O BİZDEN
Ailede anne babamız;
- O uysaldır, hürmetlidir. Hiç üzmez bizi…………
Mahallede Arkadaşlarımız;
-O kadirşinastır,arkadaş canlıdır……..
Okulda Öğretmenimiz;
-O yapar zekidir, akıllıdır, saygılıdır……………
Evde Hanım ve çocuklar;
-O nasılsa bizi seviyor, fedakardır,evine bağlıdır ……..
İşte Patronumuz, Amirimiz;
-O çalışkandır, itaatkardır……………
Daha başka yerde başkaları tarafından;
-O bizdendir, çok gayretli ve uysaldır……….
Cümleleri ile başlar aşırı yüklenme. O bizden felsefesi diyorum adına. O bizden nasıl olsa diyor ve eziyor bizden olanı. Ezdiğinin farkında bile değil belki de. Çünkü bizden diye sahiplenmiş, sıradanlaştırmış.
Sahiplenmiş ya bizi bazen kendisine olan sevgimizi kullanıyor, bazen saygımızı. Bazen örf ve adetlere bağlılığımızı, hatta din duygumuzu. Özetle değerlerimizi kullanıyor. Yeter artık taşıyamıyorum diyene kadar, yüze gelene kadar sürüyor bu hal.
Hiç tanımadığı birine otobüste, sokakta alışverişte göstermesi gereken ve gösterdiği özeni, saygıyı, sevgiyi bizden olanlara çok görür, şaka adına, espri adına kırar kalbini. Birde kılıf bulmuştur “Tabak sevdiği deriyi yerden yere vurur” diye. Sanki karşısındaki deri.... Oysa en çok bizden olanların hakkı değil mi sevgi, saygı ve ilgi görmek?
O bizden diye bizi seven ve sayanlara yüklenirken, farkında mıyız bilmem pirim veriyoruz tembellere, huysuzlara, asilere, vefasızlara ve memnuniyetsizlik hastalığına yakalananlara.
Nurettin YAVUZ
28 Kasım 2008..