Cumartesi, 17 Kasım 2012 10:04

Bekle Beni Gazze…

İsrail adlı sanal devlet Allah'a rağmen devlet olmak arzusunda. Ancak anlamadığı ya da anlamak istemediği tarihsel bir gerçek var. O da Yahudi ırkının Allaha ya da insanlığa her baş kaldırışında top yekün imha edildiğidir. Demek ki Yahudi’nin Gazze’ye bu son saldırışları bu yok oluşu hızlandıran bir etken olacaktır.

                Kuran-ı Kerim’e göre Yahudiler İslam’ın gelişinden sonraki süreçte iki kez güç sahibi olarak Müslümanlarca yok edilecek ve dağıtılacaklardır. Mekke döneminde özellikle Hayber de olmak üzere ilk olarak mağlup edilmiş ve dağıtılmışlardır.

                Bundan sonra da kıyamete kadar olan dönemde Yahudiler Kuran ayetlerine göre yeniden toparlatılacak, sayıları artacak, güç ve kudret sahibi olacaklar. Dünya üzerindeki konjektüre baktığımız zaman özellikle ABD'nin ve dünya ekonomisinin idaresinin Yahudilerin elinde olduğu görülmektedir.

                Ayrıca Mekke döneminden sonrada Yahudiler toplu bir devlet ve güç olarak ilk defa Kudüs yakınlarında 1948 sonrasında bir araya gelebilmişlerdir. Elbette bu da Allah’ın Yahudiler ve iman edenler açısından bir imtihanı gereği vuku bulmuştur.

                Müslümanların şu zamanda en büyük handikabı bir başının yani halifenin olmayışıdır. Bu nedenle birliktelik sağlanamamakta ve muzaffer olunamamaktadır. Aslında İsra suresinde bildirilen 104. Ayeti kerime manası gereği de Müslümanların başsız olması gerektiği anlaşılmaktadır. Elmalılı Hamdi Yazır hocamızın tefsirine göre Allah Teâlâ mealen; “Arkasından da Benî İsraîle dedik ki: haydin Arzda sâkin olun, sonra Âhiret vaadi geldiği vakit hepinizi dürüp bükerek getireceğiz” demektedir.

                Görüldüğü gibi Yahudiler bir kez daha güç olacaklar, zenginleşecekler ve Allah’ın vazifelendirdiği o nasip tar ve layık kullarınca nihai bozguna uğratılacaklardır.

                İsrail’in bu ikinci güç döneminin sonlandırılması ve kıyamete kadar bir daha canlanamamaları da bu güç döneminde yapacakları zulüm ve insanlık dışı hareketler nedeni ile olacaktır. Çünkü yazımızın başında da ifade ettiğimiz gibi Allah Teâlâ Yahudileri ancak azgınlıkları artınca mağlup ve imha etmiştir. Demek ki kuruluşlarından bu güne kadar 50 yıllık zulüm bu sonucu doğuracak kesinliktedir.

                Madem Allah Teâlâ yüce kitabımızda bunu bildirmiş bugün Gazze de yaşananlar muhakkak durmaksızın ve artarak devam edecektir. Burada önemli olan biz müminlerin nerede ve hangi mesafede olduğudur. Elbette kalbinde İmanın zerresi olan her Müslüman gönlü yanarcasına Mescidi Aksa da ki kardeşlerinin ve o kutsal toprakların yanında olacaktır, olmalıdır.

                Bende diyorum ki “Bekle beni Gazze çok yakında geleceğim. Yahudi ırkının sonunun getirilmesinde, ebedi Cehenneme gönderilmesinde yanınızda olacak ve bu şerefe nail olacağım. Ey rabbim gönlü Kudüs'te atan iman ehlinin sayısını artır. Selahaddin Eyyubilerin sayısını artır.”

                Allahın vadi muhakkak gerçekleşecektir. Önemli olan biz inananların bu mücadelede elimizden gelen her ne ise ortaya koymasıdır. Bakınız dünya üzerinde Musevi olmayan Yahudi, Yahudi olmayan Musevi yoktur. Birbirlerine sıkı sıkıya kenetlenmişlerdir. En büyük hileleri dürüst olmalarıdır. Böylece toplumda nüfuz sahibi olmakta ve etkin konumlara gelmektedirler.

 Şöyle bir etrafınıza bakınız, ülkemizde ticaretle uğraşıp ta dürüstlüğünden dem vurmadığımız Yahudi var mıdır? Yıllarca hep duymuşumdur. “Yahudiler oldukça dürüstler. Ticaretlerinde doğru sözlülerdir.”

Biz Müslümanlar aslında bu ırkı kendimiz besleyip büyüttük. Onları toplumda örnek gösterdik. Özellikle Hilafetin kaldırılması ile beraber ülkemizde oluşan boşluk ile ortaya çıkan bir grup; “Önemli olan dürüst olmaktır, kalp temizliğidir.” Diyerek bu ırkın içimizde de büyümesine katkı sağlamıştır.

Hal bu ki Allahın lanetlediği bir ırk nasıl dürüst olabilirdi? Allah’ı bile kandırmaya kalkan, Allahın kendi içlerinden gönderdiği Peygamberleri öldüren bu ırk dürüst olabilir miydi? O halde bizler hiç olmazsa bundan sonra bu ırkı kendimize düşman ilan etmeliyiz. Her ne şekilde olursa olsun onlarla bir ilişkiye girmemeliyiz. Sonucu ne getirirse getirsin onları arkadaş dahi edinmemeliyiz.

Yahudi bağlantılı hiçbir şirket ile ticari ilişki kurmamalıyız. Mal alım ve satışı yapmamalıyız. Bir mal İsrail kaynaklı ise gerekirse mahrum olmalı ve asla onu kullanmamalıyız. Onlarla olan her türlü bağlantımızı bir an önce kesebilecek girişimleri gerçekleştirmeliyiz. Toplum içerisinde sık sık konferans ve mitingler yaparak, basın açıklamaları yaparak halkın bilinçlenmesine katkı sağlamalıyız.

Bakınız Allah Teâlâ Maide Suresi 51. Ayette Mealen; “Ey iman edenler, Yahudilerle Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar, birbirlerinin dostlarıdırlar. İçinizden her kim onlara yardaklık ederse, muhakkak o da onlardandır. Allah ise zulmedenleri doğru yola çıkarmaz.” Buyurmaktadır. Şimdi Allahın sözü üzerine söz olabilir mi? Biz nasıl Yahudileri dost edinebiliriz. Taraflardan biri Yahudi olunca işi ehline verdik demek ne derece doğru olabilir.

Evet, Peygamber Efendimiz (SAV) Yahudilerle komşulukta iyi geçinmiştir. BU konuda örnek olmuştur. Bu tamamen farklı bir durumdur. Komşuluk başkadır eşkıyalık başkadır. Elbette onları lanetlemiş olan Allah Teâlâ bile onları belirlenmiş bir güne kadar rızıklandırmaktadır. Ancak Yahudi bizimle dostluk yâda ticari ilişki kurarken bu ilişkiden faydalanarak bir başka Müslüman’a zulüm yapabiliyorsa bu ilişkiyi sürdürmek doğru değildir.

Allahın vadinin bir an önce gelmesi için gerek fiili, gerek lisanî ve gerekse kalbi dualar ile sürece katkı sağlamalıyız. İsrail konsolosluğu önünde “İsrail’e Lanet” mitingleri düzenlemeliyiz. Biliyoruz ki mantar tabancası patlasa ödleri patlayacak. O halde bizde onların ödlerini patlatacak işler yapmalıyız. Filistin’e, Gazze'ye insani yardım kaynakları temin etmeli, hatta maddi kaynak ulaştırmalıyız. Ta ki o müjdelenen güne gelinceye kadar.

Bekle beni Gazze…

Hamza Eroğlu

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Bu kategoriden diğerleri: « Muma Üflemek, İSRAİL YİNE VURDU »

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...