Salı, 01 Şubat 2011 16:02

Havuzumuz battı, sorumlular ortaya çıksın

Donanmada bir üzücü olay daha yaşandı. Kocaeli’nin Gölcük İlçesi’nde kurulu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı askeri tersanede, savaş gemisi ve denizaltıların bakım onarımlarının yapıldığı yüzer havuzlardan biri, bakım çalışması sırasında battı. Gölcük Tersanesi’ndeki bu havuzlar, bakıma alınacak gemi yanaştığında denizaltı gibi alt ve yanlarındaki tanklara su alarak batıyor, daha sonra bu sular boşaltılarak dev gemi ile birlikte su yüzüne çıkarak gemi veya denizaltının geniş kapsamlı bakımı yapılıyordu.

Askeri yetkililerden henüz bir açıklama yapılmadı. Fakat edinilen bilgilere göre Gölcük Tersanesi’nde, Deniz Kuvvetleri’nin savaş gemileri ile denizaltıların geniş kapsamlı bakım ve onarımlarının yapıldığı yüzer havuzlardan biri, bakım sırasında aniden batmaya başladı. Olay anında havuzun eskiyen parçalarının değiştirilmekte olduğu iddia ediliyor.

 

 Üzerinde herhangi bir gemi ve denizaltının bulunmadığı için çok şanslı sayılırız. Zira yıllar önce yine bu havuzlardan biri zincirini koparmış İzmit önlerinde Petkim’in römorkörleri tarafından kurtarılmıştı. Ama üzerinde yüzlerce asker ve savaş gemileri mevcuttu.

 

O zaman tehlike ucuz atlatılmıştı. Şimdi de öyle. Oldukça eski olduğu belirtilen havuzun batışı sırasında ölen ya da yaralanan olmadı. Ne kadar sevinsek azdır. Vatan görevini yapmak üzere askere giden vatandaşlarımızın bir tanesinin bile yaralanması hepimizi üzer.

 

Allah’a binlerce şükür olsun ki yaklaşık 15 yıllık Donanma hayatımda bir askerimin bile burnu kanamadan görevlerimi yapmak nasip oldu. Benim için büyük bir gurur kaynağıdır. Zira hakiki mermilerle yapılan top ve silah atışlarında en modern ordularda bile kazalar olabilmektedir. Örneğin bir merminin fünyesi arızalandığı takdirde yapacak tek şey vardır onu imha etmek. Çünkü adı üstünde patlamaya hazır bombadır.

Onlarca defa karşılaştığım böylesi durumda derhal askerleri toptan uzaklaştırır top kaptanı ile birlikte kamayı söker, her an patlamaya hazır olan mermiyi denizin dibine gönderirdim. Görev yaptığım yıllarda bir ABD savaş gemisinde fünye arızası nedeniyle merminin imha işlemi esnasında bir patlama olmuş 45 denizci hayatını kaybetmişti.

Kısaca bu işin şakası yoktur. Çok ciddi tedbirler alınmalıdır. Sadece top atışlarında değil hafif silah atışlarında da sık sık kazalar meydana gelir. Zira hayatında ilk defa silahı eline alan askerler heyecanlanmakta ve kazalara sebep olabilmektedirler. Gemideyken Silah bölümü subayı olduğum için atışları ben yaptırırdım. Atış poligonlarında binlerce kez atış yaptırmışımdır. Yine şükrederek ifade edeyim ki kazasız belasız görevimi yaptım ve bir tek vatan evladının bile zarar görmeden atışlarını yaptırarak, baba ocağına gönderdim.

İyi de “bunlardan bize ne” demeyin sakın. Zira bütün bunları şu nedenlerle anlatmayı bir borç biliyorum. Benim gibi binlerce silah arkadaşım sırf eşi başörtülü diye ordudan atıldı. Şanla, şerefle başarı ile görev yapmamıza rağmen yine de bize “siz disiplinsiz siniz” denildi. Sonra ne oldu, tecrübeli ve vatanı için canını seve seve feda edebilen bu insanların yeri doldurulamadı.

İşte sadece bir örneği bu havuz olayıdır. Savaş gemilerimiz karaya oturuyor ses seda yok. Yahu bir kişi dahi “tedbirsizlik yüzünden” dahi olsa cezalandırılamayacak mıdır? Devletin gücü sadece dindar askerlere mi yetiyor. Milyonlar harcanarak meydana getirilen savaş gemileri, tersanelerimiz tecrübeli ve liyakatli kişilerin ordudan atılması sonucunda karaya oturup batmış olmasın, sakın…

Burada en önemli sorumluluk bizlerin ordudan atılmasına imza atan, sırası ile Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Milli savunma Bakanları ve kuvvet komutanları başta olmak üzere sıralı sicil amiri komutanlardır.

Silahlı kuvvetlerde ve özellikle de Donanmamızda kaçakçılık, casusluk ve ahlaksızlık gibi üzücü olayların sık sık ve artarak meydana gelmesinin en önemli sebebi, bu vatanperver askerlerin ordudan atılması değil de, nedir?

Artık kör olan bile anladı ki, dindar askerler orduda darbe yapmak isteyenlerin yüzünden mesleklerinden ayrılmak zorunda kalmışlardır. Başörtüsü, türban bahanedir. Daha önce bunu anlatmakta güçlük çekiyorduk. Çok şükür yargının olaya el atması ile birlikte gerçekler bir bir gözler önüne serilmeye başladı da bir parça ferah bulduk.

Olan memleketimize oldu. Zira fedakâr tecrübeli ve inançlı insanlar, asker maaşlarının kesilmesi ile aç kalmadılar. Rızkı veren Rabbim, bir kapı kapayıp başka kapılar açtı. Fakat çok güçlük çeken kardeşlerimiz oldu. Ticari hayatın zorluklarını bilmeden acımasızca sömürüldüler, aşağılandılar ve örselendiler. Aileleri ve çocukları çok güçlük çekti.

Her ne ise, vicdanı olan herkesin kalbini paralayan bu acı hatıraları bir tarafa bırakıp hükümetimize, başkomutan olan Cumhurbaşkanımıza şu soruyu sormak istiyorum. Özellikle Donanmamızda meydana gelen üzücü olayların hesabı soruluyor mu? Yoksa daha önce olduğu gibi “irtica yaygarası” yapanlar ödüllendirilip madalya mı veriliyor?

CHP milletvekillerinin öncülük ettiği ve yaşzede adı verilen fedakâr ve cefakâr insanlara emekli maaşı bağlanması konusunda yapılması gereken “uyum yasası” hazırlanıyor mu? Binlerce insanın merakla beklediği ve sıkıntılarına bir parça merhem olacak bu yasanın çıkması için daha ne kadar bekleyeceğiz.

Lütfen, bir parça insaf ediniz ve gerekli çalışmaları hızlandırarak bir sonuç almaya çalışınız. Bakın zulmün abad olmadığını ve olamayacağını Tunus ve Mısır örnekleri ne kadar açık bir şekilde gösteriyor. Elindeki silaha güvenip masum insanları ezenlerin sonları hem bu dünyada hem öte tarafta pek vahim. 

Tarihin kara sayfalarına gömülmemek için gayrete gelip vazifelerinizi bihakkın yapmaya çalışınız, vesselam…

 

 

Son Düzenlenme Cuma, 04 Şubat 2011 15:12
Vehbi Horasanlı

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...