Salı, 12 Mart 2013 11:03

En İyi İbadet !

 

            Birlik Vakfı Genel Merkezinde Helal Gıda üzerine bir konferansımız vardı. Konferansı; Ümmetin helal kazançlı lokmalarının helal olması için gayret serf eden aynı zamanda GİMDES’in kurucu başkanlığını da üstlenen Dr. Hüseyin Kâmi Büyüközer Hocamız vermişti.

            Konferans sonrasında ilerleyen yaşına rağmen genç ve dinamik mümin bir genç misali yaşadığı hayatı doldurduğunu her halinden gösteren Yılmaz Tonguç Hocamız Hüseyin Kâmi Büyüközer Hocamızla beraber helal gıda üzerine derin bir sohbete başlamışlardı.

            Onlar o derece ilmi ve hararetli bir sohbete dalmışlardı ki bizlerde ister istemez o sohbete dâhil olmuştuk.

            Bir ara Yılmaz Tonguç hocamız; “Efendim sizlerle Mekke de medfun Enis Hoca Efendi ile alakalı bir hatıratımı paylaşmak istiyorum.” Diye bir hatıratını anlatmaya başladı;

            “Malumunuz Mekke’de ümmetin icma ettiği dört büyük âlim vardır. Bunlar, Erzurumlu Hattat Hacı Mustafa Dinç Efendi, Ali Ulvi Kurucu Efendi, Buharalı Zekeriya Efendi ve Yüzbaşılıktan emekli olup Mekke’ye yerleşmiş olan Enis Hoca Efendi’ dir.

            Enis Efendi ahir ömrünü hep itikâfta geçirmeye gayret etmiş, mecburiyet hali ve vakit namazları dışında itikâfını hep devam ettirmiştir.

            Ben bir gün kendisi ile bir sohbette bulunurken bana “Yılmaz evladım söyle bakalım en iyi ibadet nedir?” Diye sordu. Bende tereddütsüz Namaz, diye cevap verdim. Başını usul usul salladı. Peki, söyle bakalım Namaz senin ne kadar vaktini alıyor? Ben de ortalama bir saat dedim. O da hadi çok takva olduğunu düşünüp bir buçuk saat diyelim dedi. Sonra yine bana hitaben şimdi yirmi dört saatin bir buçuk saatini namaz dolduruyor ya geriye kalan yirmi iki buçuk saatini ne dolduruyor? Benim cevap vermemi beklemeden “Helalen ve Tayyiben rızık” dolduruyor dedi.

Müslümanın en iyi ibadeti geriye kalan bu uzun zaman da rızkının helal ve tayyip olması için gösterdiği gayret ve harcadığı zamandır. Müminin zamanının ekser kısmını bu amaç dolduruyor. Helal ve Tayyip olmayan bir rızık peşinde geçirilen zaman ve onu tüketen vücut Allah’ın huzurunda mesul olacaktır.”

            Evet, çok doğru söylemiştir Enis Hoca Efendi. Bir lokma haramın insan vücudundan kırk gün çıkmadığı anlatılır darb-ı mesellerde. Düşünün bir kere; kaç bir lokma gidiyor insanın boğazından ve ne kadar zaman harcanıyor.

            İşte o nedenle Müslümanlar yediklerine ve içtiklerine en az Namaz kadar özen göstermelidirler. İnsan nesli yedikleri ile bozulabilecek bir nesildir. Helal haram demeden her şeyi yiyen bir topluluk kalbinde ki imanı ne kadar artırabilir.

            Enis Hoca son olarak haramla beslenen bir vücudun yaptığı duanın da makbul olmayacağını ifade ederek “helalen ve tayyiben” emrine dikkat çekmek istemiştir.

            Gerçekten Allah-ü Teâla Kuran-ı Kerim de Furkan suresi 77. Ayette “Habibim, insanlara de ki, duanız olmasaydı Allah katında ne ehemmiyetiniz vardı.” Buyurmaktadır.  Bu nedenle helal lokma ve helal lokma peşinde harcanan zaman kesinlikle ibadet hükmünde olacak ve dularımızın da makbuliyetine önemli bir katkı sağlayacaktır.

            Bir lokmanın helal olabilmesi; o lokmanın helal kazanılması ve Allah’ın haram kılmadığı lokmalardan olması ile sağlanamaz. Temiz ve sağlıklı olması da helalliğe tesir eden önemli bir faktördür. Hepimiz de bugüne kadar Müslüman bir ülkede yaşamanın vermiş olduğu rahatlık vardı. Madem Müslüman bir belde de yaşıyorduk elbette yiyecekler helal olmalıydı.

            Bu düşünce artık bugünlerde geçerliliğini yitirmektedir. Çünkü inananlar gördü ki bir hayvanın İslami usullere göre kesilmesi helalliği için yeterli olmuyor. O hayvandan elde edilen ürünler de kullanılan katkı maddelerinin de helal olması gerekmekteydi.

Bir içeceğin alkolsüz içecekler sınıfında olması da onun helal olduğuna işaret etmiyordu. Şimdi çok iyi biliniyordu ki; alkolsüz denen içeceklerde bile Türk Gıda Kodeksine göre %0,3 alkol bulunabiliyordu. Bu içeceklerde konsantrasyonun ve homojenliğin daha iyi sağlanabilmesi, çözünürlüğün maksimum seviyede sağlanabilmesi için ekonomik bir çözüm olan alkol kullanılmaktaydı.

Gerçekten çok zor bir dönemden geçmekteyiz. Alışkanlıklarımız bir anda karşı cephede yer almaya başlamıştı. Helal olarak kabul ettiğimiz yüzlerce yiyecek ve içecek bir anda şüpheli sınıfına girmişti. Bu alışkanlıkları terk etmek göründüğü gibi kolay olmayacaktı.

Ne olursa olsun bir yerden başlanılması gerekiyor. Biz zorlansak dahi gelecek nesillere temiz ve İslami hassasiyete uygun bir ortam bırakmamız elzemdi. Bizler bu konuda daha duyarlı olduğumuz takdirde, kapitalist düşünce sistemini mağlup etme imkânına sahip olmamız mümkündür.

Talep etmeyerek, nefislerimize ipotek koyarak, bu oluşumları Müslümanlarının helal anlayışına göre bir üretime mecbur bırakabiliriz. Böylelikle gelecek neslin gıda açısından yaşam standardının İslami realiteye uygun hale getirilmesine katkı sağlamış oluruz.

Demek ki namaz, oruç, zekât ve hac gibi birçok ibadetimizin hakiki manada yerine getirilmesi vücuda giren gıdaların Helal ve Tayyip olması ile mümkün olacaktır. Anadolu’da iyi ahlaklı genç nesilleri gören ilim erbabı “Helal süt emmişler” diyerek bu nesli övmesi bu nedenle olsa gerektir.

Gayri meşru yollarla hayatını idame eden kişilerin çocuklarının gayri ahlaki davranış göstermelerine hep bu gayri meşru kazançları delil olarak gösterilmiştir.

Cenâb-ı Hak Bakara suresi 205. Ayeti kerimede “ …ekini ve nesli bozmaya çalışan...” diye bir bozgunculuktan bahseder. Bu nedenledir ki Allah (CC) müminleri ikaz ederek bu duruma karşı tedbirli ve duyarlı olmaları gerektiğini vurguluyor.

Elbette neslin kalitesi için tedbir almak bizlere düşse de onu muhafaza edecek olan yalnız Allah (CC) tır.

 

                                               Ersan Ergür

                                           

Son Düzenlenme Salı, 12 Mart 2013 11:10
Hamza Eroğlu

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...