getirmişti. İşte Steve Jobs ve Google çocukları Bediüzzaman’ın haklı olduğunu neredeyse “0 sermaye” ile kurdukları şirketleri ile tüm aleme gösterdiler.

Son ekonomik kriz öncelikle paradan para kazanan reel sektör yerine faizcilik ile kazananları ezip geçti. ABD ve Batı ülkeleri önce bu tefecileri korumaya kalktı lakin fatura çok ağırdı. Trilyonlarca dolar bu faizcileri kurtarmaya yetmiyordu. Artık, Avrupa’daki halk hareketleri paranın başkenti olan New York’a kadar gelmişti.

Biz insanların % 99’unu temsil ediyoruz diyen öğrencilerden tutunda köylü, işçi ve memurlara kadar halkın çok büyük bir kesimi sokaklara çıkmış ABD hükümetini asalak bankaları kurtarmaya çalıştığı için protesto ediyordu. New York’ta başlayan halk hareketleri dalga dalga tüm Amerika’ya yayılmaya başlamıştır artık. Para babalarının kurtuluş ümidi yoktur. Sermaye yani kapital devri son demlerini yaşamaktadır.

Mülkiyetin halka geçeceği demokrasinin yani serbestliğin hâkim olacağı bu yeniçağda toplum hayatının en önemli dinamikleri değişmeye başlamıştır. Geriye dönüş yani sermayenin mutlu küçük azınlığın ellerinde toplandığı tekelci sistem, sona ermektedir. Bediüzzaman’ı dinleyenler, malikiyet ve serbestlik devrinin icaplarını yerine getirenler yarınlara hükmedecektir, vesselam…

Vehbi Horasanlı

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...