Cuma, 06 Şubat 2009 06:07

NE MAHALLE BASKISI MI?

NE MAHALLE BASKISI MI?

 

Bu günlerde mahalle baskısı tartışmaları gündemde. Bende 20 yıl görev yaptığım TSK da bir çok mahalle baskısı yaşadım. İşte yaşadığım ilk mahalle baskısı;

 

1986 yılının Ağustos 30unda Zırhlı birlikler Okulundan Astsubay Çavuş rütbesi ile mezun oldum. Okul ikincisi olmuştum. Dereceye girenler ilk tain yerlerini kendileri istiyordu. Ben memleket diye Amasya 15 nci P.Tuğ.(Şimdi er eğitim tugayı) Tank Bölüğünü istemiştim, tayin oldum. 15 gün meyil izni kullanıp birliğime katılacaktım. Öğrenci iken nişanlı idim. Meyil izninde düğünümü yaptım.

 

Meyil izni bitmişti. Birlikler Sonbahar tatbikatı için araziye çıkmışlardı. Bölükte kalan astsubay beni karşıladı. Öyleden sonra ikmal için gelen araçla arazide bulunan bölüğüme katıldım. Eylül tatbikatı başarılı bir şekilde bitti ve kışlaya döndük.

 

Kışlaya dönünce eşime kimlik kartı almak için gerekli evrakları tamamlayıp müracaat ettim. Dilekçemi verdikten 3 gün sonra bölük astsubayımız eğitim alanına haber yollamış “seni merkez şube müdürü çağırıyor” diye. Tugay merkez şubeye gittim şube müdürü Bnb. ya kendimi tanıttım beni çağırmışsınız dedim. Oda

-Sen eşine kimlik kartı almak için müracaat etmişsin fakat verdiğin fotoğraflar uygun değil. Baş açık olacak bu fotoğrafla kimlik kartı alamazsın dedi. Bende

-Neden bu fotoğrafla alamıyorum nerde yazıyor, aynı fotoğrafla evlenme cüzdanı ve nüfus kağıdı aldık. Dedim. Böyle bir soruya hazırlıklı olmalıydı ki hiç birşey demeden Masasının çekmecesinde İç hizmet Kanunu nu çıkardı ayraçla hazırladığı yeri açtı ve okudu. Ben kendisine

- İç Hizmet kanununu bende okudum. Sizin okuduğunuz yer subay astsubayların fotoğrafından bahsediyor benim eşim sivil dedim. Kitabı tekrar kapatıp çekmeceye koydu ve sen şimdi git dedi.

 

Aradan iki gün geçti. Bu seferde Kurmay başkanı çağırdı. O da bu resimle kimlik kartı verilmeyeceğini hanımımın başı açık resmini getirme gerektiğini söyledi. Ben de eğer bu resimle olmayacaksa kimlik kartı istemediğimizi söyledim. Oda aynı şekilde sen şimdi git dedi.

 

Kurmay başkanının çağırmasından iki gün sonra Bölük komutanı beni çağırdı ve tugay komutanı (Rasim BETİR) seni bekliyor dedi. Hemen tugaya gittim. Emir subayını gördüm. Komutan seni bekliyor dedi. İçeri girdim. Kendimi tanıttım beni emretmişsiniz dedim. Otur dedi önce tereddüt ettim tekrar otur deyince oturdum. Bana

-Evladım biz 60 yıl önce atmadık mı bu başörtüsünü dedi. Sustum ve devam etti. Baş örtülü Asker eşi olmaz bu resimle kimlik alamazsın dedi. Bende

- Eşimin 13 yaşından beri başörtülü olduğunu ve teyzemin kızı olduğunu söyledim. Baş açık resim çektirmeyi kabul etmediğini ve Kimlik kartı istemediğini söyledi. Bana

- Daha mesleğin başındasın daha çok sıkıntı çekersin ilerde sen onu bilinçlendir. kitap okuyun dedi.Bende

-Emredersin komutanım dedim.Bana

-Merkez şubeye git evraklarını al dedi. Odasından çıktım. Merkez şubeye gittim merkez şube müdürüne Komutanın emrini ilettim.Kimlik kartı almaktan vazgeçtiğimi söyledim ve evrakları aldım..

 

 Komutanımın tavsiyesini tutum. Hanımla bol bol kitap okudum bilinçlendik. Aradan bir yıl geçti Tekrar aynı resimle hanıma Kimlik kartı çıkarmak için müracaat ettim. Hiç kimse çağırmadı. Bir haftada kart geldi. Tek fark komutan değişmişti.

 

Nurettin YAVUZ

Nurettin Yavuz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

4 yorum

  • Yorum Linki Ahmet TÜRKAN Çarşamba, 25 Şubat 2009 00:42 yazan Ahmet TÜRKAN

    Değerli Kardeşim,
    bvu, buna benzer sayısız örnekler var. Seninde anlattığın gibi tamamen keyfi uygulamalar. Hiç bir mesnedi yok. İç hizmet kanunu ile iç Hizmet yönetmeliği iç içedir biliyorsun. Ama işlerine geldiğinde İç Hizmet Kanunu işlerine geldiğinde İç Hizmet Yönetmeliğini uygularlar.
    Birde her konutan değiştiğinde, komutanla beraber değişen aslında devamsız olandevamlı talimatlar vardır.
    Cem Yılmaz bu talimatları opkusa epeyce malzeme çıkartır.
    Ahmet TÜRKAN

    Raporla
  • Yorum Linki İhlaslı Cumartesi, 07 Şubat 2009 05:34 yazan İhlaslı

    Esas mahalle baskısı, devletin gücünü eelinde bulunduran makamlar tarafından yapılır. Yazıda olduğu gibi.
    İnancını yaşayan insanların hal ve tavrını kendilerine baskı olarak görenler, yaşantılarını çevrenin heveslrine göre tanzim edenlerdir. Yani sürü psikolojisi ile hareket edenlerdir.
    İnancını yaşayan insan baskı yapmaz, ama sağlam bir inanca sahip olamayanlar ondan rahatsız olur. İktidar bu insanlarda ise, esas baskı, devletin imkanları kullanılarak, o zaman yapılır ve zulme dönüşür. İktidarı kaybetmeye başladıklarında da MAHALLE Baskısı oluyor diye bağırmaya başlarlar.
    Bu feryatlar hayra alamettir. Selamlarımla.

    Raporla
  • Yorum Linki Talha Cumartesi, 07 Şubat 2009 03:08 yazan Talha

    Kimlik kartında olduğu gibi sağlık hizmetlerinden istifade etmek için aynı uygulama Sağlık Karnesinde de yapıldı. Daha önce başörtülü resim ile sağlık karnesi tanzim edildiği halde, dolduktan sonra başörtülü resim kullanmak yasak diye yenilenmedi. Hiçbir yasa değişikliği olmadığı halde keyfi bir uygulama ile insanların en tabi hakkı olan sağlık hizmetlerinden mahrum edildi. Aynı baskıyı birçok personele yaptılar. Hak hukukun işlemediği bir yerde herşey olabilirdi, Ama ....!!

    Raporla
  • Yorum Linki Mehmet ERDİL Cuma, 06 Şubat 2009 14:09 yazan Mehmet ERDİL

    Sevgili Dostum,son parağrafına bayıldım. hasılı bunlar kendilerini akıllı alemi kör biliyorlar ve en önemliside buna inanıyorlar ya,ona hasta oluyorum.saygılarımla

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...