Pazartesi, 28 Şubat 2022 10:58

RUSYA’NIN UKRAYNA İŞGALİ…

Öncelikle ifade edelim ki bugün dünyadaki önemli ajansların nerede ise tamamının küresel güçlerin emrinde veya kontrolünde olduğunu biliyoruz.

 

Önemli hadiselerde ne yönde yayın yapıyorlarsa ortak dillerini iyi anlamak gerekir. Bize istedikleri algıyı vermeye çalışırlar. Çoğu zaman ne tür algı içinde olduğumuzu hadiselerin zuhurundan sonra anlarız. Tabi ki iş işten geçmiş olur. 

 

Bir not olarak aklımızda olmasında fayda var.

 

Yine ifade edelim ki bazı önemli yayın organları da genellikle izlenen veya izlenecek politikaların küresel güçler tarafından hangi yöne evrilmesi ile ilgili önemli ipuçları verir. The Economist dergisi de bunlardan birisidir. 1843 yılından itibaren kesintisiz yayın yapan Londra merkezli bu dergi sadece ABD’de haftalık 1 milyon ortalamada satış yapmaktadır. Genellikle şifreli ve görselli kapak fotoğrafları çok ilgi çeker ve uzun uzun yorumlar yapılır. 

 

Bu girişten sonra söyleyebileceklerimiz şunlardır.

 

The Economist dergisinin 26 ŞUBAT 2022 tarihli internet sayfasındaki manşetler hayli ilginç. 

 

'Türkiye-Rusya yakınlığı Ukrayna savaşı ile bozulabilir. Hem Rusya ile dost olup hem NATO’da olmak kolay değil, bu ilişki yaşamayacak.'

 

Bu başlıkta önemli şifreler var.

 

Yani bir öngörü yapıyorlar ve böyle olmasını arzu ediyorlar.

 

Peki nasıl olabilir?

 

Tersten bir senaryo kurgulayalım.

 

‘Evet bir savaş ve işgal var. Kuvvet dengesi orantısız. Ama olduğundan çok daha büyük gösterilecek. Medya 7/24 gözümüze Ukrayna’daki zulmü sokacak. Sahadan röportajlar gelecek. Sığınaktaki insanların çektiği sıkıntılar gösterilecek.

 

Türk insanının merhamet duyguları kabartılacak. Rusya ile ilişkiler gittikçe gerilecek. Son olarak Boğaz’larda yaşanması muhtemel bir gerilim bahane edilerek Rusya ile çatışma ortamı hazırlanacak. Artık kıvılcımın ateşlenmesi an meselesi olacak. Bir küçük hadise de kıvılcımı ateşleyecek.

 

Hemen akabinde NATO ayağa kalkacak. Etrafımızdaki hatta burnumuzun dibindeki NATO üsleri sözde bize yardım için hareketlenecek. İstanbul tehlike altında görülecek. Yardıma gelelim çağrıları yapılacak. Dedağaç’ta hazır bekleyen tanklar hareketlenecek ve Trakya’dan girişler başlayacak. NATO İstanbul’u kurtarmaya gelecek.

 

Hayal mi? Tabi ki hayal olarak görünüyor. Ama Dedeağaç’taki 400 tankın bulunmasının sebebi hikmeti ne olabilir? Mantıklı bir cevap var mı?

 

Tabi ki böyle bir senaryoda ABD ile Rusya’nın gizli bir ittifak içinde olması gerekir.

 

Olabilir mi?

 

Suriye’de hatırlayalım.

 

2019 Ekim’de yaptığımız efsanevi Barış Pınarı Harekatı’nı hatırlayalım. Türk ordusu yıldırım gibi ilerliyordu. Bir hafta içinde yıllarca yapılan hazırlıklar darmadağın edildi ve bir anda karşımıza ABD dikildi. İkna olmadık ve harekatımıza devam ettik. Ama sonrasında bir baktık devir teslim yapılmış ve görevi Rusya devralmış. Ve ortak devriye yaparak sözde 30 km derinlikli alanın kontrol altında tutulması ve terör unsurlarından temizlenmesi şartı ile harekât sekteye uğratıldı.

 

ABD ve Rusya arasında müthiş bir paslaşma oldu.

 

Rusya’nın Ukrayna işgalinde böyle bir ittifak var mıdır?

 

Her şey olabilir.

 

ABD Suriye’de sözde bağımsız Kürdistan’ı hayata geçirme karşılığında Rusya’ya Ukrayna bırakabilir. Bunu başarmak için de Türkiye cephe içine alınabilir, yıpratılabilir.

 

Şimdilik bir fikir olarak akıllarımızda kalsın. 

 

Söylediklerim asla Rusya’nın işgal zulmünü küçük görmek manasına gelmemelidir. Haksız yere bir insanın canına kıymak bütün insanlığı yok etmek gibidir. Tamamen oyun içinde oyun olabilir senaryosu na dikkat çekmektir.

 

Atacağımız her adım için bin düşünüp bir adım atmalıyız.

Ekrem Ata

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...